İstanbul'un taşı toprağı şiir

Adına şiirler yazılmış, şairlere ilham kaynağı olmuş İstanbul, 12-16 Mayıs tarihleri arasında dünyanın pek çok ülkesinden gelen şairleri ağırlayacak.

Yayınlanma: 10.05.2009 - 15:21
Abone Ol google-news

Bu yıl ikincisi yapılacak Uluslararası İstanbul Şiir Festivali beş gün boyunca kitapevlerinden köşklerine, tarihi mekânlardan tiyatro ve konser salonlarına, tüm şehir, şiirin derinliğine çağırılacak. Bu seneki ana teması Çağdaş Romanya Şiiri olan festivale 17 ülkeden 40 sanatçı katılacak. Adela Greceanu, Anjelina Polonskaya, Astrid Lampe, Breyten Breytenbach, Doina Ioanid, Emilio Coco, Fadhil al-Azzawi, Francisco Brines, Gabriel Chifu, Haeng Sook Kim, Joachim Sartorius, Leopoldo Castilla, Ali Günvar, Ataol Behramoğlu, Gülten Akın, İbrahim Tenekeci, Veysel Çolak, Egemen Berköz Festivalde şiir okumalarının dışında, Kadir Has ve Kültür Üniversitelerinde Şiir Akademileri, Bülent Ortaçgil, Serkan Çağrı&Rumeli Band ve Kardeş Türküler konserleri ile Şiir Hatları Vapuru gezisi de yer alacak. Festivalin bir de sürprizi var; yıllar sonra büyük usta Müşfik Kenter Bir Garip Orhan Veliile sahnede olacak.

 

Türk halkıyla karşılaşma

Koordinatörlerden Adnan Özere göre bu festival bir gereklilik. Temasının Çağdaş Romanya Şiiri olmasına gelince Özer, Romanyanın Balkan ülkeleri arasında şiiri hakkında en az fikir sahibi olunan ülke olduğunu söylüyor. Üstelik Türk edebiyatı ile ilgili çeviri faaliyetlerinin Romanyada artması da bunda etkili olmuş. Festival ve dolayısıyla da şiir her yıl istanbula biraz daha yayılıyor. Peki festival ve İstanbul dünya şairleri için ne ifade ediyor. Yanıtı festivale Iraktan katılan Fadhil Al-Azzawiden.

- Uluslararası İstanbul Şiir Festivaline katılmak sizin için ne ifade ediyor?

Dünyanın farklı yerlerinden gelen şairlerle karşılaşmak ve farklı özgeçmişleri olan insanlarla konuşmak oldukça güzel. Yine de bu festivalin benim için ayrı bir anlamı var. Bu, benim Türkiye halkıyla ilk karşılaşmam. Şiirlerimi İstanbul gibi bir şehirde okumak benim için çok önemli bir olay çünkü burada şiirlerimi normal dinleyiciler önünde değil, şairlerin önünde okuyacağım. İstanbulda herkesin şair olduğunu, en azından herkesin kendini şair addettiğini biliyorum. Bu elbette, bir şiir okumasına ayrı lezzet ve zevk katıyor.

- Bu buluşma sizce nasıl olacak?

Şiirlerimin bazılarını Türk dinleyicileri önünde okumak benim için pek çok anlamı kapsıyor, kendi içimde geriye doğru yolculuk etmek gibi. Kuzey Iraktaki bir şehirde, Kerkükte doğdum ve büyüdüm. Burada pek çok insan, Arapçanın yanı sıra yerli aksanıyla Türkçe konuşuyordu. Sonra, Arapça şiirler yazmaya başladığımda Türk şiiri, benim temel ilham kaynaklarımdan biri oldu.

 

Dilden fazlası

- Neden?\t

Türk folklorunun büyüsünün ve zenginliğinin farkındaydım. Aşıkların ve sarhoşların yaktığı türküleri, yolcuların, sultanların, aşıkların, hırsızların hikayelerini biliyordum. Bu yoğun güzellik beni esir almıştı. Ayrıca okuduğum pek çok büyük Türk şairi de duygularını basitçe ifade edişleriyle, ama aynı zamanda da her bir kelime ve cümledeki hassasiyetleriyle beni büyülemişti. Orhan Veli, Nazım Hikmet ve Fazıl Hüsnü Dağlarca gibi şairlerin yanı sıra Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Elif Şafak, Aziz Nesin ve pek çok yazarı da okumuştum. Bu nedenle benim halkım olduğunu düşündüğüm insanların önünde şiirlerimi okumak benim için büyük bir mutluluk olacak. Şiirlerim Arapça yazılmış olsa da onların içinde Türkçe bir şeyler de var.

- İstanbul ve şiir diye sorsak?

İstanbul hakkında bir şey söylemek zor çünkü bu şehre karşı hissettiklerinizi ve sevginizi ifade etmek için dilden daha fazlasına ihtiyaç var. Aslında İstanbul bir şehirden daha fazlası. Şiirlerimi bu şehrin tarihi yerlerinde okumak benim için rüya gibi. Tarihin, modernliğe girmeniz için size kapılarını açtığı yer. Tüm dünyada, geçmişin haşmetini bugünün canlılığıyla birleştiren başka bir şehir yok; tüm zamanların paha biçilemez incisi.

www.istanbulsiirfestivali.org


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler