Gökçek adına fatura
Ergenekon dava dosyasında Siyasi, Ekonomik, Sosyal Araştırmalar ve Strateji Geliştirme Merkezi olan SESAR şirketi tarafından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek adına kesilmiş bir fatura dikkat çekiyor. Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan İsmail Yıldız'ın başkanı oluğu SESAR'a ait faturanın tarihi 13 Haziran 2003, numarası ise 012730.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek adına kesilmiş faturanın açıklama bölümünde dört farklı işlem sıralanıyor. Bu işlemlerin ilkinde “Danışmanlık 2002- 2003” yazıyor. Faturadan, SESAR’ın AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’la ilgili çalışmalar yaptığı anlaşılıyor.
Aynı klasörde “AKP’nin Ordu İle Temas Arayışının Değerlendirilmesi ve Öneriler” başlıklı bir doküman da yer alıyor. Belgede, AKP’nin misyonunu, taban hedefli bir politika üretmenin ötesinde, milli siyasetin yeniden şekillenmesi doğrultusunda, seçim tarihlerinin ötesinde, uzun vadeli bir perspektifle ele almasının büyük önem taşıdığı belirtiliyor. “Tarihten kaynaklanan benzersiz rolünü sürekli ve bazen beyhude bir şekilde meşru tutmaya çalışan askeri kesimi tümü ile göz ardı etmek, herhangi bir siyasi oluşum için akıllıca olmayacaktır” deniliyor. TSK’yi kendi siyasi platformları açısından konuşlandırmak isteyenlerin genellikle, yanlış olan “Asker bizim hakkımızda ne düşünüyor?” sorusu ile yola çıktıkları ifade edilerek, son on yıldaki gelişmeler nedeniyle ordunun artık yek vücut olmaktan çıktığı, sivil kesimlere entegre olduğu ifade ediliyor. İzlenmesi gereken yöntem ise şu şekilde açıklanıyor:
“Temas kanalları oluşturmak değil, ortak ülküler çevresinde ortak çalışma alanları yaratacak öncelikle kavramsal, sonrasında toplumsal ‘bölgeler’ yaratmak olmalıdır. AKP dinamikleri ile TSK dinamikleri açısından bazı paralellikleri irdelemek gerekir.”
‘Ordu ve İslam el ele vermeli’
Türkiye’yi ülküsü olan bağımsız bir güç yapmak için bu iki olgunun, yani ordu ve İslamın el ele vermesi gerektiği ifade ediliyor. 3 Kasım referans alındığında, AKP’nin Türkiye’de ‘modernleşme-küreselleşme’ olarak lanse edilen dış güdümlü süreçlerin yarattığı dalgadan fazlasıyla yararlanacağı, bu konumunun da onu iktidara taşıyacağı ifade edilerek, ordu ile temasın değil etkileşimin önemli olduğu vurgulanıyor. “AKP’nin orduya yönelik stratejisini 3 Kasım’ın çok ötesinde bir perspektifle ele alması ve uzun vadede onu iktidardan edecek güçlerin, ordu içinde de köklü uzantıları bulunan ve onu iktidara getirecek konjonktürü yaratan dış güçler olduğunu görmesidir” denilerek, ordu ile birkaç kişi ile kurulacak yapay temasların ötesinde, tarihi işbirliğinin yapılabileceği ifade ediliyor.
En Çok Okunan Haberler
- CHP'ye yeni transferler: Rozeti Özel takacak
- Oya Tekin’den Cumhurbaşkanı Başdanışmanına tepki
- Emre Belözoğlu'ndan maç sonu tepki
- Erdoğan, Özgür Özel ile bir araya geldi!
- Yandaş ‘gazeteci’den tepki çeken çıkış
- Erdoğan ve Steinmeier'ın diyaloğu gündem oldu
- Cumhurbaşkanı Başdanışmanından provokasyon!
- Canlı yayında 'dolar' tartışması: Tansiyon yükseldi
- Tartışmalar sonrası istifa etti! Yeni CEO eşi oldu
- 'Şu an Cumhur İttifakı'nda mısınız' sorusuna yanıt