Balbay'ın avukatları tutukluluğa itiraz ettiler

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan gazetemizin Ankara Temsilcisi, yazar Mustafa Balbay’ın tutuklama kararının kaldırılması istendi.

Yayınlanma: 23.05.2009 - 08:21
Abone Ol google-news

Mustafa Balbay’ın avukatları Bülent Utku ve Akın Atalay tarafından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan 13 sayfalık dilekçede, Balbay’ın da aralarında bulunduğu tutuklu sanıkların, “tutukluluk durumlarının otuzar günlük süreler halinde re’sen incelenmesine karar verildiği”, Balbay’ın tutukluluk durumunun ise 24 Mayıs 2009 tarihinde mahkemece inceleneceği, dilekçenin bu konuda dikkate alınması gerektiği ifade edildi. Balbay’a yöneltilen suçlamanın bilgisayar notlarına, iletişim tutanaklarına ve TCK’nin 326 ve 334. maddesi kapsamında olduğu ileri sürülen belgelere dayandığının belirtildiği dilekçede, bu durumların dışında Balbay hakkında başka delillerin olmadığı ifade edildi. Dilekçede, “Müvekkilimizin dosyada delil olarak sunulan iletişim tutanaklarından hangisinde, bir suçun işlendiğine, yasadışı silahlı bir örgüt ilişkisine ya da faaliyetine dair bir emare vardır? Müvekkilin çoğunluğu çalıştığı gazetedeki yönetici ve yazarlarla yaptığı günlük, rutin konuşmalar ne amaçla bir tomar olarak dosyaya aktarılmıştır” ifadeleri kullanıldı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) gazetecilerin haber kaynaklarının korunması ile ilgili gazeteciler lehine verdiği iki ayrı kararına da değinilen dilekçede, bu kapsamda Balbay’ın bilgi ve belgelerinin suç delili olarak sayılamayacağına dikkat çekildi. Balbay’ın evinde ve gazetedeki bürosunda bulunan belgeler içerisindeki “gizli belgelerin” yalnızca kendisine değil, gazetemize gönderilen belgeler olduğuna da dikkat çekilen dilekçede, bu bilgi ve belgelerin önceki yıllarda birçok kitapta yayınlandığı belirtildi. Dilekçede, iddianamede yer alan “Genç Subaylar Tedirgin” başlıklı gazetemizde yayımlanan haberin iddia edildiği gibi yüksek rütbeli Ergenekon Silahlı Terör Örgütü üyelerinin talimatı ve Cumhuriyet Çalışma Grubu’nun kararlarına dayalı olarak yayımlanmadığı vurgulandı. Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün açıklamalarının da haberin doğru olduğunu ortaya koyduğunun belirtildiği dilekçede, “Haber gerçektir. Haberin verilişinde kullanılan başlık uygun bulunmamış değişik yorumlara neden olmuş ve rahatsızlık yaratmıştır. Doğru bir haber için kullanılan başlık nedeniyle, bir gazetecinin bu suçlamalara maruz kalması, tutuklanmasına kadar varan mağduriyeti ne derece adil, insaflı ve hukuki bir yaklaşımdır? Müvekkilimize karşı kamuoyunda psikolojik savaş malzemesi olarak kullanılagelen, iddianamede de değinilen ve suçlama konusu yapılan bu haberin müvekkilimize verdiği zarar ölçülemez boyutlardadır” denildi. Dilekçede özetle şu ifadelere yer verildi:
“Tutuklama adıyla sürdürülen bu haksız ve peşin cezaya hukuk, adalet ve hakkaniyet adına bir an önce son verilmesini istiyoruz. Tutuklama tedbiri, telafisi mümkün olmayan ağır bir mağduriyete neden olduğu içindir ki, mutlaka başvurulması gereken bir tedbir olarak görülmemiş, yargıcın takdirine bırakılmıştır. Müvekkil hakkındaki takdirin tutuklama yönünde olması, hukuk ve adalet duygusuna zarar vermektedir. Sayın yargıçlar müvekkilimizin daha fazla mağduriyetine neden olacak tutuklama kararını kaldırınız. Bırakın adalet, yerini mahkemenin nihai kararı ile bulsun. Peşin karar ve cezaya dönüşen gereksiz bir özgürlük kısıtlamasının önüne geçin. Hukukun ve ceza yargılamasının temel ilkelerinin korunmasına katkıda bulununuz.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler