Barak: Gerekirse güç kullanarak boşaltacağız

İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, haftalık kabine toplantısından önce yaptığı açıklamada, bu oluşumların boşaltılmasının tek taraflı bir girişim olmaması gerektiğini belirtti. "Bu konuda bir başka planı açmaya gerek yok, doğru çerçeve, adım adım giden Yol Haritası'dır" diyen Lieberman, 2003 tarihli ABD'nin desteklediği Yol Haritası barış planının İsrail için tek geçerli barış süreci olduğunun altını çizdi.

Kendilerini yapmaya zorladıkları şeyin 1967 yılı sınırlarına dönüş olduğunu kaydeden Lieberman, bunun bugünün koşulları altında barış ve güvenliği getirmeyeceğini, uzlaşmazlıkları 1967 sınırlarının içine taşıyacağını savundu. Lieberman, yerleşim oluşumlarını boşaltacaklarsa, bunun "daha büyük bir resmin parçası" olması görüşünü savundu.

İsrail İçişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olan Şas lideri Eliyahu Yişai de "yerleşim oluşumlarının şimdi tahliye edilmemesini" istedi. Yişai, Filistinlilerin ve İsrailli Arapların da yasa dışı inşaatlar yaptığını iddia ederek, "Eğer bunu uygulayacaksak, bunu adil, birleşik ve eşit olarak yapmalıyız" dedi.

Barak: Gerekirse güç kullanarak boşaltacağız

Daha önce de yasa dışı yerleşim oluşumlarının boşaltılması gereğinde ısrar eden Savunma Bakanı Ehud Barak ise kabine toplantısında bu görüşünü yineledi, Batı Şeria'daki yaklaşık 20'den fazla yasa dışı yerleşim oluşumunun gerekirse zorla boşaltılacağını söyledi.

İsrail radyosu, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Barak'a, Batı Şeria'daki söz konusu oluşumların tahliyesine ilişkin kararlarında tam destek verdiğini belirtti.

"Şimdi Barış" adlı İsrail'de faaliyet gösteren insan hakları örgütünün verilerine göre, sadece müstakbel Filistin devletinin başkenti olarak öngörülen Doğu Kudüs'teki yasa dışı yerleşim oluşumlarında iki bin dolayında Yahudi yerleşimci yaşıyor.

Doğu Kudüs mahallelerinde iskan edilen Yahudi yerleşimcilerin güvenliği için finansmanın İsrail devleti tarafından sağlandığı, bunlara 24 saat güvenlik, eskortluk hizmeti verildiği, bazı bölgeler için ulaşım da sağlandığı belirtiliyor.

Verilere göre, bu tür güvenlik hizmetleri, özel güvenlik şirketlerinin 350 çalışanınca, her 5 yerleşimciye bir güvenlik elemanı düşecek şekilde veriliyor. Doğu Kudüs'teki Yahudi evlerine verilen güvenlik hizmetinin maliyetinin geçen yıl yaklaşık 12 milyon dolar olduğu ifade ediliyor.