Arılar Yok Olursa, İnsanların Yalnızca Dört Yıl Ömrü Kalır

Yayınlanma: 28.05.2009 - 06:07
Abone Ol google-news

Ecologist adlı dergi bundan 18 ay önce bütün bu teorilerin temelinde arıların bağışıklık sisteminin bozulması olduğunu yazmıştır. Dünyada endüstriyel tarımın az geliştiği yerlerde çöküş hastalığının görülmemesi sanırım bu açıklamayı da desteklemektedir.

Başlıktaki sözü meşhur bilim insanı Albert Einstein söylemiş. Sözün gerisi şöyle: Arı olmazsa, tozlanma olmaz, bitki olmaz, hayvan olmaz, sonunda da insan olmaz.

Geçen yıl ülkemizde arılarda kitlesel ölümler olmuştu. Ancak asıl büyük kayıplar ABD ve benzeri ülkelerde oldu. Arı sayısı ABD’de 2006’da yüzde 32 düştü. 2007’de ise düşüş yüzde 36 oldu. Koloni Çöküş Hastalığı denen bu olay 2007/2008 kışında İngiltere’de yüzde 30 arı kaybına yol açmıştı. 1. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi 2008’de Muğla’da yapıldı. Burada yerli, yabancı bilim insanları bu sorun hakkında fikirlerini açıkladılar.

Değişik nedenler ileri sürülmektedir. Varroa denilen ve arı üzerinde yaşayan parazitlerin dayanıklılık kazanması, virüsler, tarım ilaçlarının kullanımı gibi nedenler ileri sürülmüştür. Seedling denilen derginin Ocak 2009 sayısında bu konu incelenmiştir. (www.grain.org) Koloni çöküş hastalığı şu veya bu şekilde endüstriyel tarımın hızlı gelişimi ile ilgili bulunmaktadır. Çöküşün en fazla olduğu ülkelerin ABD ve İngiltere olması da bu ilişkiyi desteklemektedir.

Endüstriyel tarım; tarım ilaçları, kimyasal gübreler vb. sanayi girdilerinin yoğun kullanıldığı tarım sistemidir. Bu tarım sistemi ülkemizde ve her yerde çiftçiyi pahalılaşan girdilerle soyarken, aynı zamanda artık hayatı kökünden denebilecek şekilde yok etme gücünü de kazanmaya başlamıştır. Sanayiye dayalı girdiler olmaksızın veya çok az kullanarak tarım yapma imkânı vardır. Ancak bunun için de çaba göstermek gerekiyor.

Kısmen doğal alanların sürekli azalması nedeniyle arı yemleri giderek daha çok hazırlanmaktadır. Bunlar yapay katkılar, protein ve glükoz/ fruktoz şuruplarından yapılıyor. Grain adlı kuruluşun iddiası bu yapay diyetin arıların bağışıklık sistemini zayıflattığı yönündedir.

Ürünlerde yaygın olarak kullanılan tarım ilaçları da arıları etkilemektedir. İmidacloprid içeren tarım ilaçlarının arıların kovanlarını bulmasını engellediği ileri sürülmektedir. ABD’de mısır alanlarının yarısından fazlasını kaplayan GDO’lu mısırın da etkili olduğu yönünde şüpheler yoğunlaşmaktadır.

Ecologist adlı dergi bundan 18 ay önce bütün bu teorilerin temelinde arıların bağışıklık sisteminin bozulması olduğunu yazmıştır. Dünyada endüstriyel tarımın az geliştiği yerlerde çöküş hastalığının görülmemesi sanırım bu açıklamayı da desteklemektedir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler