Marmara için risk yüzdesi

Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gülay Altay, İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Şubesince düzenlenen ''Deprem Riski ve Azaltılması'' konulu seminere katılmak için geldiği Bursa'da seminerden önce gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Türkiye'nin yüksek depremselliğe sahip ülke olması nedeniyle Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü olarak birçok projede yer aldıklarını kaydeden Altay, depremle ilgili araştırmalarda Türkiye'nin geri olmadığını, tam tersine ülkede önemli adımlar attığını ve neredeyse Avrupa'nın göz bebeği bir ülke haline geldiğini belirtti.

Altay, ''risk modelleri'' ve ''deprem istasyonlarından alınan verilerin Avrupa'da tek bir ağ üzerinde toplanması'' gibi ortak projenin çalışmalarını yürüttüklerini bildirdi.

Depremin sadece Türkiye'nin değil dünyanın sorunu olduğunu ifade eden Altay, ''Son İtalya depreminde, hazırlıklı olduğunu düşündüğümüz bir ülkede çok büyük hasar yaşandı. Dolayısıyla uluslararası projeler dediğimizde depremle ilgili verilerin değişimi çok önemli. Ne kadar çok deprem verisi toplarsanız, araştırmalarınız ve çalışmalarınız o kadar değer kazanıyor'' dedi.

Altay, bir gazetecinin, ''Deprem riskinin azaltılması konusunda Türkiye şu an nerede?'' sorusuna şu yanıtı verdi:

''Şüphesiz bir yönüyle devlete düşen görevler var. Bir yönü de halkın sorumluluk alması şeklinde. Tabii bütün bunlar bilinçlenmeyle ilgili. En çok ne zaman panik oluyoruz? Bir deprem oluyor, depremin akabinde depremi hatırlıyoruz, panik oluyoruz, konuşuyoruz ve atıyoruz. Dolayısıyla bilinçlenmenin yaygınlaştırılması fevkalade önemli. Bu yönde eğitim çalışmaları var. Hukuki yönde devletin alacağı birtakım tedbirler var. Ulusal koordinasyon var. Bu noktada çok ileri olduğumuz söylenemez. Eksiklerimiz hala çok fazla. Çalışmaların devam ettiği kanısındayım ama hızın artırılmasını düşünüyorum.''

Bir gazetecinin ''Marmara depreminin üzerinden 10 yıl geçti. Türkiye bu süreçte ne durumda?'' sorusu üzerine Altay, Türkiye'nin ilk paniğin ardından daha çok arama kurtarma sistemlerine ağırlık verdiğini kaydetti.

Türkiye'deki yapıların hasar görme riskinin yüksek olduğuna işaret eden Altay, kentlerdeki ruhsatsız yapı sayısının çok olduğuna değindi.

Gülay Altay, malzeme kalitesi kontrol edildiği, projeler yönetmeliklere uygun üretildiği sürece riskin azalacağını vurguladı.

Prof. Dr. Altay, bir gazetecinin ''Marmara fayında hareketlilik var mı? Yakın zamanda deprem riski gözleniyor mu?'' sorusu üzerine, bölgede hareketliliğin her zaman olduğunu kaydetti.

Marmara'da çok küçük depremler olduğunu, zamanı geldiğinde büyük depremler de yaşanabileceğini belirten Altay, ''Uzak dönem tahminleri olarak söylediğimiz, yüzde 65'i aşan bir olasılıkla Marmara Denizi içindeki fayda deprem tehlikesi mevcuttur'' diye konuştu.