Türkiye'nin fındık çıkmazı

Fındık piyasası her yıl olduğu gibi bu yıl da sancılı başlıyor. Geçen yıl seçimlerden önce fiyat açıklayan hükümet, bu yıl ne diyeceğini bilmeden zaman geçiriyor. Yıllardır sürdürülen popülist politikaların gerçek mağduru yine küçük üretici. Bu arada, Fındık yetiştiren il sayısının 33'ten 39'a, fındık ekim alanının 220 bin hektardan 700 bin hektara, yıllık fındık üretiminin ise 700-800 bin tona yükseldiği açıklandı.

Yayınlanma: 23.08.2008 - 11:22
Abone Ol google-news

Her yıl 550-650 bin ton fındık üretilen Türkiyede ihracatçı, bu yıl rekoltenin 900 bin tona çıkacağını belirtiyor. Bunun ortalama 450 bin tonu Avrupadaki çikolatacılara ihraç edilirken iç piyasada ise 40-50 bin ton fındık tüketiliyor. Arta kalan ürün ise stoklara gidiyor. Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) stoklarında yaklaşık 320 bin ton fındık yatıyor. Eğer bu yıl tahmin edilen rekolte 900 bin tonu bulursa hesaplara göre bu yıl 400 bin ton daha fındık stoklara gidecek. Ancak TMOnun elinde bu kadar fındığı bekletecek hem depo, hem de para yok. Mevcut fiyat açıkları ise yine Hazineden çıkacak. Dikkat çekilen diğer nokta, fındık talebinin artmamasına rağmen ekim alanlarının günden güne genişlemesi. Fındık yetiştiren il sayısı 3’ten 39a, fındık ekim alanı 220 bin hektardan 700 bin hektara, yıllık fındık üretimi ise 700-800 bin tona yükseldi. İhracatçılar bu noktada Hükümetin fındıkta belli bir ekonomik stratejisi olmadığı için stoklar her yıl binlerce ton artıyor ve elimizdeki fındıkları satmakta zorlanıyoruz derken, üretici ise tahminlerini abartıldığını, kuraklık nedeniyle bu yılki rekoltenin en fazla 650 bin olacağını belirterek hükümetin bir an önce fındıkta temel fiyatın belirlemesini ve bir an önce paralarını almak istiyor.

Gerçek üretici desteklenmeli

İhracatta pazar kaybetmemek ve dünya ortalamalarına uygun bir fiyattan satış yapabilmek için fındıkta fiyatın konuşulmaması gerektiğinin altını çizen ihracatçılar şu noktalara dikkat çekiyor:

Geçimini yalnızca fındıktan sağlayanların oranı yüzde 30. Kalan yüzde 70inin ise İstanbulda ya da Marmaranın değişik bölgelerinde fındık bahçeleri var.

Biz yalnızca fındıktan geçimini sağlayanların prim ile desteklenmesinden yanayız.

Azerbaycan, Gürcistan, Şili gibi ülkeler biz fiyatı yüksek tuttukça daha çok kârlı çıkıyorlar. Daha ucuza mal ettikleri için önce onların ürünü satılıyor.

İstanbul İhracatçı Birlikleri Fındık ve Mamulleri İhracatçılar Birliği Yönetim Kurul Üyesi Ali Haydar Gören, fındıkta 1964ten bu yana devlet adına yapılan destekleme alımlarının, son yıllarda tarihinin en yüksek düzeyine ulaştığına dikkat çekti. Gören, fiyat noktasında ulaşılan düzeyin uluslararası pazarlar için fındığı cazip bir ürün haline getirdiğini belirterek Özellikle yüksek fiyat politikaları ve istikrarsız seyirler, başta doğu komşularımız olmak üzere dünyanın birçok yerinde fındık ekimini adeta teşvik etmiştir. Kişi başına düşen GSMHnin ve bir kişinin aylık gelirinin çok düşük olduğu Gürcistan ve Azerbaycan için mevcut fiyatlar bu ürünü cazip hale getirmektedir. Dünya fındık üretim ve tüketimi belli bir dengede yürümektedir. Tüketimin yıllık ortalama 750-800 bin ton, üretiminin ise 1 milyon ton seviyelerinde gerçekleşmesi, mevcut halde bile arz fazlası yaratıyor. Bu durumda alıcılar en kaliteli fındığı en ucuza nasıl alırız, bunun çabası içindeler. Destekleme alımlarıyla kabuklu fındığın kilosunun 4 dolarlar civarında tutulması, ekonomik olarak diğer ülkelere çok cazip gelmektedir. Bu da bu ülkelerde plantasyonları hızlı bir şekilde geliştiriyor dedi. Gören, Bizler söz veriyoruz ki, müdahalesiz piyasa koşullarında beş sene içeresinde 330 bin ton iç fındık ihracatı, 120 bin ton da iç piyasa tüketimine ulaşırız. Daha sonraki yıllarda bu miktar artacak ve arz fazlası sorunu kalmayacaktırdiye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler