"Mayınları temizlemek bölge halkına yarar getirmez"

Dicle Üniversitesi (DÜ) Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Muzaffer Denli, mayınlardan temizlenecek arazilerin bölge halkına verilmesinin uzun vadede onlara bir yarar getirmeyeceğini söyledi.

Yayınlanma: 05.06.2009 - 14:41
Abone Ol google-news

Mayından temizlenecek arazilerin organik tarım için çok elverişli olduğunu belirten Dicle Üniversitesi (DÜ) Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Muzaffer Denli, bu konuda da ziraat fakültelerine aktif görev verilebileceğini ifade etti.

Doç. Dr. Denli, gazetecilere yaptığı açıklamada, müzakerelere 12 Mayıs'ta başlanan Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesini öngören düzenlemenin TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek, yasalaştığını hatırlatttı. Doç. Dr. Denli, arazilerin mayından temizlendikten sonra hangi amaç doğrultusunda kullanılacağının bölge açısından son derece önemli olduğunu bildirdi.
 

''Mayınlar temizlenirken kimyasal kirliliğe yok açılmamalı"

Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesinin ve sonrasında arazilerin tarımsal amaçlı kullanılmasının iki aşamalı olarak değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Doç. Dr. Denli, şöyle dedi:
''Her ne kadar arazilerin mayınlardan temizlenmesi ve organik tarım uygulanması birbirinden bağımsız iki konu gibi görünse de aslında birbiri ile ilişkilidir. Çünkü 50 yıl işlenmemiş bakir olarak kabul edilen bu araziler ileride organik tarım amaçlı kullanılacaksa temizleme işlemleri sırasında hiçbir şekilde kimyasal bir kirliliğe maruz kalmaması gerekir. Mayın temizlemesini gerçekleştirecek firma ile yapılacak sözleşmede bu konu üzerinde titizlikle durulması gerekir. Gerekirse ihale şartnamesine böyle bir madde eklenmelidir.''

''Bölgedeki ziraat fakültelerine aktif görev verilmeli"

Doç. Dr. Denli, mayınlardan temizlenen arazilerin organik tarım açısından son derece elverişli olduğunu belirterek, bu arazilerin organik tarım ile değerlendirilmesi halinde bölgedeki ziraat fakültelerine aktif görev verilmesi gerektiğini vurguladı.

Ziraat fakültelerince mayından temizlenecek arazilere yönelik hazırlanacak organik tarım projelerinin söz konusu arazilerin en verimli şekilde kullanılmasını sağlayacağını ifade eden Doç. Dr. Denli, ''Üniversitelerin hazırlayacağı bilimsel projeler ile örnek bir organik tarım modeli oluşturulabilir. Bu örnek tarım modeli sosyoekonomik kalkınmaya etki edecektir. Üniversite merkezli oluşturulacak bir organik tarım merkezi iyi bir kırsal kalkınma modeli olarak bölgeyi cazibe merkezi haline getirecektir'' dedi.
 

''Geleneksel tarım teknikleri faydadan çok zarar getirir"

Doç. Dr. Denli, mayınlardan temizlenen arazinin kullanım hakkının halka verilmesi halinde bölge halkının bu toprakları geleneksel tarım amaçlı kullanacağını da söyledi.

Arazinin geleneksel tarım amaçlı kullanılmasının yarar getirmeyeceğini ve bunun yerine bilinçli bir modelin yapılandırılmasının bölge halkına örnek bir model olacağını bildiren Doç. Dr. Denli, Türkiye'de organik tarımın 2002 yılında gündeme geldiğine dikkati çekti. Doç. Dr. Denli şunları söyledi:
''Mayınlardan temizlenen arazinin bölge halkına verilmesi uzun vadede bölge halkına bir yarar getirmeyecektir. Çünkü bölge halkı geleneksel tarım tekniklerini kullanıyor. Maalesef gelişmiş ülkeler bizden çok önce organik tarımın bilincine vardı. Bazı Avrupa firmalarının bölgemize gelerek araştırma yaptıklarını biliyoruz. Bu nedenle bu imkanı bölge halkı ve bölge üniversiteleri olarak değerlendirmek istiyoruz. Bölge halkına da bu kalkınma modelinde bir rol verilebilir. 1960'larda Türkiye Kalkınma Vakfının oluşturduğu bir kalkınma planı vardı. Fason üretim dediğimiz bir kalkınma modeli. Böyle bir üretim modeli oluşturulduktan sonra bölge çiftçisi bu modele dahil edilebilir. Teknik kişilerin gözetiminde olmak şartıyla. Böyle bir organik tarım modeli bölgemizde uygulanırsa başarılı olacağı inancındayım.

Bölgedeki ziraat fakülteleri bu projelere üretim, eğitim ve proje amaçlı olmak üzere 3 yönlü katkıda bulunabilir. Hayvansal ve bitkisel üretim konusunda ziraat fakülteleri bu projelerin altından alnının akı ile çıkar. Bu kapsamda oluşturulacak projeler muhtemel sıkıntıları da bertaraf ederek örnek bir model oluşturulmasını sağlayacaktır.''
 

Tersine göç yaşanabilir

Doç. Dr. Denli, arazinin mayınlardan temizlenmesinin ardından yapılacak bir toprak analizi ile bu tarım alanlarında hangi organik tarım ürünlerinin yetiştirilebileceğinin belirlenebileceğini söyledi.

Organik tarım ürünlerinin üretilmesi halinde bölgenin sosyo-ekonomik yapısının da değişeceğini vurgulayan Doç. Dr. Denli, ekonomik gerekçelerle başka bölgelere göç eden bölge insanının ekonomik kalkınma sebebi ile yöneldiği göçün de önüne geçileceğini bildirdi.

Doç. Dr. Denli, karlı bir üretim modeli oluşturulduğu taktirde bölge insanının göç etmesinin nedenlerinin de ortadan kaldırılmış olacağını ifade ederek, şunları söyledi:
''Böyle bir modeli bölgemizde uygulayabilirsek insanlar kendi arazileri üzerinde yeterli ölçüde maddi gelir elde edebilirse neden yazın başka yerlere çalışmak amacıyla göç etsin. Ya da doğduğu toprakları bırakarak neden başka bölgeye kalıcı olarak göç etsin. Arazisinden istediği verimi alamadığı için göç edenlerin de geriye göç etmeyi düşüneceklerine inanıyorum. Bölgemize tersine göç yaşanabilir. Ancak bu alanların yabancı bir ülkeye kullanımının verilmesi de söz konusu.

Şimdiye kadar bölgede hayvansal ve bitkisel üretim yapmak isteyenler, bölgeyi düşünerek bir yatırım amacıyla gelmediler. Bundan sonra da böyle olacağını söylemek doğru olmaz. Ancak gözlemlerimiz şimdiye kadar bölge menfaatlerinin gözetilmediği yönünde. Bölge insanına vaadedilen sınırlı oranda bir istihdam sağlamak önemli değil. Önemli olan bölge insanını bu projelere dahil etmektir. Güneydoğu'da kalkınmanın ancak tarım ile sağlanacağını düşünüyorum. Tarım konusunda da organik tarım modelinin uygulanması gerektiğine inanıyorum. Bunu bir fırsat olarak görmeli ve en iyi şekilde değerlendirmeliyiz.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler