"AİHM'in kararı Türkiye'nin itibarını baltaladı"

İngiliz The Independent gazetesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Opuz davasına ilişkin kararında Türkiye'nin, defalarca eşinin şiddetine maruz kalan Nahide Opuz'u korumayarak insan haklarını ihlal ettiğine, cinsiyete dayalı aile içi şiddetin bir çeşit ayrımcılık olduğuna hükmettiğine dikkat çekti. Gazete şu görüşleri dile getirdi:
"Bir Avrupa Mahkemesi, tarihi bir kararla Türk hükümetinin, 10 yılı aşkın bir süre kocası tarafından şiddet uygulanan bir kadını korumadığına kararını vererek, Türkiye'nin, insan hakları konusunda zaten zayıf olan itibarını daha da baltaladı."

Gazete, Türkiye'deki kadın gruplarının AİHM kararını olumlu karşıladığını belirtirken AİHM'in ilk defa aile içi şiddetin cinsiyet ayrımcılığını oluşturduğu yönünde bir karar aldığına dikkat çekerek kararın Avrupa Konseyi üyesi 47 ülkenin tümü için bağlayıcı olduğunu da vurguladı.


"Türkiye'de zihniyet ve uygulama yasaların çok gerisinde"

Türkiye'nin 1998 yılından itibaren aile içi şiddet ile ilgili yasalarını değiştirmeye başladığını ve şu andaki yasaların Avrupalı komşularından pek farklı olmadığını belirtirken de "Ancak Bayan Opuz'un öyküsünün gösterdiği gibi zihniyet ve uygulama, (yasaların) çok gerisinde" ifadesini de kullandı.


"Kadın sığınakları yetersiz"

Nahide Opuz'un maruz kaldığı şiddete ilişkin detaylı bilgi verildiği haberde ayrıca Opuz vakasının Türkiye'deki aile içi şiddet kurbanlarının karşılaştığı kilit bir sorunu da yansıttığını, bunun da kadın sığınaklarının yetersizliği olduğuna ilişkin görüşleri de aktardı.

The Independent, kadın hakları savunucusu Hidayet Tuksal'ın kuralların, nüfusu 50 bini aşan kentlerde kadın sığınaklarının olması gerektirdiğini ancak bu kurala uymayan belediyeler için ceza öngörülmediği için belediyelerin mecbur hissetmediği yolundaki değerlendirmesine yer verdi. Tuksal, sığınaklar kurma isteksizliğine ilişkin olarak da "Her yerde aynı şey duyuyorum buna erkeklerimiz çok üzülür" dedi.

Bu arada, gazeteye konuşan Londra'daki İnsan Hakları'nın Yasal Koruması İçin Merkez hukuk işleri direktörü Andrea Coombers, mahkemenin kararının, Türkiye'nin sınırlarının ötesinde önem taşıdığını belirterek mahkemenin, cinsiyete dayalı şiddetin ayrımcılık olduğu kararının, gelişmiş ülkelere göre 10 yıl geç kaldığına dikkat çekerek "Bu, Avrupa Mahkemesi'nin doğru yöndeki önemli bir adımdır" dedi.