Ergenekon'da 4 kişi tahliye edildi

Ergenekon davasının 101. duruşmasında tutuklu sanıklar Mete Yalazangil, Mehmet Adnan Akfırat, Ali Kutlu ve Murat Çağlar'ın tahliyelerine karar verildi. Öte yandan mahkeme heyeti, bir sonraki duruşmanın 3 Ağustos Pazartesi gününe bırakılmasına karar verdi.

Yayınlanma: 13.06.2009 - 06:30
Abone Ol google-news

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Mete Yalazangil, Mehmet Adnan Akfırat, Ali Kutlu ve Murat Çağlar'ın, dosya kapsamı, delil durumu, sevk maddeleri ve suç vasıflarının değişme ihtimalini dikkate alarak, tahliyelerini kararlaştırdı.

 

Duruşma Ağustos ayında görülecek

Mahkeme heyeti, duruşmanın, heyetin yıllık izne ayrılacak olması, yargılanmasına başlanacak olan bu dosyayla birleştirme talepli Ergenekon soruşturmasının ikinci iddianamesine ilişkin dosyanın inceleme ve işlemleri dikkate alınarak, zorunlu olarak 3 Ağustos Pazartesi günü saat 09.30'a bırakılmasına karar verdi.
 

Parmak izleri karşılaştırılacak

Ümraniye'de ele geçtiği iddia edilen el bombaları üzerinde 28 adet parmak izi tespit edildiğini kaydeden mahkeme heyeti, bu izlerin, tüm sanıkların parmak izleriyle karşılaştırılıp karşılaştırılmadığının, karşılaştırma yapılmışsa buna ilişkin raporların celbi için İstanbul İl ve Ümraniye ilçe emniyet müdürlüklerine yazı yazılmasına, aksi durumda gerekli karşılaştırmanın yapılmasına karar verdi.

Heyet, Danıştay'a saldırı dava dosyasının birleştirilme talebiyle gönderildiğini ve bu yöndeki kararın gelecek oturumda açıklanacağını da bildirdi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın talepler bölümünde söz alan tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz'in avukatı Tolga Akalın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na müzekkere yazılarak, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan avukat Levent Göktaş'tan ele geçtiği iddia edilen ve çeşitli yargı mensuplarına ait kişisel bilgi ile görüntülerin bulunduğu öne sürülen DVD'nin mahkemece istenmesini talep etti. Bu DVD'nin, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin Ergenekon davası ile Danıştay'a saldırı davasının birleştirilmesine ilişkin kararını açıklamasından önce kamuoyuna yansıdığını ifade eden Akalın, DVD'nin heyetçe tetkik edilmesini istedi. Akalın, sonucun olumlu çıkması halinde de Danıştay'a saldırı davası ile ''Ergenekon'' davasının birleştirilmesi kararının yazılı emir yoluyla bozulmasının değerlendirilmesi için Adalet Bakanlığına müzekkere yazılmasını talep etti.

Tolga Akalın'ın konuşmasının ardından yeni bir talep almadan önce tutuklu sanık Oktay Yıldırım'a bir konuyu açıklığa kavuşturmak istediğini söyleyen Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, geçen hafta Yıldırım'ın talebini aktarması sırasında kendisinin, ''kapa çeneni'' dediği yönünde bazı yanlış haberlerin aksettirildiğini vurguladı. Şengün, bu haberler üzerine duruşma sırasında yapılan kayıtları defalarca dinlediğini ve böyle bir şey söylemediğini tespit ettiğini belirterek, ''Kapat çeneni' değil, ses tesisatında bir sorun vardı, görevliye, 'kapat sesi' dedim. Böyle bir konuşma zaten benim tarzım değildir'' şeklinde konuştu.

Oktay Yıldırım da Şengün'e, ''Biliyorum efendim, biliyorum'' diye yanıt verdi.
 

''Lütfen safınızı belli edin"

Tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün kızı ve avukatı Zeynep Küçük de ''Ergenekon'' davasının 100'üncü duruşmasına gelinmesine ilişkin basında pek çok yorum haberlerin yer aldığını belirterek, kendisinin de bu konuda yorumda bulunmak istediğini söyledi. 100 duruşma yapılmasına rağmen sanıkların atılı suçlamaları gerçekleştirdiklerine dair tek bir somut kanıt bulunmadığını, buna rağmen bazı basın organlarının ''pek çok gerçek ortaya çıktı'' şeklinde haberler yaptığını ifade eden Zeynep

Küçük, şöyle konuştu:

''100 duruşma sonra elde hala herhangi bir belge ve bulgu olmamasına rağmen varmış gibi bunları söyleyebiliyorlarsa, bu haberleri yapma cesaretini bu mahkemeden alıyorlar. Savcılar üçüncü, dördüncü dalgaları yapma cesaretini de bu mahkemeden alıyorlar. Dördüncü, beşinci iddianameyi de yapacaklar ve siz bunları kabul edeceksiniz. 'Ben neden buradayım?' diye sanıklar da sanık yakınları da soruyor. Çok iyi biliyorum ki bunu siz de soruyorsunuz. 'Bu kararların altına neden ben imza atmak zorunda kalacağım?' ya da 'bu yükü nasıl taşıyacağım?' diyorsunuz.

Ben ömrüm boyunca tehdit altında yaşamış bir insanım. İlkokulda bu tehditler yüzünden ben sınıftayken kapıda koruma beklerdi. Teneffüslere çıkamazdım, bu tehditler yüzünden yasaktı. Öğrenim hayatım boyunca Türkiye'nin en ücra yerlerindeki okullarda okudum. Yaşıtlarım yataklarında uyurken, ben masaların altında geçirdim gecelerimi, tepemizden geçen kurşunlar nedeniyle. Biz bedel ödedik. Artık lütfen ortaya çıkan gerçekleri değerlendirin. Bir bedel ödenecekse, lütfen safınızı belli edin, hepimiz elimizi taşın altına koyalım ve yine bedel ödemek gerekiyorsa, hukukun üstünlüğü için bu gerekiyorsa, bedeli birlikte ödeyelim.''

Taleplerin ardından Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, dava dosyasına gelen evrakları okudu.

Tutuklu sanık Nusret Senem'in talebi doğrultusunda Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığından istenen Susurluk Raporu'nun eksik kısımlarının dosyaya gönderildiği, yine de birkaç sayfanın eksik olduğu belirtildi.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Danıştay'a saldırı davası dosyasını birleştirilme talebiyle mahkemeye gönderdiği kaydedildi.
 

Ara kararlar

Talepleri değerlendirmek üzere verilen 4.5 saatlik aranın ardından Başkan Şengün, heyetçe alınan ara kararları okudu.

Buna göre mahkeme heyeti, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı'na yazı yazılarak, Susurluk Raporu'nun eksik 12 sayfasının mahkemeye gönderilmesini, bu rapora dayanak yapılan 13 adet ek belgenin de istenilmesini kararlaştırdı.

Nusret Senem'in talebini kabul eden mahkeme heyeti, MİT Müsteşarlığı'na yazı yazılarak, mahkemeye 6 adet CD ile birlikte gönderilen ihbar mektubunun aslının iade edilmek üzere istenilmesine hükmetti.

Yine MİT Müsteşarlığı'na yazı yazılmasını kararlaştıran mahkeme heyeti, mahkemeye gönderilen yazıda, şema hazırlanırken Tuncay Güney'in ifadelerinden de yararlanıldığının belirtildiğini dikkate alarak, MİT'in gönderdiği 6 adet CD içerisinde Tuncay Güney'e ait görüntüsüz ses kaydı dışında mülakat şeklinde alınan herhangi bir beyanını içeren bir kaydın olup olmadığının sorulmasını kararlaştırdı.

Mahkeme heyeti, Ankara ve İstanbul'daki Ulusal Kanal, İşçi Partisi ve Aydınlık Dergisi'nin bulunduğu binalarda, Hayati Özcan'ın İzmir'deki evinde ve iş yerinde, Doğu Perinçek'in evinde yapılan aramalarda ele geçen bilgisayar, CD ve diğer eşyaların tamamının, bir kısmının iade edilip edilmediğinin, bunlar üzerinde inceleme yapılıp yapılmadığının, özellikle CD'ler üzerinde parmak izi incelemesi yapılıp yapılmadığının sorulması için Ankara, İstanbul ve İzmir emniyet müdürlüklerine yazı yazılmasını kararlaştırdı.

Akdeniz Üniversitesi'ne yazı yazılmasına hükmeden mahkeme heyeti, 2006 veya 2007 yılında TCK'nın 301. maddesiyle ilgili olarak bu üniversitede yapılan ve Vural Savaş, Kemal Kerinçsiz, Oral Çalışlar ile Hrant Dink'in katıldığı toplantıyla ilgili olarak tutanak düzenlenip düzenlenmediğinin, düzenlenmişse ilgili evrakın celbini kararlaştırdı.

 

"Gizli" ibareli ders notu

Mahkeme heyeti, Kurmay Yüzbaşı Ceyhan Karagöz tarafından 12 Aralık 1999'da yazılan, ''gizli'' ibareli olan, PKK terör örgütünün Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 27 Kasım 1978'de kurulduğuna ilişkin ders notunun tespiti, hangi kaynaklara dayanılarak hazırlandığı, ders notunun hangi tarihler arasında okutulduğu, kimlere ders verildiği ve adı geçen subayın halen sağ olup olmadığı, ders notuna ilişkin bilgi, belge ve bu notun istenmesi için Genelkurmay Başkanlığı'na yazı yazılmasını kararlaştırdı.

12 Mart 1997'de göreve getirilen tanık Bülent Orakoğlu hakkında, ''devletin gizli belgelerini ele geçirmek''ten dolayı Genelkurmay Başkanlığı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Ankara Askeri Mahkemesi'nin 27 Şubat 1998 tarihli dosyasının ''görevsizlik''le gönderildiğini belirten mahkeme heyeti, dosyanın ekleri ve delilleriyle birlikte celbi için Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı yazılmasına karar verdi.

Tuncay Güney'in 2001 yılında alınan beyanında, Ayşe Önal, İbrahim Akbaba, Behiç Özerden ve Bayram Yurtçiçek ile birlikte BMW marka bir araçla Irak'ın kuzeyine gittiğini belirttiğini ifade eden mahkeme heyeti, söz konusu kişilerin 1999, 2000 ve 2001 yıllarında Irak'ın kuzeyine giriş-çıkış yapıp yapmadıklarının, ne şekilde giriş-çıkış yaptıklarının ve tarihlerinin Habur Gümrük Müdürlüğünden sorulmasını kararlaştırdı.

 

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı yazılarak, Susurluk dosyasının tüm ekleriyle birlikte celbine karar veren mahkeme heyeti, tüm sanıkların 2000-2008 yılları arasında üyesi, kurucusu ve başkanı oldukları vakıfların, derneklerin isimlerinin ve üyelik tarihlerinin sorulması için İçişleri Bakanlığına yazı yazılmasına hükmetti.

Mahkeme heyeti, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Danıştay'a saldırı dava dosyasının ''Ergenekon'' davasıyla birleştirilmesi yönünde muvafakat verilmesiyle ilgili talebi konusunda da gelecek oturumda karar verilmesini hükme bağladı.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler