Moğol otlaklarından yükselen ezgiler

Moğolistan'ın zengin ve bir zamanlar dünyaya hükmeden en büyük ordusuna sahip, derin bir tarihi var. Bu süreçte sanat, el işleri ve dünyanın başka yeri ile kıyaslanamayacak kadar özgün müzik yeteneklerini geliştiren Moğollar, şarkılarında özellikle ülkelerinin doğasından esinlenmişler.

Yayınlanma: 25.08.2008 - 08:39
Abone Ol google-news

Şarkılarını genellikle güzel kadınlar için değil, hayvanları için söylüyorlar, atlarına gitmelerini veya durmalarını melodi ile anlatıyor, keçilerini şarkı ile güdüyorlar. Uluslararası alanda tanınmayan bu müzik dehlizi, müzikseverlere yavaş yavaş ulaşmaya başladı.

Bunlardan biri de World Music Network’un Introducing serisinden çıkan Hanggai adlı ekibin albümü. Geleneksel Moğol folk ezgilerini kusursuz enstrümantal yapılandırmalar ile Batı temalı bir forma oturtup pop ve folk kulvarına sokan ekip, Moğolistan’ın ünlü geleneksel şarkıcısı Norovbanzad’ın kendi başına gerçekleştirdiği kültürel bayrağı devralıyor.

Geleneksel Moğol müziği çoğunlukla insan sesine dayalı olsa da zaman zaman çok çeşitli müzik aleti de kullanılır ve altı kişiden oluşan Hanggai “Intoducing Hanggai” adlı yeni çalışmasında bu unsurları ön plana çıkartıyor. Grubun temelini morin khuur olarak bilinen at yelesinden yapılan kemençe, iki telli bir nevi ud olan tobşur, zo ve damar gibi vurmalı çalgılar oluşturuyor. Grubun patronu ve beyni Ilchi kariyerine bir punk grubunda atılsa da dinlediği 2.300 yıllık geçmişe sahip Khoomii olarak bilinen geleneksel Moğol gırtlak parçaları sayesinde bu tarz ile ilgilenmeye başladı. Araştırmalarını geliştirmek için orta Moğolistan’a seyahatler yaptı. Hem ata müzik kültürünü öğrendi hem de Hanggai ekibinin üyeleri ile tanışarak bu genç grubun temellerini attı.

Geleneksel folk formlarını modernleştirmek bazen fiyasko ile sonuçlanabilir ancak Hanggai de bu söz konusu değil, çünkü ekip gelenekselliğin tüm enerjisini korumayı başarıyor. Başarılı Batılı prodüktör Robin Haller ve Matteo Scumaci’nin elektrik gitar, bas ve elektronik dokusal katkısı ise tam bir otantik ve doğal harmanlama gerçekleştiriyor.

Antik Moğol dilinde dağ, ağaç, göl ve mavi gökyüzünü tanımlayan bir kelimeden adını alan Hanggai ilk uluslararası albümünün açılışını sakin ancak etkili “My banjo and I” parçası ile yapıyor. “Yekul Song” gırtlak melodilerinden güzel örnekler sergiliyor. Zenginden çalıp fakire dağıtan beş kahramanı anlatan “Five Heroes” monoton gırtlak sesine yüksek ve düşük ıslık benzeri manipülasyonlar eklenerek dinleyene bilinmeyen bir dünyanın kapısını aralıyor. Parçalar Moğolca olmasına rağmen barındırdığı öyküsel hikâyeciliği hissediyorsunuz. Vokal armonileri içeren “Lullaby” (Borulai) Moğolistan’ın otlaklarından bir ninniyi bizlere ulaştırıyor. “Drinking Song” şüphesiz Hanggai’nin içkili olduğu bir gece kaydedilmiş ve sonra aranje edilmiş doruk anını yansıtıyor. Albümün en dikkat çeken, heyecan verici parçası, dinleyeni bir İrlanda barına götüren dans ve kelt ezgileri içeriyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler