''Belge konusunda Erdoğan ve Başbuğ konuşmalı''

CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek, "İrticayla Mücadele Eylem Planı"nı kimin hazırladığının, belgenin kimlere hizmet ettiğinin bir an önce ortaya çıkarılması gerektiğini ifade ederek "Bu konuda Başbakan ve Genelkurmay Başkanı konuşmalı. 'Savcı kararını vermiştir, hukuki süreç devam ediyor" diyerek olayı kapatmak mümkün değildir" diye konuştu.

Yayınlanma: 24.06.2009 - 15:52
Abone Ol google-news

CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek, Genelkurmay Askeri Savcılığı'nın hakkında koğuşturmaya yer olmadığına hükmettiği Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı iddia edilen "İrticayla Mücadele Eylem Planı" belgesini kimin hazırladığının, belgenin kimlere hizmet ettiğinin bir an önce ortaya çıkarılması gerektiğini belirterek "Bu konuda Başbakan ve Genelkurmay Başkanı konuşmalı. 'Savcı kararını vermiştir, hukuki süreç devam ediyor' diyerek olayı kapatmak mümkün değildir" diye konuştu.

Özyürek, CHP MYK toplantısının ardından yaptığı toplantı hakkında bilgi verdi. MYK toplantı halinde iken Genelkurmay Askeri Savcılığı'nın Albay Dursun Çiçek'in hazırladığı iddia edilen "İrticayla Mücadele Eylem Planı" hakkındaki kararının kendilerine ulaştığını ve bu konuyu değerlendirdiklerini anlatan Özyürek, belge var mı yok mu, imzalar Albay'a ait mi değil mi, belgenin aslı savcılıkta ya da Emniyet'te var mı, aslı yoksa fotokopisi nereden alınmış sorularıyla gündemin 15 gündür kamuoyunun meşgul edildiğini söyledi.  Belgenin ortaya çıkmasının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Şanlı Urfa'daki mitingde AKP'ye dönük oyunlar oynandığı, gerekirse davalar açacakları yönünde açıklamalarda bulunduğunu anımsatan Özyürek, Genelkurmay Başkanı ile görüşmesinin ardından Erdoğan'ın üslubunun yumuşadığını kaydetti. Daha sonra bazı AKP sözcülerinin bu belge gerçekmiş gibi açıklamalar yaptığını ancak buna rağmen bulundukları suç duyurusunda şahıslardan bahsetmediklerini anlatan Özyürek, kendilerinin ihtiyatlı, gelişmeleri bekledikten sonra değerlendirmeler yaptıklarını, bu tutumlarının da yerinde olduğunun daha sonradan anlaşıldığını vurguladı.

Belgenin gerçek mi sahte mi ortaya çıkmasını başından beri istediklerini ifade eden Özyürek, açıklamanın nihayet bugün yapıldığını, Genelkurmay'ın kendilerinde böyle bir belgenin olmadığını, fotokopi belgedeki imzanın Dursun Çiçek'e ait olduğunu ancak onun böyle bir belge hazırlamadığının anlaşıldığını açıkladığını belirtti.  "Olmayan belgeye dayanarak 15 gündür yorumlar yapanlar, olmayan belgeyi gerçekmiş gibi kabul edenler, bazı çevreleri suçlayanlar bugün ne diyeceklerdir?" diye soran Özyürek, belgenin orijinal olmadığının kesin bir şekilde saptandığını kaydederek İçişleri Bakanı'nın da belgenin aslının olmadığını açıkladığını anımsattı.


"Bu belgeyle kıyameti koparanlar özür dilemek zorunda"

Özyürek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 'Böyle bir belge yoksa o zaman neler olacağını hep beraber görürüz' demişti. Şimdi o aşamadayız. Acaba neler olacak, neler yapılacak? Bu belgeyle Türk Silahlı Kuvvetleri'ni suçlayanlar şimdi ne diyeceklerdir. Askeri savcılığın kararına itibar etmiyorlarsa; müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Farklı bir iddiası olan varsa bunun delillerini ortaya koymalıdır. Yapmıyorlarsa Askeri Savcılığın kararını kabullenmek durumundadırlar. Dursun Çiçek görevinin başındadır. Öyleyse bu belgeye dayanarak kıyameti koparanlar kendilerini savunmak, açıklama yapmak, özür dilemek zorundadırlar. Sahte de olsa bu belgeyi basına sızdıranlar, Türkiye'ye 15 gün darbe psikolojisi yaşatanlar hesap vermelidirler. Vermezlerse sürekli kurumlararası çatışma düşünceleriyle kamuoyu huzursuz bırakılmaya devam eder. Bu sahte belgeyi kimler hazırlamıştır, hangi amaçla basına servis yapılmıştır, belge Ergenekon savcısının dosyasına nasıl girmiştir, kimler tarafından savcıya verilmiştir? Bunların açıklanması gerekiyor."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler