Öğretmen Bağımlılığı

Yayınlanma: 21.07.2009 - 05:50
Abone Ol google-news

Eğer eğitim dizgemizde değişim/dönüşüm istiyorsak bu tür bağımlılık ilişkilerinin farkına varmak bile önemli bir adımdır. Çünkü farkındalık dönüşümden önce gelir.

Eğitim/öğretim anlayışı ve tutumlarımızda yıllardır süren her türlü dogmatizm bir yığın sorun üretmektedir. Öğretmen bağımlılığı bunlardan biridir. Bağımlılığın doğasından ötürü diğer bağımlılık türleri iç içe geçmiş durumda. Öğrencilerin bir bölümü kendini bu bağımlılıklarla uyuşturarak belki de kendilerini korumaya çalışıyor. Nedir bunlar? Korku bağımlılığı, heyecan bağımlılığı, tasalanma bağımlılığı, başarı bağımlılığı, ilgi bağımlılığı, değerlendirilme bağımlılığı, “değer tiryakiliği” vs.

Bu aşırı bağımlı yapının başlıca iki nedeni olduğunu düşünüyorum. Bunlardan biri hastalıklı korumacı refleks. İkincisi ve daha önemli saydığım, öğretmenlerin öğrencileri nasıl gördüğüyle ilgili.

Öğrencileri yoğurulacak bir hamur, bembeyaz boş bir kâğıt, emen bir sünger ya da doldurulacak boş bir kap gibi görme anlayışları değişmediği sürece öğretmen bağımlığı hep olacaktır. Aynı tohumdan farklı bir ürün bekleyemezsiniz.

Bu dogmatik hatta fanatik anlayışın öğrenme tarzında öğrenci hazırcı ve reçetecidir. Düşünce üretmeden ve emek harcamadan sonuç almak eğilimindedir.

Bu durumda doktora giden hastadan hiçbir farkı yoktur. Öğretmen bir bilen hatta çok bilen konumundadır. Öğretmenin vurduğu yerde güller bitmektedir. Veliler çocuklarının etini öğretmene, kemiğini kendilerine uygun görmektedirler.

Öğretmen ve öğrenci arasında birbirini besleyen simbiyotik bir ilişkinin temelleri de atılır.

Üstelik bağımlı kişi hem kontrol edilen hem de kontrol eden konumlarında salınımlar yapabileceği için öğretmen de bağımlılıktan paçasını kurtaramaz. Kendisi de bağımlı duruma sürüklenebilir. Kime bağımlı? Elbette öğrencisine.

Kendimize bağımlı kılmayı eğitim diye algılayan biz yetişkinler, gençleri kontrol etmekte o kadar başarılıyız ki altında sevgiyi görmek zorlaşıyor. Ahmet’i simge kişi olarak seçersek “Acaba diyorum, hayranlığımız Ahmet’e mi yoksa başarılarına mı?..” Bunu sorgulamakta yarar var. Çoğu kez insan kendinde olmayanı arar.

Başarılı yalnız insanları gördüğümde kendini uyuşturmuş olabilir diye düşünürüm. Çünkü fazla başarı bazı kere insanı boğabilir.

Eğer eğitim dizgemizde değişim/dönüşüm istiyorsak bu tür bağımlılık ilişkilerinin farkına varmak bile önemli bir adımdır. Çünkü farkındalık dönüşümden önce gelir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler