'İsrail, çok daha sorumlu davranmalı'

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail'in son dönemde, bölgedeki gelişmeler konusunda çok daha sorumlu davranması, gerçekten bir barış iradesi söz konusuysa bunun, açık bir şekilde ortaya konması gerektiğini söyledi.

Yayınlanma: 19.08.2009 - 11:38
Abone Ol google-news

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ankara'ya çalışma ziyaretinde bulunan Ürdün Dışişleri Bakanı Nasır Cevde'yle Dışişleri Bakanlığı'nda bir araya geldi. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Davutoğlu, Orta Doğu barış süreciyle ilgili bir soru üzerine, "İsrail'in son dönemde, özellikle yerleşimciler konusunda, diğer alanlarda ve son olarak Doğu Kudüs'teki gelişmeler konusunda da çok daha sorumlu bir şekilde davranması gerekmektedir ve eğer gerçekten bir barış iradesi söz konusuysa bunu, açık bir şekilde ortaya koyma zamanı gelmiştir" dedi.

ABD'nin Orta Doğu temsilcisi George Mitchell'in gayretlerini çok yakından takip ettiklerini söyleyen Davutoğlu, bu gayretlerin gerçekleşmesi için İsrail tarafında da barış iradesinin ortaya konması gerektiğini kaydetti. Davutoğlu, "Aksi takdirde bölgemizde olabilecek gelişmeler, hepimizi son derece olumsuz yönde etkileyecektir. Kaygımızın dayandığı temel zemin bu. Biz Türkiye olarak, bölgeye kalıcı bir vizyonla bakıyoruz. İlkeler bazında bakıyoruz, hiçbir zaman taktik temelde yaklaşmıyoruz" diye konuştu.

Davutoğlu, bölgenin barış, güvenlik ve refah alanı haline dönüşmesi için her türlü çabayı göstermeye kararlı olduklarını vurgulayarak, "Türkiye, önümüzdeki ayların, bölgemiz için ümit veren aylar olması için, risk ve kaygı oluşturan aylar olmaması için elinden gelen her türlü faaliyeti göstermeye devam edecek" dedi.

 

'Türkiye ile Ürdün arasında sorun yok'

Türkiye ile Ürdün arasında herhangi bir sorun bulunmadığını ifade eden Davutoğlu, iki ülke arasında pek çok alanda büyük potansiyel zemini olduğunu kaydetti. İki ülke arasında var olan pek çok anlaşmayı da anımsatan Davutoğlu, iyi seyreden ilişkileri daha da geliştirme hedefini dile getirdi. Davutoğlu, Cevde ile yaptığı görüşmede önemli kararlar aldıklarını belirterek, siyasal üst düzey ziyaretlerin yoğunlaşarak artmasına karar verdiklerini, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ürdün ziyaretinin hazırlıklarını yaptıklarını söyledi.
Gül'ün ziyareti öncesi uzun süredir toplanmayan Karma Ekonomik Komisyonun da toplanmasına karar verdiklerini ifade eden Davutoğlu, üst düzey ziyaretlerin bundan sonra da artarak devam edeceğini, kendisinin de Ürdün ziyaretinin önümüzdeki dönemde söz konusu olacağını kaydetti.

Serbest ticaret anlaşmasının bir an önce tamamlanması ve Türk-Ürdün İş Konseyi toplantısının en kısa zamanda yapılması için de birlikte çaba sarf edileceğini bildiren Davutoğlu, Ürdün'deki Türk müteahhitlerinin alabilecekleri yeni projelerle ilgili çalışmaları de gözden geçirdiklerini ifade etti. 500 milyon dolar seviyesindeki ticaret hacminin kısa zamanda çok daha üst seviyelere çıkabileceği kanaatini taşıdıklarını kaydeden Davutoğlu, kültürel alanda da ciddi çalışmaların yapıldığına dikkati çekti.

Davutoğlu, Ürdün Üniversitesinde Türk diliyle ilgili bir programın başlatılmasına karar verildiğini, bunun hayata geçirileceğini söyledi. Ortak tarih kitabı yazımı başta olmak üzere, yeni neslin ilişkilerin yeni perspektifi içerisinde yetişmesine büyük önem verdiklerini kaydeden Davutoğlu, kültürel ilişkileri güçlendirerek, sürdüreceklerini bildirdi.

Ekonomik ve askeri alanda da güçlü bir alt yapının mevcudiyetine işaret eden Davutoğlu, şöyle konuştu: "Askeri güvenlik işbirliği, F-16'ların modernleşmesi gibi konular dışında, polis güvenlik alanında da ciddi işbirliğimiz var. Birçok Ürdünlü yetkili polis akademisinde eğitim gördü. Bu anlamda, güvenlik alanında da kapsamlı bir çerçeveye sahibiz, bunu da geliştirerek, sürdüreceğiz."

Görüşmede, bölgesel ve uluslararası konuları kapsamlı bir şekilde ele aldıklarını ifade eden Davutoğlu, önümüzdeki 4-5 ayın bölge için hayati nitelikte olduğunu ve tüm tarafların bölgede kalıcı barışın sağlanması için çaba göstermesi gerektiği konusunda fikir birliği içinde olduklarını söyledi.

Cevde'nin son yaptığı Washington ziyareti ve temaslarını kendisine anlattığını belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Önümüzdeki dönemde gerek Filistinliler arasındaki uzlaşma faaliyetlerinde, ki bu konuda Türkiye'nin de, Ürdün'ün de yapabileceği katkılar vardır, Mısır'ın çabalarına destek anlamında, gerek Filistin-İsrail görüşmeleri konusundaki çalışmalarda, gerek seçim öncesi Irak'taki gelişmeler konusunda Ürdün ile Türkiye'nin benzer, paralel görüşlere sahip olduğunu biliyoruz. Bunu bugün bir kere daha teyit ettik. Yine bu çerçevede bölgesel konularda bundan sonra da kapsamlı istişareleri sürdürme kararı verdik."

Davutoğlu, bölgedeki sorunların önemli rollere sahip Türkiye ve Ürdün gibi diğer aktörlerin de yeni bir bölgesel vizyonla yaklaşmaları durumunda çözülebileceği kanaatine sahip olduklarını belirtti. "Bu bölgesel vizyon, bölgemizin bir istikrar, refah ve güvenlik havzası haline dönüşmesine dönük bir vizyondur" diyen Davutoğlu, bu konuda Ürdün ile ortak çalışma yapmaya hazır olunduğunu bildirdi.
 

'Önümüzdeki 4 ay çok kritik'

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Davutoğlu, Orta Doğu'nun geleceğini riskli görüp görmediğine ilişkin bir soru üzerine şunları kaydetti: "Önümüzdeki 4 ay çok kritik derken, aslında bölgemizde her an değişik dönemler kritik olabiliyor. Ancak önümüzde Ocak ayında gerçekleşecek iki seçim, bölgemiz için hayati. Birisi Filistin'deki başkanlık ve parlamento seçimleri, diğeri de Irak'taki seçimler. Biz gerek Filistin'in, gerek Irak'ın bu seçimlerden güçlü, iç bütünlüğünü sağlamış, istikrarlı siyasi yapılara kavuşmuş ülkeler olarak çıkmasını istiyoruz."

Davutoğlu, bölgede önümüzdeki dönemde, halen aksayan temel müzakere süreçleri devreye sokulduğu ve bölgede ABD Başkanı Barack Obama'nın açıklamalarının ardından oluşan beklentinin fiili bir uygulama alanına dönüştüğü takdirde, iki seçimde de uygun şartlarda bir bölgesel konjonktüre gidilebilmesinin sağlanacağını kaydetti. Davutoğlu, ancak Filistinliler arası uzlaşma sağlanamazsa, bölgede yürüyen bir müzakere süreci Filistin, Suriye ve Lübnan ayaklarında gerçekleşemezse, bölgede oluşacak olumsuz atmosferin, sadece Orta Doğu barış sürecini ilgilendiren konularda değil, diğer alanlarda da çok ciddi olumsuz sonuçlar doğurabileceği kaygısını taşıdıklarını ifade etti.

Davutoğlu, şöyle konuştu: "Ümit ederiz ki bu sene, herkes geçmişte yaşananlardan gerekli dersleri çıkarır, önümüzdeki aylarda, bütün bu müzakere süreçlerini birlikte başlatma iradesi gösterir, meselelere sadece taktik manevralar şeklinde bakmaz ve stratejik bir barışın önü açılır. Filistinli kardeşlerimizin en kısa zamanda, bu uzlaşma zeminini sağlamaları gerekir. Filistin meselesine yapılacak en büyük yardım ve katkı Filistinli kardeşlerimizin ortak bir tutumla bir araya gelmesidir. Bu konuda Mısır'ın yürüttüğü çabaları takdirle takip ediyoruz, ancak bölgedeki diğer ülkeler olarak bizim de bu çalışmaların bir önce olumlu bir şekilde neticelenmesi için herkesin katkıda bulunması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü Filistinliler arası böyle bir uzlaşma olmazsa, ne Filistin'de seçim süreci sağlıklı işleyebilir, ne de Orta Doğu barış sürecinde yeni bir aşamaya geçilebilir."

İran'da tutuklanan Fransız akademisyen Clotilde Reiss'in serbest bırakılmasıyla ilgili Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner ile teması olup olmadığının sorulması üzerine Davutoğlu, Türkiye'nin geçmişte de bu tür konularda katkısının olduğunu belirterek, bu konularda önemli olanın katkıların kendisi olduğunu, yoksa bu katkıların kamuoyunca bilinmesi olmadığını kaydetti.

Davutoğlu, Türkiye'nin her zaman bölgedeki tansiyonun düşmesine öncelik verdiğini ifade ederek, Kouchner ile ve İran tarafıyla telefon görüşmeleri yaptığını belirtti. Davutoğlu, "Zikredilmemiş olsaydı da bizim için problem olmazdı. Biz bunları zikredilsin diye yapmıyoruz. Bunları gerçekten yapılması gereken ilkesel tutumlar olarak gördüğümüz için yapıyoruz" diye konuştu.

İran'ın ruhani lideri Ayetullah Hamaney'in çağrısına ilişkin bir soru üzerine de Davutoğlu, bu konuda yorum yapmayı uygun görmediğini, ancak Türkiye'nin dış politikasının yaşanan tarihi gerçeklikle ilgili olduğunu bildirdi. "Türkiye ile Katar arasında oluşturulacak boru hattının, Arap boru hattına eklenmesi söz konusu mu?" sorusuna ise Davutoğlu, enerji işbirliği konusunu Ürdün Dışişleri Bakanıyla ele aldıklarını, ancak ele aldıkları konunun daha çok Mısır'dan gelen Arap doğal gaz hattıyla ilgili olduğunu söyledi. Davutoğlu, Katar Emiri'nin ziyaretinde çok önemli bir adım atıldığını, Enerji Bakanları başkanlığında ortak bir komisyon kurulmasına karar verildiğini ifade etti.

 

'Ürdün kralının talimatıyla geldim'

Ürdün Dışişleri Bakanı Nasır Cevde, yararlı görüşmeler yaptıklarını, bu tür karşılıklı görüşmeler ve ziyaretlerin ilişkilerin gelişmesine büyük yararı olduğunu bildirdi. Ziyaretini Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın talimatı üzerine yaptığını kaydeden Cevde, Ürdün olarak Türkiye ile iyi ilişkiler kurmaya önem verdiklerini söyledi.

Konuk Bakan, bu çerçevede ilişkilerin mümkün olan en iyi seviyeye getirilmesi için gerekli irade ve arzuya sahip olduklarını, ilişkilerin günden güne gelişme kaydetmesinin iki ülkeyi de çok memnun ettiğini ifade etti. Ziyareti kapsamında öğleden sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kabul edileceğini belirten Cevde, Gül'e Ürdün Kralının yazılı bir mesajını sunacağını bildirdi.

Cevde, mesajda Orta Doğu barış görüşmelerinin sürdürülmesi, barışın önündeki engellerin aşılması ve Filistin davasına çözüm bulunarak, kapsamlı, kalıcı ve adil bir barış ortamının tesis edilmesinin önemine dikkat çekildiğini, Kralın bu hususlardaki görüş ve önerilerinin yer aldığını söyledi. "Ürdün Türkiye'nin rolüne çok önem vermekte ve bu rolün devam ettirilmesinde büyük yarar görmektedir" diyen Cevde, yeni ABD yönetiminin bölge sorunlarına bakışıyla ilgili değerlendirme ve olumlu yaklaşımlarından memnun olduklarını kaydetti.

Ortadoğu'da barış çabaları

Konuk Bakan, ABD Başkanı Barack Obama'nın yaptığı açıklamalar ve bölge barışına ilişkin gündeme getirdiği plan çerçevesinde önümüzdeki dönemde bölgede barış çabalarına devam edileceğini bildirdi. Cevde, görüşmelerde bu konularla ilgili görüş alışverişinde bulunduklarını, barış süreciyle ilgili tüm kanalların yeniden faaliyete geçirilmesi ve görüşmelerin canlandırılmasının yararına dikkat çektiklerini bildirdi. Soruna çözüm bulunmasının kapsamlı ve adil bir barış ve bağımsız Filistin devletinin kurulması ile mümkün olabileceğini ifade eden Konuk Bakan, 1967 savaşı öncesi topraklara dönülmesi ve Filistinli mültecilerin dönüşünün önem taşıdığını söyledi. Cevre, Arap Barış Planının çoğu ülke tarafından benimsenmiş bir plan olduğunu hatırlattı.

Doğu Kudüs'te tek taraflı atılan adımların barış sürecine zarar getireceği konusunda mutabakata vardıklarını belirten Cevde, bu tür davranışların güven sarsıcı olduğunu kaydetti. Cevde, barış görüşmelerinin canlandırılması hususundaki uluslararası çabalara destek vererek, Filistin'in içinde de birlik sağlanması ve bu konuda Mısır'da yürütülen görüşmelerin başarıyla sonuçlanmasının önemine dikkati çekti. Ürdün Dışişleri Bakanı, görüşmelerde Irak konusunu da ele aldıklarını, Irak'ın güvenlik ve istikrar ortamına kavuşması ve yeniden yapılandırılmasına ilişkin çalışmaların sürdürülmesi gereğini dile getirdi.

Cevde, Türkiye'nin kültürler arası diyaloğun devam ettirilmesine ilişkin rolünü takdirle karşıladıklarını da ifade etti. Orta Doğu barış süreciyle ilgili bir soru üzerine Konuk Bakan, önümüzdeki ayların kritik olduğunu yineleyerek, Arap-İsrail uyuşmazlığı ve Filistin-İsrail sorununa çözüm bulunması konularında uzun yıllardır çabaların devam ettiğini, bazı dönemlerde barışın eşiğine gelindiğini anımsattı. Cevde, bazen olumsuz ortam doğabildiğini, bunun için geçen dönemde başarıya ulaşılmış adımların desteklenmesi gerektiğini kaydetti. Bu aşamada ortada önemli bir fırsat olduğunu ve bu fırsatın mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Cevde, bölgede genel anlamda olumlu bir ortam bulunduğunu kaydetti.

Cevde, Arap zirvesinde alınan kararlara bakılacak olursa, burada barış ile ilgili teyit ve vurgu bulunduğunu, bu planın çok önemli olduğunu bildirdi. ABD yönetiminin soruna bakışı gözden geçirilecek olursa, taraflara umut verici ve destekleyici girişimlerin bulunduğunun gözlemlenebileceğini belirten Cevde, Orta Doğu sorununa çözüm bulunması ve barış ortamının oluşmasında ABD'nin de çıkarı olduğunu kaydetti.

ABD Başkanı Obama'nın açıklamalarına değinen Cevde, bu çerçevede önümüzdeki ay barış alanında yoğun gayretlere tanık olunacağını ve bu çerçevede Ürdün olarak da çeşitli görüşmeler yaptıklarını kaydetti. Ürdün olarak çıkış noktalarının Arap barış girişimi olduğunu ve bu girişimi bütün Arapların benimsediğini söyledi. Cevre, ortak gayretlerin mutlaka desteklenmesi gereğini dile getirdi ve barıştan herkesin kazançlı çıkacağına işaret etti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler