'Uzak İhtimal'in galası yapıldı

46. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması'na katılan ''Uzak İhtimal'' filminin gala gösterimi yapıldı.

Yayınlanma: 12.10.2009 - 18:00
Abone Ol google-news

Senaryosunu Tarık Tufan, Görkem Yeltan ve Bektaş Topaloğlu'nun yazdığı, yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun'un ilk uzun metrajlı filmi olan ''Uzak İhtimal'', Altın Portakal'daki gala gösterimiyle Antalyalı sinemaseverlerle buluştu. 16. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nden ''En İyi Yönetmen'', 7. Uluslararası TOFIFEST Film Festivali'nden Jüri Özel Ödülü'yle dönen film ilgiyle izlendi. Müezzinlik yapan Musa'nın Galata'da bir camiye tayinin çıkmasıyla ilk kez geldiği İstanbul'da, yan dairesindeki rahibe Anna ve onun bakımıyla ilgilenen Clara ile tanışması ve Clara'ya söylemekte zorlandığı aşkının öyküsünün anlatıldığı filmin ardından söyleşi düzenlendi.
 

'Misyoner değiliz'

Söyleşiye katılan Yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun, bir izleyicinin ''Bir müezzinin Hristiyan Clara'ya duyduğu aşk ve iki dinden olan karakterin anlatımı ekümenik adına bir açılım mı?'' sorusu üzerine, ''Misyoner değiliz. Uzak İhtimal de dinlerarası bir film değil. Son dönemde gündemde olan açılım konuları ise yeni. Filmimizi yaparken kafamızda siyasi anlayış yok'' dedi. Filmde iki karakter arasındaki aşkın hayata geçirilmemesinin ayrı dinleri ve meslekleriyle ilgisi olmadığını belirten Coşkun, bir soru üzerine, ''Bu din çatışması filmi değil. Filmde metafor (mecaz) da yok. Takva filminin açtığı kulvarda ilerleyen bir film değil'' diye konuştu.

Yönetmen Coşkun, müezzin karakterinin görevinden sonra sosyal hayata karışmasına yönelik anlatımla ilgili soru üzerine de ''Bizde, İslam dininde, ruhban sınıfı yoktur. Meslek olarak da müezzinlik yoktur. İleri gelenler cemaate namaz kıldırır. Filmde din adamı klişelerini kırmaya çalıştım'' dedi. Coşkun, filmde başrol oyuncusu ve senarist Görkem Yeltan'ın dışında, hikayenin daha gerçekçi ve inandırıcı anlatımı için yeni yüzlerle, yeni oyuncularla çalıştığını söyledi.

Senarist ve başrol oyuncusu Görkem Yeltan da sorular üzerine, filmde dinler ve kültürlerarası açılım yapmayı amaçlamadıklarını, farklılıklar arası saygının zaten var olduğunu söyledi. Yeltan, senaryo ve filmde insanların bazen konuşamadığı, boğazına tıkanan şeyleri de anlatmak istediklerini vurguladı. Müezzin Musa karakterini canlandıran Nadir Sarıbacak da Türkçe öğretmenliğinden mezun olduğunu, mesleğini yapmayı istemediğini ve yüksek lisansını tiyatro üzerine yaptıktan sonra İstanbul'da 8 yıldır tiyatroculuk yaptığını belirtti. Sarıbacak, ''Uzak İhtimal'' filmindeki rolünün sinemadaki ilk başrolü olduğunu, çok mutlu olduğunu ifade etti.

 

'Babam Büfe'nin galası yapıldı

Meriç Demiray'ın 9 yıl önceki bir gazete haberinden yola çıkarak senaryosunu da yazdığı ve yönettiği ilk uzun metrajlı filmi ''Babam Büfe'' gala gösteriminde izleyicilerden ilgi gördü.

Tiyatro sanatçıları Turan Özdemir, Levent Tülek ile genç oyuncular Nalan Kuruçim ve Caner Çandarlı'nın baş rolleri paylaştığı filmde, ''Kapıcı Salim"in, bir TV kanalında haber kameramanı olarak çalışan 40 yaşlarındaki Korcan'ın teklifi üzerine, uydurdukları düzmece haberlerde oyuncu olmalarının hikayesi anlatılıyor.

Gösterimin ardından düzenlenen söyleşide konuşan filmin senarist ve yönetmeni Meriç Demiray, filmdeki ''Korcan'' karakteri gibi tanıdığı birçok insanın yalnız yaşadığını ve topluma yabancılaştığını söyledi. Demiray, bu insanları, ''Yalnız yaşıyorlar, ot içiyorlar ve yalnızca televizyon ile besleniyorlar. Evde sanal biçimde kendilerini mutlu hissediyorlar ve uyuyamıyorlar. Tek başına uyuyamayan ama nedense tek başına yaşamayı tercih eden yaşıtlarımız var'' dedi.

Bazı kadın izleyicilerin filmdeki küfürlü sahnelerden rahatsız olduklarını belirtmeleri üzerine Demiray, argo kelimelerin günlük hayatta sıkça kullanıldığını, filmde de bu gerçekliğe yakın olmaya çalıştıklarını ifade ederek, ''Bu küfürler dışarıda çok yoğun ama biz erkekler, erkek dünyasını sizlerden gizlemeyi çok iyi beceriyoruz'' diye konuştu.
Ekip arkadaşlarıyla televizyon dizileri için dramalar hazırladıklarını belirten Demiray, dizilerin 90 dakikaya çıkması nedeniyle sıkıntılar yaşadıklarını vurguladı. Demiray, ''İnsanlar setlerde ağır şartlarda çalışıyor. TV dizilerinin 90 dakika olması nedeniyle artık senaryo yazmıyor, saçmalıyoruz. Dizilerde insanlar ölmeye başladı. Aslında bu yaşananlardan da filmlere konu alacak çok şey anlatılır'' değerlendirmesinde bulundu.

Filmin İngilizce tercümesindeki yanlışlıklar ve bazı mantık hatalarına ilişkin eleştiriler üzerine de genç yönetmen, ''Babam Büfe''yi, Altın Portakal Film Festivali'ne yetiştirmek için tam bitiremeden ve eksikliklerini tamamlayamadan yollamak zorunda kaldıklarını söyledi.
Filmini, yönetmen olarak her izlediğinde eksikliklerini ortaya çıkardığını ifade eden Meriç Demiray, ''Filmi defalarca izlerken her seferinde acı çekiyorum. Kendimde ve filmde bulduğum teknik hataları ortaya çıkarıyorum. Bunlar tabii ki filmin geneliyle ilgili değil'' dedi. Filmi, sponsorsuz ve hiç bir kurumdan destek almadan, televizyondan arkadaşlarının teknik desteği ve tanıdığı tiyatro oyuncularının gönüllü rol almasıyla bütçesiz çektiklerini dile getiren Demiray, gönüllü yapılan, bağımsız filmi yurt dışındaki festivallere de göndermeyi arzuladığını anlattı.

Tiyatro oyuncusu Levent Tülek de sinema filmlerinde çok sık rol almadığını ve en son filmini Atıf Yılmaz'la çektiğini belirterek, maddi nedenlerle televizyon dizilerinde rol seçme imkanı bulamadan oynadığını söyledi. Usta tiyatro oyuncusu Turan Özdemir de ''Dondurmam Gaymak'' filminden sonra rol aldığı en önemli filmin ''Babam Büfe'' olduğunu ifade ederek, samimi, yardımlaşma ve arkadaşlık ortamının bulunduğu bu filmde yer almaktan mutluluk duyduğunu söyledi.

Filmin başrol oyuncularından genç tiyatrocu Nalan Kuruçim de ''İlk sinema filmim. Çok samimiyetle çekildi. Paranın olup, olmaması bizi bağlamıyor. Oyuncuyu bu kadar özgür bırakan bir yönetmenle çalıştığım için de çok mutluyum'' diye konuştu. Televizyon dizileriyle tanınan genç oyuncu Caner Çandarlı da mesleğinde ne yaptığını sorguladığı süreçte arkadaşı olan Meriç Demiray'dan bu filmde rol teklifi aldığını söyledi.

 

'Sinemada 40 yıl: Kadir İnanır' sergisi

46. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında ''Sinemada 40 Yıl: Kadir İnanır - 40 Yılın Anısına 40 Kadir İnanır Filmi Afiş Sergisi'' açıldı. Vadullah Taş'ın hazırladığı sergi, bir alışveriş merkezinde sanatseverlere buluştu. Beyaz perdedeki 40. yılını kutlayan Kadir İnanır'ın oynadığı 40 filmin afişinin yer aldığı serginin açılışını Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ve Kadir İnanır yaptı. Açılışta büyük ilgi gören ünlü oyuncu İnanır, güçlükle sergiyi gezebildi.

Mustafa Akaydın, gazetecilere yaptığı açıklamada, Kadir İnanır'ın Altın Portakal Film Festivali'nin özel konuğu olduğunu söyledi. Kadir İnanır'ın sanatta 40'ıncı yılını idrak ettiğini belirten Akaydın, ''Dün akşamki gala yemeğimizi de Kadir İnanır adına düzenledik ve bugün de kendisinin adına film afişi sergisi açtık. Kadir İnanır'a Antalya'yı onurlandırdığı için çok teşekkür ediyoruz'' dedi.

Kadir İnanır, böyle bir serginin ilk kez açıldığını belirterek, ''Umarım ileriki zamanlarda bütün filmlerin afişlerinin yer aldığı bir sergi gerçekleşir. Her şey çok heyecan verici'' diye konuştu. Kadir İnanır ve Mustafa Akaydın, daha sonra İnanır'ın başrolünü oynadığı ''Son Cellat'' filmini izledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler