"Biz herkesten daha titiziz"

Samsun'da Çarşamba Adalet Sarayı'nın açılışına katılan Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, yargının sorunlarına değindi. Rahat, modern, kullanışlı adalet saraylarına, binalarına sahip olmanın yargının sorunlarını tamamen çözmediğini ifade eden Şahin, yargıdan beklenenin en az giderle en hızlı yargılama faaliyetlerini tamamlanması olduğunu bildirdi.

Türkiye'nin nüfusunun hızla arttığını, artan nüfusa paralel olarak yargıç ve savcı açığı olduğunu bildiren Şahin, bu açığın bir an evvel kapatılması gerektiğini söyledi. 4 bin 200 civarında hakim ve savcı kadrosunun açık olduğunu belirten Şahin, Adalet Bakanlığı olarak, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile birlikte bu açığı bir an önce kapatmak için yoğun çaba içinde olduklarını kaydetti. Daha sonra AKP İlçe Teşkilatı'nı ziyaret eden Şahin, partililerle sohbet etti, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Hakim ve savcılar hakkında soruşturma açılması

Mehmet Ali Şahin, hakim ve savcılarla ilgili birtakım ihbar ve şikayetler aldıklarını, bunların bakanlığın ilgili birimlerince objektif ölçütler içinde değerlendirildiğini belirtti.
Bu değerlendirme sonuçlarının müsteşarlığa ve kendisine geldiğini söyleyen Şahin, ''Biz de bu değerlendirmeler paralelinde kararlarımızı veririz. O nedenle birtakım hakim ve savcılarımızın isminden bahsederek bir değerlendirme yapmamız uygun olmaz'' dedi.

Müfettiş ve inceleme raporları neyi gerektiriyorsa o raporlar doğrultusunda hareket edeceklerini ifade eden Bakan Şahin, şunları kaydetti:
''Müsteşar ve diğer arkadaşlarımız, hakim ve savcılarımızla ilgili ayrım yapmayız. Müfettiş raporları ve inceleme raporları neyi gerektiriyorsa o raporlar istikametinde hareket ederiz. Hiçbir hakim ve savcı arkadaşımız hasmımız değildir. Bizim mesai arkadaşlarımızdır. Ama yasa ve yönetmelikler gereği birtakım tespitler yapılmışsa bu tespitler ışığında değerlendirmeler yapılır. 2008 yılında şu ana kadar bakanlığımıza 4 bin civarında şikayet gelmiştir. Bu şikayetlerle ilgili değerlendirmeler yapılmış, sadece yüzde 4'üyle ilgili işlem yapılmasına karar verilmiştir. Yasa ve yönetmeliklerin ortaya koyduğu ilkeler çerçevesinde cereyan etmiştir. O nedenle 'falana şöyle yaptınız, filana şöyle yaptınız' şeklindeki değerlendirmeler isabetli değildir. Bu çalışmaları yapanlar da birinci sınıfa ayrılmış hakim ve savcı arkadaşlarımızdır. Biz de değerlendirmelerine itibar ediyoruz. Kişisel değerlendirmem değildir.''

Deniz feneri davası

Almanya'daki Deniz Feneri davasıyla ilgili soru üzerine de Bakan Şahin, davanın Almanya'da devam ettiğine işaret ederek, davanın Türkiye uzantısı varsa, Türkiye'de benzer suçlar işlenmişse bağımsız yargının üzerine düşeni yapacağını söyledi. Bir kişi ve kurum suç işlediğinde soruşturmayı siyasi otoritenin değil bağımsız yargı organlarının yaptığını ifade eden Şahin, şöyle konuştu:
''Savcılar soruşturmayı yapar, dava açmayı gerekli görürlerse yargı devreye girer. Kuşkusuz ki insanlar suç işleyebilir. Haklarında isnatlar olabilir. Ama isnatlar bir yargı kararına bağlanana kadar kimseyi suçlu ilan etmemiz mümkün değildir. İktidar olarak her türlü usulsüzlüğün ve yolsuzluğun üzerine bu zamana kadar ciddiyetle gittik. Bundan sonra da gideriz. Çünkü bizim partimizin ismi AKP'dir. Beyaz renk en ufak bir lekeyi gösterir. O bakımdan biz herkesten çok daha titiziz. Bir yanlışlık varsa bunu kaldırmak görevimizdir ama söylediğiniz dava Almanya'da devam ediyor. Eğer onun Türkiye uzantısı varsa, Türkiye'de buna benzer suçlar işlenmişse, kuşkusuz bu konuda bağımsız yargı üzerine düşen görevi yapar. Nitekim, Ankara Cumhuriyet Savcılığı bu konuda soruşturma başlatmıştır. Bunun sonucunu bekleyin. Bu soruşturmaları yapacak biz değiliz. Biz yargı değiliz.''

Bakan Şahin, daha sonra, partisinin 19 Mayıs İlçe Kongresi'ne katılmak üzere Çarşamba ilçesinden ayrıldı.