Çiçek'in tutuklanmasına itiraz

'İrticayla Mücadele Eylem Planı'' adı verilen belgede ıslak imzası bulunduğu öne sürülen ve çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, Hasdal Askeri Cezaevi'ne konuldu. Çiçek'in avukatı Mustafa Çevik, karara itiraz ettiklerini açıkladı.

Yayınlanma: 12.11.2009 - 07:29
Abone Ol google-news

Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde hakkında verilen tutuklama kararının ardından sivil plakalı bir minibüsle Beşiktaş'taki İnzibat Merkez Komutanlığı'na götürüldü.

Burada yaklaşık 45 dakika kalan Çiçek, daha sonra götürüldüğü Hasdal Askeri Cezaevi'ne konuldu.


Çiçek'in avukatının açıklamaları

''İrticayla Mücadele Eylem Planı'' adı verilen belgede ıslak imzası bulunduğu öne sürülen Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek'in avukatı Mustafa Çevik, tutuklama kararına itiraz ettiklerini bildirdi.

Mahkemenin Dursun Çiçek hakkında verdiği tutuklama kararının ardından Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde açıklama yapan Çevik, çağrı üzerine müvekkiliyle birlikte Beşiktaş'taki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na geldiklerini söyledi.

Çevik, yaklaşık 3.5 saat süren savcılık sorgusunda öncelikle Anayasa'nın 145. maddesine göre savcılığın müvekkilini sorgulama yetkisi bulunmadığını bildirdiklerini, ancak İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın, kendisini yetkili görerek soruşturmasına devam ettiğini kaydetti.

Bu sırada savcılıktan, müvekkili Dursun Çiçek'in lehine olacak delillerin de toplanması ve bu manada söz konusu belgenin uzman referans laboratuvarlarına gönderilerek rapor alınmasının talep edildiğini anlatan Çevik, ancak savcılıkça bu taleplerinin de kabul edilmediğini aktardı.

Çevik, ''hukuki dayanaktan yoksun tutuklama talebiyle'' müvekkili Çiçek'in Nöbetçi İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edildiğini belirterek, nöbetçi hakim İdris Asan'ın, müvekkili ve kendisinin yaptığı savunmayı CMK'nın öngördüğü şekilde tutanaklara geçirmediğini söyledi. Avukat Çevik, şöyle devam etti:
''Nöbetçi hakim Asan, konuya ilişkin itirazımız üzerine, 'her şeyi yazmak zorunda olmadığını, özetleme yaptığını' bildirmiştir. İtirazlarımızda ısrar etmemiz üzerine, karar vereceğini belirtip, müvekkilimle beni dışarı çıkarmış, bir müddet sonra tekrar huzura çağırarak müvekkilimin tutuklandığını tebliğ etmiştir. Müvekkilim ve benden, bize ait olmayan tutanakları imzalamamızı istemiş, ancak tutanaklar tarafımızdan imzalanmamıştır. CMK'nın 268. maddesi çerçevesinde zabıt katibine tutuklamaya ilişkin itiraz beyanlarımız yapılmak istenmiş, ancak hakim 'yarın yazın, getirin' şeklinde tepki göstererek, zabıt katibi marifetiyle itiraz hakkımızın kullanılmasını engellemiştir. Tüm engellemelere rağmen adliyenin zor koşullarında yazdığımız itiraz dilekçesi, havale etmesi için hakim İdris Asan'a götürülmüş, ancak hakim, dilekçeyi bugün değil, yarın inceledikten sonra havale edeceğini bildirmiştir. Nöbetçi savcıyla irtibat kurularak, hakimin dilekçemizi havale etmek zorunda olduğu belirtilmiş, adliye servisinde savcının yanında uzun tartışmalar sonucu dilekçenin havale edilmesi sağlanmıştır.''

Avukat Çevik, tüm bu gelişmelerin, ''müvekkili hakkında yargısız infaz yapıldığının emareleri olduğunu'' öne sürerek, ''Kaldı ki, daha savcılık sorgusu sırasında ifadeler tamamlanmadan televizyonda müvekkilimin tutuklanma talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildiği haberi yer almış, savcılarla birlikte bu haber müvekkilim ve tarafımdan izlenmiştir. Müvekkilimin yorumu, 'sanki bir yerlerden talimat alıyorlar' şeklinde olmuştur'' diye konuştu.

Bu gelişmeler sonucu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin müktesebatına, kazanımlarına, hukuk kurallarına, ceza muhakemesinin temel kurallarına aykırı olarak müvekkilinin tutuklanmasına karar verildiğini savunan Çevik, ''Müvekkilim Genelkurmay'da, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargahında kurmay albay olarak görev yapmaktadır. Çağdaş ceza hukukunda tutuklama kararları istisnai kararlardır. Müvekkilim, hakkında tecelli eden hukuk dışı tutuklama kararıyla adeta cezalandırılmıştır'' şeklinde konuştu.

 

"Suçlama; terör örgütüne üye olmak"

Avukat Çevik, müvekkilinin ''terör örgütüne üye olmak'' suçundan tutuklandığını ifade etti.
Savcılık ve mahkemedeki sorguda müvekkiline, belgedeki imzanın kendisine ait olup olmadığının sorulduğunu kaydeden Çevik, Dursun Çiçek'in de imzanın kendisine ait olmadığını ve belgenin TÜBİTAK ve ODTÜ ile yurt dışı referans laboratuvarlarında incelenmesini talep ettiğini aktardı.

Avukat Çevik, belgeyle ilgili olarak da Çiçek'in, belgenin fotokopi olduğunu, siyah mürekkep kullanıldığı intibası veren bir belge olduğunu söylediğini kaydetti.

Bugüne kadar 16 hukuk davası açtıklarını, 3 de suç duyurusunda bulunduklarını anlatan Çevik, bundan sonra da yasal haklarını kullanmaya devam edeceklerini ve itirazlarını bugün itibariyle yaptıklarını söyledi.

Çevik, Ergenekon soruşturmasını yürüten 4 savcıyı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na şikayet ettiklerini ve müfettişlerin inceleme yaptığını belirterek, ''Müvekkilimin sorgusunun şikayet ettiği savcılarca yapılması da ayrı bir hukuki şikayet konusudur'' dedi.

 

Çiçek ile Adliyeye getirilen askeri personel

Öte yandan, dün gündüz saatlerinde Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek ile Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne getirilen biri emekli 5 askeri personelin, savcılık sorgularının ardından İstanbul Nöbetçi 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edildiği, burada hakim karşısına çıkan bu kişilerden bir yarbayın tutuklandığı, biri emekli 4 askeri personelin ise haklarında adli kontrol hükümleri uygulanmasına karar verilerek serbest bırakıldığı öğrenildi.

Bu kişilerin tamamının, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılarca sürdürülen başka bir soruşturma kapsamında Karadeniz Ereğlisi'nden getirildikleri kaydedildi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler