AB'yi korkutan seçim: Syriza arayı açtı

Yunanistan’da yarınki erken seçim için nefesler tutuldu. AB’nin de heyecanla takip ettiği seçimle Avrupa’nın ilk radikal solcu hükümeti Atina’da kurulma yolunda.

Yayınlanma: 24.01.2015 - 11:48
Abone Ol google-news

Anketlerde haftalardır önde giden Radikal Sol Koalisyon (SYRİZA) arayı giderek açtı. SYRİZA lideri Aleksis Çipras, Atina’da düzenlediği son mitingde seçmenlere “ulusun aşağılanmasına son vermeleri, kendilerini tek başına iktidara taşımaları” çağrısı yaptı. Çipras, İspanya’da Öfkeliler hareketinden doğan ve anketlerde en önde giden alternatif solcu parti Podemos’un lideri Pablo Iglesias ile birlikte kürsüye çıktı.

Metron anketine göre iktidardaki Yeni Demokrasi’ye attığı fark 4.6’dan 5.3 puana çıkan SYRİZA, oyların yüzde 36’sını alıp tek başına iktidar olmanın eşiğinde. Merkeze yakın PASOK, PASOK’un eski lideri Yorgo Papandreu’nun yeni kurduğu KIDISO dahil solcu partiler SYRİZA ile koalisyona hazır, ama Avro bölgesinde kalmak şartıyla. AB ile ilişkilerini düzeltmeye çalışan, Avro’dan çıkma yerine  borçların yeniden yapılandırılmasına odaklanan SYRİZA’nın potansiyel koalisyon ortağı olarak Potami (Nehir) partisi görülüyor. TV sunucusu Stavros Theodorakis’in kurduğu Potami’nin yüzde 5 oyla  koalisyon pazarlıklarında kilit rol oynaması bekleniyor. Dün Alman Başbakanı Angela Merkel‘den  Yunanistan’a “Bizim (AB) hikayemizin bir parçası olarak kalın” çağrısı geldi.

AB liderleri ve finans çevreleri kaygılı

Öte yandan AB liderleri ve finans çevreleri ise Syriza'dan yana son derece kaygılı.

Başta Almanya Başbakanı Angela Merkel olmak liderler kaygı içeren açıklamalar yapılıyor.

İngiliz Financial Times'tan Alman Handelsblatt'a ekonomi yayınlarında sürekli Syriza'nın Euro bölgesi projesini çökerteceğine dair makaleler yayınlanıyor.

Economist Intelligence Unit'in son araştırmalarından birinde şu ifadeye yer veriliyor:

"(...)Syriza bir hükümet kurabilirse, Avrupa Birliği'ne şok dalgaları gönderir ve başka yerlerde de siyasi kargaşayı tetikler.

"Yunanistan'da bir Syriza hükümeti kurulması, hem ülke içinde hem de bölgesel olarak büyük bir istikrarsızlık unsuru yaratır. Partinin temel politikalarından birisi borçların silinmesi olduğundan, Yunanistan'ın borç aldığı uluslararası kurumlarla ilişkisinde de neredeyse kesin diyebileceğimiz bir kriz başlar."

Syriza'nın hükümet olup olmayacağı, hükümet olursa hangi politikaları yaşama geçireği ancak zamanla görülebilecek.

Ancak görünen o ki, Syriza hem yarattığı sempati hem de kaygı ile sadece Yunanistan değil, Avrupa çapında önemli bir politik aktöre dönüşmüş durumda.

ÖNEMSENMEMİŞTİ

Yunanistan'da 2009 yılında yapılan genel seçimlerde, yüzde 4,6 oy alan bir sol parti ve partinin genç lideri, o dönem ülke kamuoyunda çok önemsenmemişti.

Bu seçimlerde sosyal demokrat PASOK büyük bir başarı sergilemiş (yüzde 43,9), Syriza ise 2007'ye nazaran yüzde 0,4'lük düşüş yaşayarak kendi açısından da bir başarı gösterememişti.

Ancak sadece birkaç yıl içinde bu küçük parti, ekonomik ve siyasi krizlerle çalkalanan bir ortamda hızla büyüdü.

Parti 2012 Mayıs seçimlerinde oyunu yüzde 16,8'e, 2012 Haziran seçimlerindeyse yüzde 26,9'a taşıdı.

Böylece sadece Yunanistan kamuoyunda değil Avrupa'da da gözler bu sol partinin yükselişine çevrildi.

Durum kıta çapında solda heyecan yaratırken, AB'nin liderleri ve finans kurumları ise kaygılanmaya başladı.

2015’e gelindiğinde Syriza artık seçimlerin favori partisiydi. 25 Ocak seçimleri öncesi yapılan son anketler, Syriza’nın yaklaşık yüzde 36 oy alacağını gösteriyor.

Bu oran, en yakın rakibi Yeni Demokrasi’den en az üç puan yukarıda.

Sol grupların koalisyonu

Syriza'nın açılımı Synaspismós Rhizospastikís Aristerás -- yani Türkçesiyle Radikal Sol Koalisyon.

Adından da anlaşılacağı üzere Syriza birçok sol grubun oluşturduğu bir parti.

2004 yılında kurulan partinin kökleri 2001'de bazı sol gruplar arasında oluşturulan Solun Birliği ve Ortak Eylemi için Alan adlı koalisyona dayanıyor.

Bu birliğin 2004 seçimlerine girerken bir sol ittifak kurmak istemesiyle Syriza ortaya çıktı.

Kuruluşunu takip eden yıllarda Syriza'dan ayrılan gruplar da oldu, partiye yeni katılanlar da.

Bugün parti içinde Maoculardan, Troçkistlere, demokratik sosyalistlerden, ekolojistlere sol içi birçok farklı grup ve politik eğilim bulunuyor.

Farklı grup ve eğilimlerin partinin bazı kritik konularda net tavır almasını zorlaştırdığı düşünülüyor.

Partiyle özdeş bir isim: Tsipras

Syriza, liderinin adıyla birlikte anılan bir parti.

Partinin başındaki Aleksis Tsipras'ın kişisel popülaritesinin partinin başarısında payı olduğu düşünülüyor.

Öyle ki, bazı dönemlerde yapılan anketlerde Tsipras'a destek oranı, partiye destek oranından daha yüksek çıkıyor.

Tsipras 1974 doğumlu. 1980'lerin sonunda Yunanistan Komünist Partisi'nin gençlik örgütü içinde siyasi eylemliliğe ilk adımı attı.

Atina Teknik Üniversitesi'nde inşaat mühendisliği eğitimi aldı. Üniversite yıllarında öğrenci hareketleri içinde aktif rol üstlendi.

İlerleyen yıllarda, Syriza'yı kuran gruplardan en büyüğü olan Synaspismos içinde önemli roller edindi ve 33 yaşında lideri oldu. Daha sonra ise Syriza'nın liderliğine geldi.

Kravat takmaması dikkat çeken Tsipras'ın en büyük zevklerinden birinin motosiklet kullanmak olduğu belirtiliyor.

Syriza'nın temel talepleri

Syriza'nın yükselişinde en önemli nedenin, AB-IMF kurtarma paketleri karşılığında hayata geçirilen kemer sıkma politikalarına Yunan kamuoyunda büyüyen tepki olduğu düşünülüyor.

Syriza'nın programının temelinde de bu kemer sıkma politikalarını ret bulunuyor.

Parti, ülke borçların önemli bölümünün silinmesini, yardımlar için yeni müzakereleri ve sosyal hakların artırılmasını savunuyor.

Tsipras'ın 15 Eylül 2014'te Selanik'te açıkladığı program, partinin hedeflerini net olarak ortaya koyuyor.

Programın ana başlıkları şöyle:

· Borçların kısmen silinmesi: Syriza kamu borçlarının kısmen silinmesini savunuyor. Parti programında 1953'te Almanya'nın borçlarının yaklaşık yarısının silinip diğer yarısının uzun vadeli krediye çevrilmesi örneği veriliyor. Bunun Yunanistan için de yapılabileceği belirtiliyor. Parti, AB ile yeniden masaya oturarak, Avrupa'dan alınan kaynağın geri ödenmesinde faiz oranlarının görüşülmesi ve vadelerin uzatılması gerektiğini ifade ediliyor.

· Bedava elektrik: Syriza yoksulluk sınırı altında yaşayanlara elektrik ve ısınma hizmetini ücretsiz vereceğini taahhüt ediyor.

· Gıda ve kira desteği: İhtiyacı olanlara gıda ve kira yardımı yapılmasını savunuyor.

· Sağlık ve emeklilik maaşları reformu: Parti, ücretsiz sağlık hizmetini düzelteceğini, emekli maaşlarını iyileştirmek için 13 milyar Euro'luk bir planı devreye sokacağını belirtiyor.

· Ulaşım reformu: Yoksulluk sınırı altında yaşayan Yunanlara ve uzun süredir işsiz olanlara özel toplu taşıma kartı verilmesi öngörülüyor.

· Zenginlerin vergilendirilmesi: Syriza zenginlerden alınan ve son yıllarda kaldırılan bazı vergilerin geri getirilmesini, kimi yeni vergileri ve gelir vergisi alt sınırının 5 bin Euro'dan 12 bin Euro'ya çıkarılmasını savunuyor.

· İstihdam programı: Yunanistan'da işsizlik oranı yüzde 25'in, gençler arasında işsizlik oranıysa yüzde 50'nin üzerinde. Syriza büyük bir istihdam programını devreye sokmak istiyor. Amaç iki yıl içinde 300 bin yeni istihdam alanı yaratmak.

· Ödenemeyecek banka borçlarının silinmesi: Syriza'ya göre yurttaşların bankalara ödeyemediği borçlar silinmeli.

· Asgari ücret: Syriza asgari ücreti 751 Euro'ya çıkartacağını belirtiyor.

· Demokrasi: Demokrasinin geliştirilmesi ve katılımın güçlendirilmesi hedefleniyor.

Solda heyecan yaratıyor

Syriza'nın yükselişi Türkiye'deki sosyalistler de dahil olmak üzere, Avrupa solunun önemli bir bölümünde heyecan yaratmış durumda.

Bazı Avrupa ülkelerinde solda, Syriza modeli kavramının kullanıldığı, Syriza'dan esinlenilerek yeni ittifakların kurulduğu, hatta yeni parti kurma deneyimlerine girişildiği biliniyor.

Bu heyecanda İspanya'da taban hareketlerinin inisiyatifiyle son dönemde kurulan, başında 1978 doğumlu akademisyen Pablo Iglesias'ın bulunduğu Podemos'un hızlı yükselişinin de payı var.

Avrupa solunun bir bölümü, olası Syriza hükümetinin Avrupa siyasetinde tarihsel bir dönüşüme kapı aralayabileceği kanısında.

Bununla birlikte sosyal demokrasinin solunda kalan kesimlerde, Syriza'nın neo-liberal politikaları ters yüz edecek kadar radikal olmadığını düşünen kesimler de bulunuyor.

Hatta bu kesimlere göre Syriza, zamanında PASOK'un yaptığı iddia edildiği şekilde, sistem karşıtı bir toplumsal öfkenin sistem içinde ehlileştirilmesinin aracı olabilir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler