'IŞİD zihniyetiyle tam 220 yıldır savaştayız'

Suriye’de IŞİD’e karşı direnişin sembolü “Rojava”... Kürt, Arap ve Süryaniler burada birlikte yeni bir yaşam tesis etmeye çalışıyor. Cezire kantonunun eşbaşkanlığını yürüten Sünni Arap Şeyhi El Hadi “DAİŞ zihniyeti bize karşı 220 senedir savaşta. Kürt ve Süryani kardeşlerimizle onları yeniyoruz” diyor.

Yayınlanma: 24.11.2015 - 07:09
Abone Ol google-news

Suriye’nin kuzeyinde IŞİD’e karşı direnişin sembolü “Rojava”… Kürt, Arap ve Süryanilerin birlikte yeni bir yaşam tesis etmeye çalıştığı diyar… Kürtlerin başını çektiği mücadele Rojava isminin pekişmesine yol açtı ve bölgede özel bir itiraz yok. Ama bir Kürt yetkilinin ifadesiyle “Burası ancak Demokratik Kuzey Suriye Federasyonu olur. Bu kadar Arap ve Süryani nüfusun olduğu yerlere Kürdistan diyemeyiz.” 

Türkiye’nin merceğinden sadece Kürtler görülse de bu coğrafya üç grubun ittifakı üzerinde yükseliyor. Kobane ve Afrin ile birlikte Cezire’deki üç kanton bunun siyasi ifadesi. Doğudaki Cezire en büyük ve merkezi konumda. 

Türkiye’nin tecridi altında tek yol Irak Kürdistan’ının batıdaki Fişhabur’dan Dicle’yi salla aşıp Semelka’ya gelmek. Atıl petrol yataklarının utandığı kilometrelerce düzlükleri 3 saatte aşıp Kamışlı şehrine ulaşılıyor. Suriye ordusu havaalanı, Türkiye sınırı ve şehir merkezinde birkaç noktayı kontrol ediyor. Kanton idaresi ve parlamentosu ise Kamışlı’ya yarım saat mesafedeki Amude’de Kamışlı’nın dibinde Nusaybin, Amude’ninkinde Mardin var. 

Burası savaş bölgesi, pek çok yerde kontrol noktaları var. Kürtlerin YPG/YPJ’si, Sünni Arapların Sanadid’i, Süryanilerin Sutoro savunma güçlerinin ayrı kontrol noktaları var. Bu üç kimlik, savunmalarını Suriye Demokratik Güçleri şemsiyesinde toplamış. Doğuda El Hul kasabasının alınması, güneyde Haseke’deki kazanımlar insanları rahatlatmış. Ama sınırın kapalı olması, havaalanı yoluyla Şam’dan gelen mallara yahut kaçakçılığa bağımlılık sorun. Elektrik kesintileri bitmek bilmiyor. 

Kürt siyasi hareketi sivil toplum hareketi olarak Demokratik Toplum Hareketi’yle (TEV-DEM) şekillenmiş. Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) başını çektiği altı parti, kadın ve gençlik örgütlenmeleri var. Öcalan posterleri her yerde. Diğer gruplar da kendi örgütlenmelerini yaratmıştı. Süryani Birlik Partisi, Süryani Kadın Hareketi ve eğitim ile kültür alanında pek çok sivil toplum örgütü yer alıyor. Sünni Arap partiler de eksik değil. 

2011’den beri seçimle oluşturulan Cezire kantonu parlamentosunda 14 parti temsil ediliyor. Herkesin vurgusu aynı, “Suriye’nin bütünlüğü içinde federal yapı”. Konton üç dilli: Kürtçe, Arapça, Süryanice. Bu mesele ilkesel. Pratikte kamu kuruluşları örneğin kimi kez bildirilerinde Süryanice kullanmayı ihmal ediyor. 

Parlamentonun Süryani asıllı eşbaşkanı Nezire Gavuriye kadın birliğinin de üyesi. “Kürt, Arap ve Süryaniler hepimiz Mezopotamya halklarıyız ve birlikte bir sistem tesis etmeye çalışıyoruz” diyor. Kürtlerin dil ve mülk konusunda baskılarına dair son Af Örgütü iddiaları için “Bunlar sahadaki hakikatlere dayanmıyor” diyor. Türkiye’yi sınırı kapattığı için eleştiriyor. “Biz Türkiye’ye burada bambaşka kapsayıcı bir yönetimimizin olduğu söylüyoruz. Kürtler dışında da insanlar yaşıyor burada” diyor. 

İdari Konsey’in Sünni başkan yardımcısı Hüseyin Azzam da bu konuda “Tel Abyad gibi yeni özgürleştirilen yerlere bakarak kurdular bu raporu. Araplarla konuşarak yapmadılar. Bu raporda doğru olan bir şey yok” diyor. Nusra ve Ahrar gibi İslamcı gruplar için “Hepsi bizim için aynıdır, teröristlerdir” derken Türkiye’yi yabancı savaşçıları bölgeye soktuğu için eleştiriyor. Müslüman Kardeşler sorulunca “Ben namazdan geldim. Sünni Müslümanım. Dinimi yönetime karıştırmam. İhvan-ı Müslüm bu savaşı hazırladı, Türkiye de para sağladı” iddiasını aktarıyor. 

İdari Konsey’in eşbaşkanı Kürt asıllı Ekrem Hesso da “Buradaki yönetimimiz yeni Suriye için bir örnek teşkil ediyor” vurgusu yapıyor. Hesso, Cerablus’u IŞİD’dan temizlemekteki kararlılıklarını da “Cerablus’u sormak Türkiye’nin işi değil. Cerablus’u sadece Kürtler için değil Türkmen, Kürt, Arap, Hıristiyan insanları için kurtaracağız.” 

CİZRE KANTONUNUN EŞBAŞKANI ŞEYH HUMEYDİ DEHHAM EL HADİ:

İslami şovenizme karşıyız

Cezire Kantonu’nun Kürt asıllı Hediye Yusuf ile birlikte eşbaşkanlığını yürüten Sünni Arap Şeyhi Humeydi Dehham el Hadi. Tıl Alo köyündeki malikanesinde kabul etti beni. 1980’lerde İstanbul’da bulunmuş, Tarabya’da kalmış. Lideri olduğu Şammar aşireti Irak’tan Suudi Arabistan’a uzanan bir hatta geniş bir aşiret. Irak’ta milyonlarca Şii Şammar aşireti üyesi varken, El Hadi’nin masasında İncil de var Tevrat da… Mezhepçiliği reddediyor, “Bendeki tek resim nebilerin sülalesidir” diyor. 

- Kanton yönetiminde sorunlar var mı? 

Fazla sorun olmuyor. Önümüze gelen yasaları okuyup uygun bulursak imzalıyoruz. Yoksa fikirlerimizi belirtip iade ediyoruz. Biz aşiretiz. Türkiye’de Reyhaniye’ye Toroslara kadar üyelerimiz vardır ama onlar Kürtleşmiş. 1099’dan itibaren Osmanlı gelinceye kadar bölgede hakim olmuş en büyük aşiretiz. Sınırımız Urfa’dan Basra’ya uzanırdı. 

- Sünni Araplar üzerinde Vahhabilik ve Selefilik etkisini giderek artırıyor. Siz nasıl görüyorsunuz? 

Biz bu ideoloji yüzünden çok bedel ödedik. Tarihte bir süre buna karşı Osmanlı ile işbirliği yapmıştık. Dini şovenizme her zaman karşı çıkarım. Özellikle islam şovenizmine karşıyız.. 

- Ortağınız Kürt asıllı bir kadın Nasıl geçiniyorsunuz?

Politik konumdan çok olumludur. Bizde aşirette çok kültürlü kadınlarımız vardır, doktorluk yapmışları vardır. Yeni asrın getirdiklerini gözönüne alırız ama kendi kültürümüzden vazgeçmeden sentez yapmaya çalışıyoruz. 

- Kürtlerle aranız nasıl?

Tarihsel olarak iyi ilişkilerimiz var. Geleceğe de öyle bakmak istiyoruz. Kürtler bu süreçte bedeller ödedi. Ama biz de ödedik. Burada halkların eşit hukuki haklara sahip olmaları önemli. Eğer 10 ev Yahudi olsa burada biz eşit olmalarını isteriz. 

- Sanadid gücünün Suriye Demokratik Güçleri’ndeki rolü nedir? Rakka’yı siz mi alacaksınız?

Sanadid’i Daiş’e karşı durmak için kurduk. Daiş zihniyeti bize karşı 220 senedir savaşta. Şükür onları yeniyoruz. Tabii Kürt ve Süryani kardeşlerimizle beraber. Irak’ta da Sanadid var 10 bin adamdan fazlayız. 

- ABD de Rusya da bölgede. Hangisini tercih edersiniz? 

Kesinlikle Amerikalılar tercihimizdir..

- ABD Sünni Arap gruplara silah verdiğini söylüyor..

Kimseden yardım almadık. Verirlerse doğrudan alırız. 

- Suriye’nin eski haline döner mi? Viyana sürecine nasıl bakarsınız?

Sadece Suriye değil bütün Ortadoğu eskiye dönmez. 1920’lerde olan şey olacaktır. Dünya bir planda anlaşır. Ben tek bir şey biliyorum Ortadoğu’da federal sistem oluşacaktır. Ama savaşlar da devam eder. 

- Türkiye’nin pozisyonunu nasıl değerlendirirsiniz?

Türkiye Suriye halkını ayaklandırdı. İslami şovenistleri içeriye soktu. Şimdi de koalisyona ortak oluyor. Türkiye’nin samimi olmasını isteriz, tarafsız ve ılımlı rol oynasaydı keşke, ama artık geçti. 

- IŞİD yüzünden İslam çok tartışılıyor. 

Bir Amerikalı gelmişti Erbil’deyken. Bana “dinle ilgili düşüncen nedir” diye sormuştu. Bak dedim şu dağın tepesinde Allah var, herkes ona çıkmak zorundadır. Her birisi de ayrı bir yol izleyecektir. Ama dini siyasete alet ettin mi din orada biter, bahane olur. Şimdiki çelişkiler ve çatışmalar din çatışması değildir, siyaset için kullanılıyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler