Renklerin ve kültürlerin kesiştiği ülke: Fas

Kendine has bir ritmi var Fas’ın. İnsanları sakin. Turist avına çıkmış olanlar dışında tabii.Kazablanka’dan Marakeş’e, Fes’ten Tanca’ya her kentin başka bir rengi başka bir dokusu var.

Yayınlanma: 01.03.2017 - 18:46
Abone Ol google-news

Arap, Berberi, Fransız, İspanyol... Endülüs’ün doğduğu topraklar tabii ama dahası da var. İçine ülkeyi boydan boya kesen Atlas Dağları’nın sert rüzgârlarını, çölün sıcak soluğunu da katın. Yetti mi? Hayır. Kuzey Afrika’nın hem Atlantik Okyanusu’na hem de Akdeniz’e bakan bu Mağrib ülkesinin kendine özgü renkleri ve tınıları da var. Daracık sokakları ile Medina’ları (kentin eski tarihi kısmı), her yerde bakır zarif bir demlikle size sunulan nane çayları, zarif ve etkileyici kapıları... Nereden başlamalı? Ani bir karar aldık. Türkiye’nin kaotik ortamından kısa süreliğine uzaklaşalım dedik ve kendimizi Fas’ta bulduk. Yedi günde beş kent gezdik, 1000 kilometreye yakın yol kat ettik. 34 milyon nüfuslu bir ülke Fas. Anayasal monarşi rejimi ile yönetiliyor. Kral 6. Muhammed neredeyse tek hâkim. Tabii bakanlar da var. Ama birkaç yıl önce gazetelerde çıkan “Sekiz yaşındaki velihat prensin elini öpmek için bakanlar sıraya girdi” haberlerini okuyunca işlevselliğin düzeyini de anlamış oluyorsunuz. Tabii Fas’ı gezerken Türkiye’deki referandum sürecinden ve çıkabilecek bir ‘evet’ in izlerini de görmeye çalışıyorsunuz ister istemez. Evet nereden başlamalı? Kentlerden ve renklerden en iyisi...

YSL’nin külleri

Kendisi ile aynı adı taşıyan kentte çekilmeyen ama filmin popülaritesini üzerinde taşıyan Kazablanka’nın kirli beyazı, art deco ve art nouveau tarzı binalarının sanki terk edilmişcesine duruşu ve kendi denizine küskünlüğü mü? Yoksa Marakeş’in pembe kızıl sokaklarında gezinmek, riyadlarında konaklamak mı? Cuma ül Fena Meydanı’ndaki cümbüş, yılan oynatıcıları, satıcıların uğultusu yerini Medina’nın dışında ünlü modacı Yves Saint Laurent’in satın aldığı ve küllerinin bulunduğu Majonelle Bahçelerinin sükûnetine bırakıyor. Ülkenin kuzeyinde Cebelitarık Boğaz’ında Akdeniz’e açılan kapı olarak tanımlanan Tanca diğer iki kentten de farklı. Uzun yıllar boyu İspanya hâkimiyetinde kalmış kent İspanya’nın izlerini taşıyor. Küçük mavi kent Chefchaouen belki de en sevimlisi. Burada mavinin her tonunu bulmak, daracık sokaklarında dolaşmak, meydanında oturup akan saate göre değişen renkleri ve sesleri hissetmek... Ülkenin ortasında yer alan Fes kenti uzun yıllar ülkeye başkentlik yapmış. Daha ağır ve muhafazakâr...

Sessizlik şaşırttı

Ya insanlar? Yoksulluk ve kabullenmişlik var açık biçimde hissettiğim. Biliyorsunuz Arap Baharı, Fas’a değer gibi yapıp teğet geçti. Dünya Bankası verilerine göre Fas, Yemen’den sonra bölgedeki en düşük ikinci kişi başına düşen gelire sahip ve gençlerde işsizlik oranı yüzde 20’nin üzerinde. Buna karşın bir Tunus olmadı. Konuştuğum Faslılar bunun sebebini ülkedeki mevcut monarşi rejimine ve bu rejimin liderlerinin halktan gelen meydan okumalara karşı nasıl tepki vereceklerini öğrenmiş olmalarına bağlıyor. Tabii kralın “sınırlı reformlarla” protestoların sesini kıstığını da eklemeliyiz. Peki şaşırtan ne oldu? Sanırım sessizlik ve kurallara, özellikle de trafik kurallarına uyum. Kaldığımız bir hafta boyunca bir tek korna sesi duyduk. O da bizim arabadan çıktı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler