Fırat Kalkanı’nda hedefin çok gerisinde kalındı

1 yılını dolduran Fırat Kalkanı harekâtı sınırda güvenlik sağlasa da Ankara istediği hedeflere ulaşamadan harekâta son verdi.

Yayınlanma: 24.08.2017 - 23:31
Abone Ol google-news

 

1974 Kıbrıs harekâtından sonra TSK’nin yaptığı en uzun süreli sınır ötesi harekâtı Fırat Kalkanı, 24 Ağustos 2016’da başladı ve 7 ayın sonunda, mart ayının bitimiyle durdu. Ankara’nın 5 bin kilometrekare hedefiyle başladığı ve YPG/PYD’nin Fırat’ı geçmesini önlemeyi hedefleyen harekâtta, resmi açıklamalara göre hâlâ patlayıcı ve mayın arama/temizleme çalışmaları sürüyor. Yaklaşık 3 bin Türk askeri Suriye toprağında görev yapıyor. Türkiye, TSK öncülüğündeki ÖSO güçleriyle Suriye sınırında 2 bin 15 km karelik alanı kontrol ederek IŞİD ve YPG’den arındırılmış bir bölge oluşturdu ancak Mınbiç’e gidemedi; Tel Rifat bölgesine ilerleyemedi. Rusya, ABD ve rejimin önünü kestiği operasyonun geleceği ve Afrin-Menbiç arasında görev yapan Türk askerinin bölgeden nasıl çıkacağı ile ilgili belirsizlik sürüyor.

-Nasıl başladı: Suriye iç savaşının başında Türkiye’nin IŞİD politikası, Suriye ve Irak’ta katliamlar yapan bu kanlı örgütün Türkiye’ye doğrudan tehdit olmadığı varsayımına dayanıyordu. Bu varsayımın yanlışlığı 2013’teki Reyhanlı saldırısıyla ortaya çıksa da Suruç, Ankara Garı gibi peş peşe gelen saldırılara karşın Ankara, IŞİD’i kapsamlı bir operasyon ile hedefe koymadı. Hükümet, Fırat Kalkanı’nın işaret fişeğini IŞİD’in Gaziantep’te 56 kişiyi katlettiği kanlı düğün baskını ile yaktı. Oysa fişeği ateşleyen ağustos ayında YPG’nin, Mınbiç’i IŞİD’den alması yani kantonları birleştirmek için ilerlemesiydi.

-Hedef tutmadı: Operasyon öncesinde Mınbiç’teki YPG/PYD varlığını hedef alan Erdoğan, iki gün önceki Ürdün dönüşünde ise hedefine Afrin’i koydu ve “Gerekirse gözümüzü karartırız” dedi. Oysa operasyon devam ederken, “El Bab bir defa bizim nihai hedefimiz değildir. DEAŞ’ın asıl merkezi El Bab değil Rakka. Nihai hedef de 5 bin km karelik bir alanı temizlemektir” diyordu. Başbakan ise sona gelindiğini “Fırat Kalkanı Harekâtı bitmiştir, bundan sonra ihtiyaç olması halinde artık yapılabilecek bir hareket artık başka bir isimle anılacak” diyerek açıkladı.

-ABD beklenen desteği vermedi: Fırat Kalkanı ile Cerablus, Çobanbey, Dabık ve El Bab kontrol altına alındı. Türkiye’nin uluslararası koalisyon ile başladığını duyurduğu harekâta ABD’nin desteği, 20 km’nin ötesine geçmedi. YPG ile Türk askerinin çatışmasını istemeyen ABD, bu desteğini El Bab’ta kesti; Fırat Kalkanı’nın El Bab’ı kontrol edeceği belli olunca Türkiye ile koordinasyon sağlanmadan koalisyon yeniden hava operasyonu düzenledi.

-Rus izniyle başladı, Rusya'yla bitti: El Bab’ın kontrol altına alınması 3 aydan uzun sürdü; Kasım’da başlayan ve Şubat’a sonuna kadar devam eden operasyon rejimin ve PYD’nin çevrelemesiyle son buldu. TSK, Fırat Kalkanı’ndaki en çok şehidi de burada verdi; 50 kadar Türk askeri şehit oldu; IŞİD’in Türk askerlerini yaktığına dair görüntüleri ise Ankara doğrulamadı ve buna başta internet ve erişim yasakları ile karşılık verdi. Rusya, Fırat Kalkanı’nın El Bab’da durmasını istedi ve 30 Aralık’ta El Bab’ın güneyine hava operasyonu düzenlemeye başladı, sonunda Türk askerlerinin bulunduğu alanı vurdu. TSK ise şubat ayında Rusya’nın 3 Türk askerlerini vurmasını “kazaen” sözüyle açıkladı.

-Kantonların birleşimi önlenemedi: Türkiye’nin YPG’yi Mınbiç’ten çıkartma ve kantonlar arasında birleşimi önleme hedefi tutmadı. ABD, YPG’yi Mınbiç’ten çıkartmadı. Fırat Kalkanı’nın El Bab’ı almasının ardından YPG, kantonların bağını kurmak için rejimle anlaştı. Türkiye sınırında tamamen YPG’nin kontrol etmesini önlese de YPG kantonları arasındaki bağın önüne geçemedi.

-71 şehit: Harekâtta 71 Türk askeri şehit olurken, Suriyeli muhaliflerin kayıp sayısı ise 600 olarak açıklandı.

-Sivil ölümler: Suriye Gözlemevi El Bab operasyonu sırasında öldürülen sivillerin sayısını 444 olarak açıkladı. Bu ölümlerde TSK, 124 sivilin ölümünden sorumlu tutuldu. Operasyon bitiminde ise TSK bugüne kadar 2 bin 705 IŞİD’linin, 344 de YPG’linin öldürüldüğünü açıkladı.

-Sığınak oldu: Hükümet, Fırat Kalkanı ile Türkiye’deki bazı Suriyelilerin ülkelerine dönmesini hedefliyordu. Ancak ABD öncülüğündeki Rakka operasyonunun başlamasıyla Fırat Kalkanı’nın kontrolündeki bölgeye çoğunlukla kendi yerlerinden edilenler yerleşti. Bölgede bugün en büyük sorun adalet sisteminin olmayışı ve ÖSO unsurlarının kendi isteklerine göre adaleti sağlaması.

-Muhalefetin arayışı: Çatışmasızlık bölgeleri oluşturmayı hedefleyen diplomatik süreç ise hâlâ gerçekleşmedi. Siyasi olarak bir zamanlar en önemli güç olan İstanbul temelli Suriye muhalefeti bugünlerde; Kahire ve Moskova platformlarıyla birleşmeye ve Cenevre’de masaya oturmaya hazırlanıyor.

15 askeriyle şehit düştü

Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar 393 kişinin harekât sırasında gazi olduğunu belirterek, Fırat Kalkanı’nda şehit düşen 67 kişiyle ilgili şu bilgileri paylaştı: “28’i El Bab kırsalı olmak üzere tam 432 YPG-PKK’li ve 2 bin 275’i Al Bab’da olmak üzere tam 2 bin 647 DAEŞ’li öldürüldü.” Ağar, şehit askerler arasında 42’si piyade, 13’ü tankçı, 4’ü istihkam, 2’si topçu, 1’i istihbaratçı, 2’si jandarma (ÖKK’den), 2’si hava piyade (ÖKK’den), 1’i bakımdan 5’i subay olmak üzere ölenlerin askeri sınıflarını paylaştı. Ağar, harekâtın rütbece en kıdemli şehidi olan Özel Kuvvetler’den Binbaşı Bülent Albayrak’ın 15 askeriyle birlikte 21 Aralık 2016’da Akil Dağı’nda şehit düştüğünü anımsattı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler