İspanyol gençleri ‘yapabiliriz’ diyor

Podemos, İspanya’da Gezi Direnişi benzeri eylemlerden doğdu ve ülkenin 3. partisi haline geldi. Cumhuriyet’in konuştuğu Podemos temsilcileri, “Popülist sağ iktidarlar yükselişte. Yapmamız gereken bu yükselişe karşı soldan bir seçenek üretmek” diyor.

Yayınlanma: 17.09.2017 - 23:14
Abone Ol google-news

Dünya siyaset sahnesine fırtına hızıyla girdi onlar... Yaşlı kıtayı sarsan ağır ekonomik krizin, halkı nefessiz bırakan kemer sıkma politikalarının Yunanistan gibi İspanya’yı da vurduğu dönemler, 2011-12 yıllarıydı... İspanya’da yolsuzluk ve işsizliğe karşı ülke çapında düzenlenen kitlesel gösterilerden doğan gençlik hareketi kısa zamanda ülke siyasetinde de etkili bir şekilde adından söz ettirecekti... Hantallaşmış politikalara, kapitalizmin acımasız çarkına isyanıyla sesini duyuran Podemos (Yapabiliriz), yaklaşık dört yıl önce kurulup ülkenin üçüncü büyük partisi haline geldi.

Batı’dan Türkiye’ye ifade, basın özgürlüğü uyarıları art arda yükselip beş çalışma arkadaşımızın halen tutuklu bulunduğu Cumhuriyet davası sürerken, bu süreçte gazetemize destek ziyareti gerçekleştirenler arasında Podemos da yer aldı. Partinin kurucularından David Perejil ve Amelia Martínez Lobo ile söyleşi fırsatını da kaçırmadık, onlarla gazeteye gelmişken Madrid-Barselona hattında gerilimi artıran Katalonya’nın bağımsızlık referandumu adımından AB’nin geleceğine, siyasette gençleşmeye uzanan sohbete daldık.

‘Popülist sağ yükselişte’

Podemos’un Uluslararası Masa Üyesi Perejil, kendisini Marksist olarak tanımlıyor ama Podemos’un böyle tanımlanamayacağını söylüyor. Partinin kendisini sağ-sol ikiliğine hapsetmediğini savunan Perejil, “Dünyada çok ciddi, sorunlu değişiklikler söz konusu, buna da ancak yeni pozisyonlar alarak karşılık verebiliriz. Popülist sağ iktidarlar yükselişte, şu an devrimci bir dönem yaşamıyoruz. Yapmamız gereken bu yükselişe karşı soldan bir seçenek üretmek” diyor. Kapitalizmin temel açmazlarından birinin çevre sorunu olduğuna işaret ederek ekolojizmin Podemos’un ayırt edici özelliklerinden biri olduğunu vurguluyor: “Kapitalizm, gezegenimizin yaşamakta olduğu ekolojik krize yanıt üretemez. Buna karşı ancak anti- kapitalist bir yanıt verilebilir. Kapitalizm insanlığı bir ekolojik felaketin kıyısına getirdi. Buradan kurtuluş ancak eko-sosyalist, eko-feminist bir perspektifle mümkün olabilir. Podemos da bunu temsil ediyor.”

“Peki, bütün bunlar mevcut düzen içinde gerçekleşebilir mi? Örneğin, İspanya bir krallık. Krallığı yıkmadan bunları nasıl yapabilirsiniz” sorusuna yanıtı ise şöyle: “Monarşik siyasi düzlemi desteklemiyoruz. İspanya halkları nasıl yönetileceğine kendisi karar verebilmeli, biz monarşinin devam edip etmeyeceğini belirleyecek bir referandumdan yanayız.” Referandum sözü geçmişken, Katalan Özerk Meclisi’nin tek taraflı olarak ilan ettiği bağımsızlık referandumunu soruyoruz, yanıtı “İspanya Parlamentosu’nda bu referandumu destekleyen tek büyük parti biziz” oluyor.

‘Genç bir parti olmak’

Bizdeki ‘Gezi Direnişi’ne benzeyen eylemlerden doğan Podemos şu anda dünyanın en büyük 14. ekonomisine sahip İspanya’nın en çok üyeye sahip partisi konumunda. Gezi forumlarını yöneten gençlerin kocaman bir parti olduğunu düşünün, Podemos aşağı yukarı böyle bir şey. Genel Başkanları Pablo Iglesias 39 yaşında, yönetim kadrosu ondan da genç... Genç bir parti olmanın dezavantajları ve avantajları nelerdir diye sorduğumda, Perejil, “Hiçbir dezavantajı yok ama İspanya’daki yaşlı partilerin muhafazakârlığından uzağız, daha dinamiğiz, avantajlarımız bunlar” diyor. Podemos’un Avrupa Parlamentosu’nda da (AP) beş üyesi var.

Podemos Avrupa Masası’nın üyesi Amelia Martínez Lobo’ya ise Britanya’nın AB’den ayrılma kararı sonrasında (Brexit) birliğin geleceği hakkında neler düşündüklerini soruyoruz. Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’in birliğin geleceğine yönelik hazırladığı beş alternatifli senaryoyu hatırlatıyor Lobo: “Bu beş senaryonun biri bile Avrupa’da yükselen otoritarizme karşı önlemleri içermiyor. Bunların hepsi neo-liberal politikalar. Biz bu politikaları, Avrupa değerlerine karşı bir ihanet ve sabotaj olarak görüyoruz” diye de ekliyor.

‘Siyasete doğrudan katılım’

Yunanistan’da SYRIZA’nın da benzer söylemlerle iktidar olduğunu ama hükümet kurduktan sonra bunları unuttuğunu hatırlattığımızda ise her iki Podemos yöneticisi de bu görüşe katıldıklarını söylüyor. Peki, Podemos’un farklı olacağının garantisi ne? Martinez ve Perejil buna “taban inisiyatifi” yanıtını veriyor. Podemos’un gerçekten de dünyada başka hiçbir partiye benzemeyen bir “doğrudan demokrasi” uygulaması var ve bütün Podemos üyeleri gerek taban örgütlerinden gerekse partinin kurduğu internet ağları üzerinden parti politikalarının oluşturulmasında aktif rol üstlenebiliyor. Perejil, “Dünya üzerinde halkın siyasete katılımını artırabilmek için inovasyonlar yapan az sayıdaki partiden biriyiz. Ancak yaşadığımız en büyük zorluk parti politikalarının oluşturulmasına internet ya da cep telefonu aplikasyonlarıyla katılanlarla özellikle şehrin dış mahalleleri ya da kırsal kesimde yer alan ve uygulamaları kullanmaksızın taban örgütlenmeleriyle söz sahibi olmak isteyenler arasında bir denge kurma zorunluluğumuz” diyor. İnternetin Podemos’un yükselişindeki rolü çok açık ancak iki yöneticinin de üzerinde uzlaştığı bir görüş var ki, “Siyasette hiçbir şey yüz yüze iletişimin yerini tutamaz”.

Son olarak, Türkiye’deki durumla ilgili düşüncelerini soruyoruz. Her iki siyasetçi, Türkiye’ye gelmeden önce buradaki muhalifler hakkında çok kaygılı olduklarını ama ziyaretlerinden sonra bu endişelerinin azalacağını umut ederken tam tersine arttığını, ülkelerine döndüklerinde bunu gündeme getirmek için ellerinden geleni yapacaklarını söylüyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler