Almanya'da seçim, ilişklerde zedelenme

Son dönemde Ankara-Berlin hattında yaşanan yüksek tansiyon, Almanya’da Türkiye kökenlileri de yakından etkiliyor. Almanya Kürt Toplumu (KGD) Başkanı Ali Ertan Toprak, “Türkiye, Almanya’ya değil, her şeyden önce kendi vatandaşlarına zarar veriyor” diyor.

-Almanya’da Türkiye kökenlilere karşı tavırda bir değişiklik var mı?

İlişkilerdeki son krizden Almanya’daki Türkiye kökenliler bugüne değin hiç olmadığı kadar kötü etkilendi. Almanlar Türk lokantasına gidince önce “AKP yanlısı mısınız” diye soruyorlar, evet yanıtı alırlarsa orada yemiyorlar. Alman dostlarım “hangi restoran Erdoğan yanlısı” diye bana telefon açıyor. Türkler ev kiralamak istediğinde Alman ev sahibi aynı soruları soruyor. İşler bu noktaya geldi. Türkiye, Almanya’ya değil, her şeyden önce kendi vatandaşlarına zarar veriyor.

-Almanya’da MİT adına casusluk davası görülüyor. Kendinizi güvende hissediyor musunuz?

Güvende hissetmiyoruz. Çok tedirginiz. 2 yıldır Erdoğan taraftarları, muhalifleri izliyor, diğerlerini ispiyonculuğa zorluyor. Bu durum toplumsal barışı tehlikeye atıyor. Hem iş hem eğitim hayatında ilişkiler çok gerildi. Böylesi hiçbir zaman olmamıştı. Görüşünü dile getiren sade vatandaş bile Türkiye ile ilişkilerde sorunlar yaşıyor. Korkudan konsolosluklara gidilemiyor, Türkiye’ye seyahat edilemiyor.

 ‘Kriz uzun zaman sürecek’

-Türkiye kökenliler arasındaki kutuplaşma zaman zaman çatışmaya dönüşüyor. Bir diyalog çabası var mı?

Eylül 2015’te ilk defa Kürt toplumu ile Türk toplumu, ortak açıklama yaptık. Demokratik tartışma kültürüne davet ettik. Ama darbe girişimi ve OHAL’den sonra süreç daha kötüye gitti.

-Almanya ile Türkiye arasındaki siyasi kriz, sizce seçimleri nasıl etkiliyor?

Birinci gündem maddesi. Merkel ile Schulz arasındaki TV düellosuna Türkiye damga vurdu. İkisi de AB’ye üyelik sürecini bitirmek istediğini söyledi. Almanya’da seçim bitince bunların geçeceğine kesinlikle katılmıyorum. İlişkiler ciddi biçimde zedelendi. Kriz uzun zaman sürecek. Tarih, Erdoğan’ı AB sürecine, Batılılaşma serüvenine baltayı indiren lider olarak yazacak.

Seçime parodi parti de katılıyor

Almanya’da sistem karşıtlığı, gerçekten seçimlere katılan ve parlamenter çıkaran bir parodi parti de yarattı. Adı Die Partei (parti). 2004’te mizah dergisi Titanic’in ekibi tarafından kuruldu. 2014’te lideri Martin Sonneborn Avrupa Parlamentosu’na seçilince temsiliyet kazanan ilk parodi parti oldu. Diğer tüm partileri açık saçık bir üslupla hicvediyorlar. “Berlin Duvarı’nı yeniden inşa edip parasını Doğu Almanlara ödetmek, başarısız darbe girişiminde bulunmak, seçmenlerin ‘Paris’in başkenti neresidir’ gibi basit soruları cevaplayamaması halinde referandum sonuçlarının iptal edildiği bir sistem getirmek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı kaçırmak” vaatlerinden sadece birkaçı... Erdoğan kampanyada önemli yer tutuyor. Merkel’in çifte standardı... Başbakan adayları, Hitler’le ilgili kabareleriyle tanınan, İstanbul doğumlu komedyen Serdar Somuncu. “Kançler” (Baştakan), “Schulz’dan daha kel, Erdoğan’dan daha Hitler“, “Bu seçimde sahtekârlık yapılıyor, üstelik bizim tarafımızdan“, “Neden bir Türk olmasın” yazılı posterleri her yeri saran Somuncu, Trump’ın Charlottesville’deki ırkçı saldırı hakkındaki açıklamasına atıfla “(Aşırı sağcı) AfD partisinde de çok iyi insanlar var. Şiddetten her iki taraf sorumlu” diyor. Gerçek rakiplerinin AfD değil, Erdoğan olduğunu söylerken “İktidara gelince Türkiye’nin Alman Futbol Federasyonu’na üyelik müzakerelerini sona erdirip Ermenistan’ı AB’ye almayı” vaat ediyor. Merkel’in çifte standardına dikkat çekiyor: “Erdoğan’la sığınmacı anlaşmasına varıp üyelik müzakereleriyle ilgili pazarlık yürütüyor, sonra seçim tartışmasında ‘Türkiye AB üyesi olamaz’ diyor.” AfD’ye yakın kayıtlı üyesi, sosyal medyada ise daha fazla takipçisi olan Die Partei, protesto oylarını cezbederek aşırı sağın hızını kesme potansiyeliyle ana akım partilerin bile umudu.