Atilla, tanık sandalyesinde oturdu Sarraf’ın iddiasını ‘tanıkla’ yalanladı

ABD’deki davada suçlamalara yanıt veren eski Halkbank yöneticisi Hakan Atilla, Sarraf’ın “Aslan, yanımda Atilla’yı arayarak işlemlerin yapılması talimatını verdi” iddiasına karşılık “o saatte uçakta olduğunu” THY yetkilisinin ifadesiyle ortaya koydu. Yıllık gelirinin 100 bin dolar olduğunu açıklayan Atilla, ailesiyle ilgili sorular karşısında ağladı.

Yayınlanma: 15.12.2017 - 17:35
Abone Ol google-news

ABD’nin yaptırımlarının ihlal edildiği iddiası ile New York’da görülen davanın tek tutuklu sanığı eski Halk Bankası Genel Müdür yardımcısı Mehmet Hakan Atilla hakkında sunulan en krıtik hükümet delillerinden asılsız olduğu yönünde sabit verilere dayanan ciddi bildirimlerde bulundu.

Cuma günü sanık, ceza davalarında nadir görüldüğü söylenen bir çıkışla tanık sandalyesine oturarak hakkındaki suçlamalara karşı ifade vermeye başladı. Atilla, 27 Mart 2016’da New York Kennedy Havalimanında gözaltına alındığında, FBI tarafından tutuklanma gerekçesi olarak sunulan dilekçenin ekindeki telefon tapesinde sözü edilen “Hakan”ın kendisi değil Hakan Aydoğan olduğunu soyledi. Bu tapenin duruşmalarda dinlendiğini de belirten sanık, hakkında isnat edilen altı suçu işleyip işlemediği savunma avukatı Cathy Fleming tarafından sorulduğunda, “Asla” diyerek cevap verdi. Savunma avukatları, ilk olarak THY’nin Trafik ve Satış yetkilisi olduğu belirtilen Semra İbrahimi Hamza’yı tanıklığa çağırdılar. Atilla’nın 10 Nisan 2013’te istanbul’dan Barcelona’ya yaptığı seyahati sıradan bir yolculuk olarak kayıtlara geçmiş olsa da, aynı gün Sarraf’ın Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan ile yaptığı oldukça önemli bir görüşme ile aynı güne denk geliyor.

Bu görüşmeye ilişkin ifadesinde Sarraf, yasadışı ticaretin bankacılık ayağında kısmen Atilla’nın muhalefeti nedeniyle yaşadıkları sorunları Aslan’la konuşmak için bankaya gittiğini ve aralarında rüşvet ilişkisi olan Genel müdürün kendisinin yanında Atilla’yı telefonla arayarak “İşlemlerin yapılması talimatı verdiğini” söylemişti.

Bu görüşmenin, davada dinlenen FETÖ’cü firari polis Hüseyin Korkmaz’ın FBI’a temin ettiği güvenlik kameraları görüntülerinde görüldüğü üzere, Sarraf’ın banka binasına girdiği 16:10 ve 17:15 saatleri arasında gerçekleştiği notu düşülmüştü. Hamza’nin jürinin ekranlarina yansıtılan resmi THY uçuş belgelerine dayandırarak verdiği ifadede ise Atilla’nın kapıları 14:19’da kapanan uçaktan Barcelona’da yine 17:48’de indiğinin alti çizildi. “Yolcular THY uçuşlarında telefon kullanamazlar” diyerek Sarraf’ın iddia ettiği telefon konuşmasının gerçekleşmiş olmasının mümkün olmadığını beyan etmiş oldu.

‘10 yıllık ABD vizem var’

Atilla ABD New York Kennedy Havalimanı’nda tutuklandığında Halk Bankas’na ait 500 milyon dolarlık önemli bir bono ihracatının görüşmelerini yapmak üzere yaptığı ziyaretler kapsamında Londra’ya geri dönmek üzere olduğunu belirtti. FBI nezaretindeki ilk görüşme görüntülerinin basınla paylaşılan 8 dakikalık bölümünde bu ziyaretlerin içeriğine dair konuştuklarını beyan eden Atilla, “İslem iptal olacak diye endişelendim, zaten iptal oldu” dedi ve ekledi: “Hem banka hem ülke açısından olumsuz bir göruntü oluştu.” İngilizce verdiği görülen ifadeye rağmen neden duruşmalarda tercüman kullandığına dair soruya Atilla, İngilizceye bankacılık terimlerinin kullanıldığı görüşmelerde daha iyi hakim olduğunu, mahkemede ise yanlış anlamak ve anlaşılmaktan çekindiğini söyledi. ABD’ye girişte Türkiye’de devlet memurlarına verilen gri pasaport yerine normal pasaportunu kullandığını söyleyen sanık, 10 yıllık ABD vizesine sahip olduğunu belirtti.

‘Sarraf’tan rüşvet almadım’

Hamza’dan sonra kürsüye çağırılan Atilla, Fleming’in sabahleyin bizzat taşıdığı koyu takım elbise ile değil siyah ‘v’ yakalı bir süveter ve ütülü pantolonla yargıcın yanındaki koltukta yerini aldı. Hamza’nın sözlerini teyid ederek, “Ailemle birlikte Barcelona’ya tatile gidiyorduk” dedi ve uçuşta telefonunu kullanıp kullanmadığı sorusuna, “Asla” diyerek yanıt verdi. Fleming’in, davanın sonuçlanmasına günler kala jürinin sayılı kayıttan sesini dinlediği, salonda ise günlerdir sessizce otururken gördüğü Atilla’yı ete kemiğe büründüren sorgu, bankacının “bütün değerler üzerine” doğruları söyleyeceğine yemini ile başladı.

Atilla, ABD’nin yaptırımlarını delmek için işbirliği ya da bankada sahtecilik, ABD resmi yetkililerine yalan söylemek, Sarraf’a sahtecilik konusunda rehberlik etmek dahil hakkındaki tüm suçlamaları da reddetti.

Gelirim yıllık 100 bin dolar

Bankacılıktan önce ne iş yaptığına dair soruya Atilla, “Harçlığımı çıkarmak için bir inşaat firmasında ve bir restoranda işletmeci olarak çalıştım” dedi. Cuma gününe kadar morali yüksek görülen sanığın 22 yıllık eşi Burçin’i kaç gündür görmüyorsunuz sorusuna “269 gün” dedikten sonra duraksadığı ve mendille gözünü sildiği görüldü. Eşinin aynı bankada çalışmakla birlikte kendine bağlı görev yapmadığını söyleyen Atilla, yıllık 100 bin dolar gelirinin olduğunu, bir apartman dairesinde yaşadıklarını Çesme’de yazın gittikleri küçük bir evlerinin olduğunu da beyan etti.

Sarraf’la kıyaslanamaz

Sarraf’ın özel uçakla, bir haftalığına Disney World gezi masrafları için 100 bin ABD dolari nakitle ABD’ye geldiği ve bir çok yasadışı eylemi bizzat kabullendiği bilgisine sahip jürinin Atilla’yı bu veriler ışığında sözkonusu iddialarda farklı bir yere oturtması hedefleniyor. “Atilla hakkında ne suçlamalar ne de deliller açısından Sarraf’la kıyaslamak mümkün olmadığını yineleyen adını vermek istemeyen bir avukat, “Savunmanın devamında bunu jüriye kanıtlayacağımızı ümit ediyoruz” dedi. Atilla’nın, sorulan sorular kapsamında, Sarraf’ın Iran’a uygulanan yaptırımları delmeye yönelik yasadışı işlemlere başladığı 2012 yılında oldukça yoğun bir gündemi olduğunu anlaşıldı.

Atilla, banka içindeki yönetim şemasını gösteren belge üzerinde kendine biçilen finansal kurumlar ve yatırımcı ilişkileri dahil uluslararası bankacılık kapsamındaki rollerini de açıkladı. Bu sözlerden sanığın, Sarraf’ın işlemlerinin direkt muhatabı olan ‘banka operasyonu’ ve ‘yabancı işlemler’ birimlerinin sorumlusu genel müdür yardımcısı olmadığını jüriye aktarmaya calıştığı tahmin edilen Fleming, bankada 12 genel müdür yardımcısı olduğunu vurguladı. İran’la ilişkinin Pamukbank’la 2004’teki birleşme sonrası, bu bankadaki İran hesaplarının Halk Bankası’na geçmesi ile başladığını aktaran Atilla, ABD dahil bir çok ülkede bankalarla ve özel kurumlarla işbirliği içinde olduklarını da ekledi.

‘Rüşvet istemedim’

Aslan’ın rüşvet aldığına dair hiç bir bilgisi olmadıgını belirten Atilla, Sarraf ya da başka birinden asla rüşvet almadığını söyledi. 2013 yılında Türkiye’de sosyal medyaya sızan tapelerden Sarraf ve yardımcısı Abdullah Happani arasındaki bir görüşmeden kısa bir bölümünün kendisine gösterilmesinden öte davada konu edilen iddialar hakkında önceden bir fikrinin olmadığını tekrarladı. Kariyeri tamamen devlete ait bir bankada gelişen bankacı, siyaset ile hiç bir şekilde bir ilişkisi olmadığını belirterek “Herhangi bir siyasi partinin kapısından girmiş de değilim” dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler