İlk izin ‘Hayalhanem’e

Hayalhanem grubu, düzenleyecekleri seminerlerle duyarlı gençler yetiştirecek.

Hükümet sistemi değişse de eğitim alanının tarikat ve cemaatlere bölüştürülme ısrarı bitmiyor. Geçen yıl verilen izinlerle Nurcu tarikatlara okulların kapısını açan Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl da ilk izni Nurcuların Mersin kolu olarak bilinen “Hayalhanem” ekibine verdi. MEB, ülkenin dört bir yanında “İlim ve Kültür Derneği” adı altında çektikleri videolarla örgütlenen ve yeni nesil teknolojik Nurculuk propagandası yapan dini gruplara önümüzdeki yıl da kapılarını sonuna kadar açacak. Yeni dönemde, “İlim ve Kültür Derneği” olarak kendilerini tanıtan, farklı iller ve isimlerle örgütlenen yeni nesil Nur Cemaati yapılanmalarına MEB Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü tarafından ilk izin verildi. Bakanlığın geçen yıl Bursa merkezli “Çay House”, İzmir merkezli “Sözler Köşkü”, Ankara merkezli “Çınaraltı” gruplarına ‘İlim ve Kültür Derneği’ sıfatıyla okullarda etkinlik yapmasına izin vermesinin arından bu yıl da ilk izni Nurcuların Mersin yapılanması olan “Hayalhanem” grubu aldı

Nurcu gençlik hareketi

Bakanlığın ana sınıfından başlayarak bütün resmi ve özel okullarda seminer ve konferans adı altında Risale-i Nur ve Said Nursi progpandası yapmasına izin verdiği grupların ortak noktasını sosyal medya oluşturuyor. Nur Cemaati öğretilerini yeni nesil teknolojileri kullanarak videolarla gençlere anlatan grup temsilcilerini sosyal medya takipçileri verilen desteklerle yüz binleri buluyor. İnternet grubu internet kendisini ise “Her Ehl-i Sünnet çizgisindeki cemaat, meşrep ile Ehl-i Sünnet tarikatlara karşı gönül muhabbeti içerisinde yoluna devam etmektedir. Tüm bunlarla beraber, kendilerine sadece Risale-i Nurlar’ın ve Bediüzzaman Said Nursi’nin daha iyi anlaşılması ve anlatılmasını görev addedmiş olan gençlik hareketi” olarak tanımlıyor. Temmuz 2019’a kadar bakanlıktan izin alan Hayalhanem grubu, okullarda düzenleyecekleri seminerlerle “Gençlerin idrak, yaşayış ve anlayış seviyelerine uygun olan anlatımlarla milli, manevi ve ahlaki konularda duyarlı gençler yetişmesi”ni amaçlıyor. Konferansların içeriği de “milli ve manevi değerlerin korunması, ahlaki erozyonun önlenmesi, gençlere yönelik gelecek planlaması” gibi maddelerle açıklanıyor. MEB’in kendilerini ‘gönüllü eğitimci’ olarak sunan, sosyal medyada fenomen olarak kendilerini “yazar, senarist, çizer” gibi sıfatlarla donatan bu kişilere verdiği izin belgesinde, okullarda seminerler vermeleri için gerekli donanıma sahip olup olmadıklarına ilişkin bir bilgi bulunmuyor.