140 bin öğrenci açıkta kaldı

Eğitimciler, oluşan boşluğun başka cemaatler tarafından doldurulmaması için tüm eğitim faaliyetlerinin devlet tarafından kontrol altına alınmasını öneriyor.

Yayınlanma: 26.07.2016 - 06:12
Abone Ol google-news

15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından çok sayıda devlet kurumunda olduğu gibi Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yüksek Öğretim Kurulu’nda da (YÖK) FETÖ’ye yakın kişi ve kurumlara yönelik sert tedbirler alındı. Cemaate yakın veya üyesi olduğu kanaatine varılan kişiler kamu görevinden uzaklaştırılırken, cemaate yakın okul ve yurtlara ise el konuldu.

Kapanan okullarda yaklaşık 140 bin öğrenci öğrenim görüyordu. Kapatılan 934 okul arasında Gülen Cemaati’nin ilk okulu olarak bilinen İzmir’deki Özel Yamanlar Lisesi var. Fatih Koleji, Anafen Okulları şubeleri ile, Özel Referans Okulları ile Burç ortaokulları kapanan eğitim kurumları arasında. Ayrıca cemaatle bağlantılı olduğu gerekçesiyle 109 öğrenci yurdu da kapatıldı.

Alınan önlemlerle birlikte eğitim alanında önemli değişikliklerin yaşanması kaçınılmaz. Kapatılan okullara ödenen ücretlerin iade edilmesi gerekiyor. Bu okullarda öğrenim gören öğrenciler, başka okullara kaydolmaya başladı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı’nca kapatılmasına karar verilen eğitim kurumlarında öğrenim gören öğrenciler adrese bağlı olarak devlet okullarına yerleştirilecek. Özel okul isteyenler daha sonra kayıtlarını özel okullara aldıracak.

Veliler okul arıyor

Kapatılan okullardaki öğrencilerin velileri, çocukları için okul arayışında. Kimileri özel okullara kayıt yaptırdı, kimileri okul okul dolaşıyor. Öğrenciler ister resmi ister özel okullara kayıt yaptırabilecek.

Özel Okullar Derneği Başkanı Cem Gülan, söz konusu okullara önümüzdeki öğretim yılı ücretini veren velilere, ücretin tamamının iade edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Eğitim zorunlu 12 yıldır. Hiçbir çocuk ailesinin işlediği suçlardan dolayı suçlu olamaz. Eğitim anayasal bir haktır. Gerek resmi gerek özel okullarda hakları korunacaktır” dedi.

Eğitim-İş Başkanı Veli Demir, eğitimde şu anda yaşanan sorunların çözümünün, Atatürk’le başlayan Cumhuriyetin eğitim sisteminin kodlarına, fabrika ayarlarına dönmekle mümkün olabileceğine dikkat çekti. Demir, şöyle devam etti:

“Kapatılan üniversitelerde binlerce öğrenci var. Diğer eğitim kurumlarında yüzbinlerce öğrenci var. Bu çocuklar mağduriyet yaşamamalı. Demokrasi dışı yapı eğitim alanından uzaklaştırılmalı. Öğrenciler şimdi başka cemaatlere yönlendirilmesin, bu ihtiyacı devlet karşılasın.”

Üniversiteliler devlete

FETÖ’ye yakın kişi ve kurumlara yönelik tedbirler kapsamında YÖK, cemaat bağlantısı olduğu belirlenen 15 üniversiteyi de kapatma kararı aldı. Bu üniversitelerin malları Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilecek. Kapatılan üniversitelerde okuyan öğrenciler YÖK tarafından devlet üniversitelerine yerleştirilecek.

Eğitimde alınan tedbirler

Atılanların yerine sözleşmeli öğretmen: MEB tarafından başlatılan soruşturmada, 15 bin 200 kamu personeli açığa alınırken, 21 bin öğretmenin lisansı ise iptal edildi. Açığa alınan ve lisansı iptal edilen personelin büyük çoğunluğunun cemaate yakın Aktif Eğitim Sen üyesi olduğu belirlendi. Bakan İsmet Yılmaz, bu öğretmenlerin yerine ücretli ve mülakatla öğretmen alınacağını söyledi.

YÖK istifa istedi: Darbe girişiminin hemen ardından toplanan YÖK, devlet ve vakıf üniversitelerindeki tüm dekanların istifasını istedi. Bu üniversitelerde toplam 1577 dekan bulunuyor. Üniversitelerdeki çok sayıda akademisyen de açığa alındı, Konya Selçuk Üniversitesi bünyesindeki 167 akademisyen açığa alırken, İstanbul merkezli 5 ilde yapılan operasyonlarda da aralarında profesörlerin de bulunduğu 31 akademisyen gözaltına alındı. Ayrıca Gazi, Dicle, Yıldız Teknik ve Yalova Üniversitesi rektörleri de YÖK tarafından açığa alındı.

Bine yakın okul kapatıldı: Yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında, 934 özel ilk ve ortaöğretim kurumu. Ayrıca 109 öğrenci yurdu da kapatılan kurumlar arasında.

Ceylan: Sıkı denetim şart

Yönetim Bilimi Uzmanı Doğan Ceylan, eğitimde “sıkı denetim’’ ilan edilmesi gerektiğini vurgulayarak şöyle dedi: “Son zamanlarda yaygınlaşan kayıt dışı okulöncesi eğitim kurumlarına mutlaka müdahale edilmelidir. Her derneğin, vakfın veya cemaatin kendi doğrusuyla öğrenci yetiştirmesi 20 yıl sonra Türkiye’yi bir çatışma ortamına sürükleyecektir. Dün bir cemaate karşı düşülen hataya bugün başka bir cemaat için düşülmemeli, tarih tekerrür etmemelidir. Devlet, çocuğun olduğu her kurumu kontrol altına almalıdır. Yerel yönetimler başta olmak üzere tüm kurumların yürüttüğü eğitim faaliyetleri de sıkı denetime tabi tutulmalıdır. Bir belediyenin okulöncesinde verdiği ‘Nezaket’ eğitimi bir başka belediyece ‘kin ve nefret’ eğitimine dönüştürülebilir. Okulöncesi eğitimden yetişkin eğitimine kadar değişik amaç ve adlar altında yapılan ülkemizdeki tüm eğitim faaliyetleri devlet tarafından kontrol altına alınmalıdır. Bu denetim tek elden Milli Eğitim Bakanlığı’nca yürütülmelidir.’’


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler