Bakan PISA'yı unuttu: "Eğitimimiz eskiye kıyasla çok daha iyi"

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin yarını bugünden daha iyi olacak. Bunu eğitimle sağlıyoruz." dedi.

Yayınlanma: 28.07.2017 - 19:56
Abone Ol google-news

     

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Kocaeli'de yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin yarını bugünden daha iyi olacak. Bunu eğitimle sağlıyoruz. Eğitimimiz eskiye kıyasla çok daha iyi. Dünyada kaçıncı sırada dersek, milli gelirimizdeki sıralama, eğitimdeki sıralama ile eştir. Eğitimle çok iyi olup da milli gelir de geriye gideni gördünüz mü siz? Dünya'nın en iyi eğitimine bakın, milli geliri en yüksek olan ülkelerdir" dedi.

Kodlama eğitimlerinin önümüzdeki yıldan itibaren bütün okullarda verileceğini söyleyen Bakan Yılmaz konuşmasını söyle sürdürdü: 


"O alana eğilimi olanlar ve yeteneği olanlar, işallah kendi proğramlarını yazacaklar. Okul öncesi eğitim veya isterseniz okul sonrası eğitim diyelim. Eğitim ne kadar fazla alınırsa, başarı o kadar artıyor. Dolayısıyla da biz de şu tartışma da yapılıyor. Tatil süresi çok fazla mümkün mü kısaltabilmek ve öğretim süresi zorunlu eğitim süresi bu kadar bunu daha arttırabilmek mümkün mü, diye tartışmalar yapılıyor. Ama bütün bilimsel araştırmalar şunu gösterdi ki; okul öncesi eğitimi 1 yıl alan hiç almayana göre daha başarılı, 2 yıl alan 1 yıl alana göre daha başarılı, hatta 3 yaşından başlatanlar da var. 3-4-5 deki alanlar daha başarılı. Avrupa Birliği'nin 2020 hedefleri var. Onlar da bir hedef koymuşlar. Benchmark diyorlar. 4-5 yaş okul öncesi eğitimi tüm Avrupa Birliği üyesi ülkelerde yüzde 95'e ulaşılmasını istiyorlar. Ne zamana kadar, 2020 yılına kadar. Türkiye'de Milli Eğitim temel strateji belgemiz var ve 2015 yılında yayınlanmıştı. 2019 yılında biz de okul öncesi eğitimi yüzde 92 kapsamında yaygınlaştırmayı düşünüyoruz. Başbakanımız talimatı var, okul öncesi eğitimi yaygınlaştıracağız şeklinde. Bu da okul öncesi eğitimin bir parçasıdır ve ya okula ilave olarak verilen bir parçadır."


Her öğrenciye kendi yeteneğine göre eğitim vermek istediklerini söyleyen Bakan Yılmaz, şunları söyledi:


"Biz eğitimi arttırmak istiyoruz ve seçenekleri arttırmak istiyoruz, seçmeli dersleri arttırmak istiyoruz. Her evladımız ve her öğrencinin kendi yeteneğine göre, kendi eğitimine göre, kendi tercihine göre hangi alana daha yatkınlığı, ilgisi varsa, o ilgili olmuş alanı bulup ona uygun bir şekilde eğitim vermek istiyoruz. Bizim dönemimizde bunların hiçbirisinin biz adını daha bilmezdik. Kodlama eğitimini de robotu da bilmezdik. Yazılımı da bilmezdik, algoritmayı da bilmezdik ve dolayısıyla da yeni yetişen nesiller bizlerden çok çok daha iyi. Türkiye'nin milli geliri şu anda 860 milyar dolar ve bunu hangi eğitimle sağladık, şu anda bizim aldığımız eğitimlerle. İşçisi bizim eğitimizden çıktı, mühendisi bizim eğitimimizden çıktı, yönetici ve idarecisi bizim eğitimizden çıktı. Türkiye'nin milli gelirini 860 milyar dolar yaptılar. Bu eğitimle satın alma gücü paritesi bakımından ben bir rapor okumuştum 14 nüshada alım gücü paritesi bakımında. Mehmet Şimşek Bey, başbakan yardımcımız dün söyledi ki; 'Türkiye satın alma paritesi bakımından 13'üncü sırada.'Dolayısıyla Türkiye işallah doğru bir yolda ilerliyor ve Türkiye'nin geleceğine ilişkin bir planı ve projeksiyonu var. Yabancıların yapmış olduğu projeksiyon var. Bu projeksiyonlarda Türkiye'nin 2030 yılında İtalya'nın önünde olacağı 2050 yılında Fransa'nın önünde olacağı öngörülüyor. Neye dayanarak söylüyorlar, Türkiye'de eğitim sistemine bakaraktan ve Türkiye'deki beşeri sermayenin durumuna bakaraktan söylüyorlar. Onun için yarınımız aydınlıktır. Bakın şu anda 7 milyon 300 bin öğrencimiz üniversiteye gidiyor. Avrupa'da bu kadar yüksek sayıda üniversiteye giden başka hiçbir ülke yok. Bir tek Rusya var. Rusya'dan sonra ikinci sıradayız. Oysa bu kadar yüksek öğretime giden bir ülkenin geleceğinden kaygı duymak endişe duymak mümkün mü?"

PISA Sonuçlarına göre Türkiye düşüşte

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü tarafından her üç yılda bir gerçekleştirilen ve uluslararası ölçekte fen, matematik ve okuma becerilerini ölçen en önemli sınavlardan biri olan PISA 2015 (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) sonuçlarına göre Türkiye 2012 yılına göre düşüş yaşadı. 

PISA 2012’de Matematik alanında 448 puan, fen bilimleri alanında 463 puan, okuma alanında ise 475 puan aldı.

PISA 2015'te Türkiye, fen bilimleri alanında 425 puanla 72 ülke arasında 53’üncü oldu. Matematik alanında 420 puanla 50’nci sırada yerini alırken okuma becerileri alanında ise 428 puanla 51’inci oldu. 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler