"OHAL kalktı ama herşey aynı kaldı"

KESK İstanbul Şubeler Platformu, KHK’lerler işinden edilen arkadaşları için Şişli Cevahir AVM önünde eylem yaptı.

Yayınlanma: 28.07.2018 - 22:23
Abone Ol google-news

KESK İstanbul Şubeler Platformu, KHK’lerler işinden edilen arkadaşları için Şişli Cevahir AVM önünde eylem yaptı. Eğitim Sen 3 No’lu Şube Başkanı Ayfer Koçak, eylemlerinin haksız hukuksuz süreçler bitene kadar devam edeceğini belirterek “KHK’ler gidecek biz kalacağız şiarıyla başlattığımız eylemin 76. haftasındayız. KESK İstanbul sokaklarında üyelerine, mesleklerine ve geleceklerine sahip çıkıyor. OHAL sürecinin yarattığı hukuksuzluğun kaldırılması için yapılması gerekenler var diyoruz” dedi. İhraç edilen Eğitim Sen 4 No’lu Şube üyesi İlhan Koyu basın açıklamasını okudu. Koyu, Sürekli OHAL anlamına gelen, anayasaya aykırı yasa teklifinin Meclis’te kabulünün Türkiye’de kanun hakimiyeti ve hukuk devletine son verdiğini belirtti.

Akademisyen Karabulut: OHAL kalktı ama her şey aynı kaldı

KHK ile ihraç edilen ve ardından baklagil satarak geçimini sağlamaya çalışan Yrd. Doç. Dr. Savaş Karabulut, OHAL’in kalkması ile birşeylerin değişiceğini ümit ettiklerini fakat kendileri için hiç birşeyin değişmediğini belirtti. Karabulut, “Devletten tek istediğimiz bilimsel bilgiyi üretme hakkımızın engellenmemesi”diyor. Karabulut şimdilerde annesi ve babasının üç kayısı ağacından toplayıp kuruttuğu kayısıları satıyor. İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışırken ihraç edilen Yrd. Doç. Dr. Savaş Karabulut ile OHAL’in kaldırılmasından sonraki süreci konuştuk. Dönemin toplumsal kayıpları için hukuki sürecin aynı şekilde devam edeceğine değinen Karabulut, “Yeni dönem ihraçlar açısından da bir başlangıç olmayacak. Yeni yayınlanan KHK’ler ile ihraç edilenlerinde, mahkemeler yerine OHAL komisyonuna başvuruya devam etmeleri, bu sürecin şimdilik benzer şekilde devam ettiğinin en temel kanıtıdır. Kamu görevinden ‘sosyal medya paylaşımı, kurum kanaati ve idari amirin izlenimleri vb.’ nedenlerle ihraç edilenleri özel kılan, gelecekte kaybedilecek yeni kitlelere açık olarak bir çağrı niteliği taşımasıdır. İhraç edilmek istemiyorsan ve yine de anlamıyorsan “SUS”. Zaten korku toplumuna dönüştürülmüş memleketimin insanına, yeni başlangıçların da pek hayırlı olmayacağını bir kez daha anlatılmış oldu” diyor.

Kayısı sürprizi

Fiili olarak çalışmasının engellense de saygın dergilerde makaleler yazarak topluma karşı borcunu ödemeye devam ettiğini söyleyen Karabulut şöyle devam ediyor; “Bu günlerde, büyük İstanbul depremi sırasında İstanbul’da depremin nereleri fazla etkileyeceği sorusuna yanıt veren makalemi ‘Geophysical Journal International’ adlı saygın bir dergide yayınlanmasını beklemekteyim... Baklagiller sezonu açılınca fasulye, nohut tükettirmeye devam edecek, yeni sezon zeytinyağlarını bekleyecek ve arıların ürettikleri meyveleri tükettirmeyi bekleyeceğim. Tabii bizim beklemek gibi bir lüksümüz de yok. Bu süreçte dik durmanız için asla yalnız kalmamanız gerekiyor. Bu yazın bana güzel hediyesi ise babam Ali Karabulut’un bahçedeki üç kayısı ağacındaki meyveleri sıcak altında toplaması ve annem Cemile Karabulut’un ise bu meyveleri tek tek işleyerek, güneşte kurutması ve pestil haline getirip, beni aramaları oldu. Kronik hastalıkları olduğu ve sağlık sorunları yaşadıkları halde mücadelenin ne demek olduğunu bilen ‘emekli işçiler’ olarak her daim dayanışmanın en güzel örneklerini bizlere hep öğrettiler.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler