TÜSİAD Başkanı Bilecik: Türkiye’nin yeni kalkınma hikayesi 4. Sanayi Devrimi üzerinden yazılacak

Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Erol Bilecik, bilgi temelli yatırımlar, inovasyon ve dijitalleşmenin büyümeye olumlu etkisi olduğuna dikkat çekerek, bu etkinin "Türkiye’nin yeni kalkınma hikayesinin 4. Sanayi Devrimi üzerinden yazılacağının adeta bir kanıtı" olduğunu vurguladı.

Yayınlanma: 03.04.2018 - 16:57
Abone Ol google-news

TÜSİAD KOBİ Çalışma Grubu etkinlikleri kapsamında Sabancı Üniversitesi-TÜSİAD Rekabet Forumu tarafından hazırlanan “Sıçrama Yapan Şirketler” raporu tanıtım toplantısında konuşan Bilecik, "Ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınması, küresel rekabetçiliğin sağlanması ve sanayimizin yüksek katma değerli bir yapıya dönüşümü bir takım oyunudur" dedi ve ekledi:

"Kuşkusuz, bu süreçte büyük şirketlerin payı tartışılmaz. Ancak, bu oyunda gerçek başarı, toplam faktör verimliliğini yükseltmektir. Bu noktada ise değer zincirinde ana sanayiler kadar ve hatta bazen onlardan da önemli bir 'bacak' var: KOBİ’ler.

"Türkiye’nin daha yükseğe sıçraması için, “KOBİ bacağını” güçlendirmesi gerekiyor. Bu nedenle, TÜSİAD olarak biz de tüm çalışmalarımızı değer zincirinin tamamını ele alacak bir eksende yürütüyoruz.

"Henry Ford’un dediği gibi 'bir araya gelmenin başlangıç, bir arada kalabilmenin gelişim ve birlikte çalışmanın başarı' olduğunu biliyoruz.

"Ana sanayi ve tedarik sanayindeki KOBİ’lerin birbirlerini güçlendirdiği bir ekosistemle başarının geleceğine inanıyoruz.

"Bu anlayışla, geçtiğimiz Aralık ayında kamuoyu ile paylaştığımız 'Türkiye’nin Sanayide Dijital

Dönüşüm Yetkinliği' çalışmamızda ana sanayi kadar KOBİ’lerin yetkinliklerine de dikkat çekmiştik.
"Yaptığımız anket çalışmasında, KOBİ’lerin hem üretimde mükemmeliyet prensiplerinde hem de dijital dönüşüm yetkinliği konusunda büyük şirketlerin gerisinde olduğunu üzülerek gözlemledik.

"Bu analizlerden yola çıkarak da Türkiye’nin orta gelir ve orta teknoloji tuzağından kurtulması için KOBİ’lerin dönüşmesinin kritik önemde olduğunu söyledik."
KOBİ’lerin ekonomi ve istihdam açısından çok değerli olduklarını vurgulayan Bilecik, "Rakamlarla söylemek gerekirse, ülkemizin de yer aldığı OECD bölgesinde KOBİ’ler;

- Şirketlerin yaklaşık yüzde 99’unu temsil ediyor.

- İstihdamın yüzde 70’ini,

- •Yaratılan katma değerin ise yaklaşık yüzde 60’ını karşılıyor" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ancak burada ilginç bir noktaya da değinmek zorundayım: Ülkemizde KOBİ’ler, toplam şirket sayısı içindeki pay ve istihdam oranı olarak OECD ortalamasının üzerindeyken, katma değer yaratma açısından maalesef daha düşük seviyede kalıyor.

"Demek ki hala ciddi anlamda iyileştirmemiz gereken alanlar var. Ekonomik ve sosyal kalkınmanın dinamosu olacak, işgücü verimliliğini artırarak bir üst ölçek büyüklüğüne geçecek şirketlere ihtiyaç var.

"Türkiye sanayisi sıçrama yapmak için, antrenmanını KOBİ’lerle yapmalıdır. Çünkü, “Hazırlıklı olarak fırsatla karşılaşmak, şans dediğimiz sıçrama tahtasıdır."

"KOBİ’ler, bir ülkenin kalkınmışlığının ve zenginliğinin göstergesidir. Çin’in ve dünyanın yükselen şirketi Alibaba’nın kurucusu Jack Ma’nın bir sözü var: 'Small is beautiful.' Yani küçük olan güzeldir diyor sevgili Ma.

"Burada kast ettiği, boyutları gittikçe küçülen işlemciler ya da sensörler değil; ekonomilerin itici gücü olan KOBİ’ler.

"Kuşkusuz, büyük ya da küçük fark etmeden tüm şirketlerin dinamik iş yapış biçimleri ve inovatif araçlarla değişime uyum sağlaması çok önemli.

"Yıkıcı inovasyon döneminde, şirketlerin başarısı ne kadar birikime sahip olduklarıyla değil, değişime ne kadar kolay uyum sağladıklarıyla ölçülüyor.

"Birçok başka çalışma da gösteriyor ki, küçük şirketler, özellikle dinamik, çevik ve inovatif iş yapma modellerine sahip olanlar, bu dönemde daha da avantajlı konumda oluyorlar.

"İşte bu tarz kısa ve orta dönemli değerlendirmeleri ülkemiz için yaparken, TÜSİAD olarak biz, girdi olabilecek çalışmalara katkı sağlamak hedefini güdüyoruz.

"Bu nedenle, ele almakta fayda gördüğümüz bu çalışmamızda da 'KOBİ’lerin sıçramasını etkileyen faktörler neler; sıçramanın sürekliliği ve kalitesi nasıl?' gibi sorulara cevap aradık.

"Rapor’da dikkatimi çeken birkaç hususu vurgulamak istiyorum. TÜSİAD olarak son derece önem verdiğimiz bazı değerlendirmeleri de doğrulayan bu hususları çok kıymetli buluyorum:

"İhracat ve sıçrama süreci arasında çift yönlü ciddi bir ilişki var. Ancak; ihracatın kalitesinin ve yarattığı katma değerin artırılması için, destek politikaları dahil ilave neler yapılabilir bakmamız lazım.

"Sıçrama yapan şirketler, diğerlerine göre daha “yaşlı”. Yani pazarda daha uzun süredir varlar. Ve de bu şirketler mali kaynaklara daha rahat erişebiliyorlar. Girişimciliğin, start-up’ların, çevikliğin konuşulduğu bu dijital dönüşüm sürecinde genç ve dinamik işletmelerin mali desteklere ulaşması da önemli. Daha da önem olanı ise, bu desteklerin toplam etki ve verimi artırmayı hedefleyecek şekilde kullanılması ve kullandırılması.

"Özellikle ciro büyüklüğü açısından sıçrama yapma ile yüksek teknolojili sektörler arasında da doğrudan bir ilişki var. Bunu bilgi temelli yatırımlar, inovasyon ve dijitalleşmenin büyümeye olumlu etkisi olarak yorumlamak son derece doğrudur. Bu analiz de TÜSİAD olarak sürekli yinelediğimiz Türkiye’nin yeni kalkınma hikayesinin 4. Sanayi Devrimi üzerinden yazılacağının adeta bir kanıtıdır. 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler