Önder Özen: 'Yönetim gereksiz yıpratılıyor'

Beşiktaş'ın eski futbol genel direktörü Önder Özen, istifasının ardında yatan gerçekleri NTV Spor'a anlattı.

Yayınlanma: 18.07.2014 - 19:55
Abone Ol google-news

Geçtiğimiz günlerde Beşiktaş Futbol Genel Direktörlüğü'nden istifa eden Önder Özen, yaşanan süreci NTV Spor'a anlattı.

Ahmet Nur Çebi ile anlaşmazlıklar yaşadınız mı?

Anlaşmazlıklar yaşamadım. Sadece fikir ayrılıkları olur bu da son derece normaldir. Ahmet Bey ile göreve başladığım dönemde aramız oldukça iyiydi ancak ben çıkan haberlerden çok sıkıldım. Geldiğim günden beri şöyle bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Ahmet Nur Çebi ile arası bozuk diye sürekli haber çıkıyor. Ahmet Bey ile göreve başladığım dönemde aramız oldukça iyiydi. Birlikte çalıştığımız son dönemde de beni anladığını gördüm. Ona büyük bir fotoğraf sundum ve bunu anladığını gördüm. Son 1 aylık dönemde de oldukça uyumluyduk.

Beşiktaş camiasının sizi kabul edemediğini düşündünüz mü?

Etmedi diyemem. Benim tavrım bunda belirleyici olmuş olabilir. Ben görünmez olmaya çalıştım. Haber kaynağı olmamayı tercih ettim. Benim rolüm bunu gerektirir. Futbolcuların, teknik ekibin sahada ön planda olmasını istedim ve kendim arka planda olmayı tercih ettim. Haber kaynağı olmadığım için durumdan vazife çıkarmaya çalışanlar benim ağzımdan bir şeyler yazdı çizdi.

Ayrılığın nedeni neydi?

Benim açık sözlü olduğumu yakın çevrem biliyor. Başkan da bunu biliyor. Eğer söylemek istediğim bir şey varsa kimseden çekinmem. Daha önce açıkça söyledim. Beşiktaş’ın daha dinamik bir yapı içerisinde futbol operasyonunu yönetmesi gerekiyordu ve ben o yapıda kendime bir rol görmedim. Bu yapıya dinamizm katacak noktada değildim. Bu sebeple bu kararı verdim.

Yakın çevrenize ayrılığın nedenleri ile ilgili çok şey söylediğiniz yazılıyor. Odanızda bir dinleme cihazı olduğu ve sizin yaptıklarınızın takip edildiği söyleniyor. Haberler hakkında neler söylersiniz?

Benim bu haberlerde çıktığı gibi yakın çevrem olmadı. İstanbul’da birkaç mekân vardır. Futbol haberleri adı altında yapılan magazin haberleri oradan çıkar. Ben oraların yolunu bilmem. Benim yakın çevremde birkaç tane dostum var. Onlarla belki paylaşırım. Ama 1 yıldır onlardan da koptum. Sadece işime baktım. Kulüpte beraber çalıştığım insanlar benim yakınlarım oldular ama biz onlarla gazete çıkarmadık. İş yapmaya çalıştık. Futbol operasyonunu yürütmeye çalıştık. Doğal olarak da benim öyle bir yakın çevrem yok. Kimin yakın çevresi olduğunu tahmin edebiliyorum. Beşiktaş’ta yönetimin güçlü olmasını istemeyen bir çevre var ve o çevre bana yakın değil. Bahsedilen çevre o çevre ve benim onlarla alakam yok. Böcek gibi lafları ilk defa burada duydum. Keşke odamda öyle bir şey olsaydı da insanlar neler yaptıklarımızı görseydi. Biz orada futbol konuştuk. Doktor gelmiştir, fizyoterapist gelmiştir onunla konuşmuşuzdur. Hocamız gelmiştir onunla konuşmuşuzdur. Onun dışında orada atom parçalamadık. Uranyum bulmadık. Bir futbol operasyonunu yönetmeye çalıştık. Var mıdır yok mudur bilmiyorum. Varsa son derece gereksiz bir kullanım olmuştur. Öyle bir şey aramadım.

Çocuklarınızın peşine kulüpten bir yetkilinin takıldığı ve Fenerbahçe altyapısına gitmelerinin sizin aleyhinize kullanılmaya çalışıldığı yönünde haberler hakkında ne dersiniz?

Oğullarımın spor yapması benim aleyhime değil lehime kullanılır. Çocuklarım spor yapıyorlar ve sporu seviyorlar. F.Bahçe’nin içine doğdular. Oradaki soyunma odasında bulundular. Bir gün Zico’nun kucağında oldular, bir gün Roberto Carlos’un kucağında oldular diğer gün Ümit Özat’ın kucağında. Doğal olarak Fenerbahçeliler. F.Bahçe bu ülkenin 110 yıllık kulübü değil mi? Büyük kulüplerinden biri değil mi? O kulübün taraftarı olmaları, sporcuları olmaları son derece doğal. Benim bundan bir memnuniyetsizliğim yok. Ama kirli kulüp siyaseti bunu kullanabilir. Elden ele geziyordu çocuklarımın fotoğrafları bir aralar. Mesajlarla bana da gönderiliyordu. Şurada gördük burada gördük diye mesaj atıyorlardı ama hep spor alanlarındaydılar. Ben de bununla gurur duyarım. Çocuklarımın spor yapması bana gurur verir.

Nerede yanlış, nerede doğru yaptım diyorsunuz? Dany transferinden dolayı çok eleştirildiniz. Ronaldinho dönemi çok konuşuldu. 1 yıla dönüp bakınca kendinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kendimden önce konuşulanları değerlendirmeliyim. Konuşulanların çoğu doğru değil. Onu istedi, bunu istemedi gibi konuşmaların olduğu, sabahlara kadar tartıştığımız vs. doğru değil. Ronaldinho bana sorulduğunda söylediğim şuydu. 'Bu tip bir oyuncuya kimse hayır demez.' Yaşı geçmiş de olsa kimse hayır demez. Kulübe finansal anlamda bir hava kazandırabilir. Takıma hava katabilir. Bu sebeple kimse bu tür transferlere hayır demez. Ahmet Nur Çebi beni arayarak abisiyle yapılan görüşmeye davet etti. Ben de katıldım. Abisine birkaç soru sordum. Oyuncunun sportif hedeflerini sordum. Şampiyonlar Ligi oyuncusu olmaya devam etme gibi bir arzusu var mı bunu sordum. Ama bu transfere muhalefet etmedim. Olsaydı mutsuz olmazdım. Hata konusuna gelince, birçok hata yaptım. Bugün yapmamalıydım dediğim çok şey var ama onları tek tek açacak değilim.

Yapmak istediklerinizin ne kadarını başardınız? Bu, Türkiye’de çok olmayan bir pozisyon. Gelip teknik adamı siz seçtiniz ve bu Türkiye’de bir ilkti. Türkiye’deki şartlara bakınca yetki alanınızın ne kadarını doldurdunuz?

Bana verilen alan fena değildi. İşin a takım kısmı çıkınca istediğim birçok şeyi yaptık ya da finale geldik diyebilirim. Yakın zaman sonra laboratuvar açılacak. Beşiktaşlılar gurur duyacak, ben duyacağım ve yönetim de gurur duyacaktır. Bununla beraber dışarıda son aşamasına getirdiğimiz feeder kulübümüz, benim daha sonra gururla anlatacağım şeyler. Ama genelde futbol takımlarında başarı ya da başarısızlık daha çok saha sonuçlarıyla alakalıdır. Yarışan aksamda olmamama rağmen alınan tüm puanları yarışanlara, alınamayanları kendime yazdım. Operasyonun başında ben varım. Başarısızlık varsa bu benimdir. Daha açık nasıl söyleyebilirim? Pankart mı asmalıyım boynuma? Söyledim devre arasında da. 29 puanımız vardı, 1 maç eksikti. 29’u sizindir diğerleri benimdir dedim. Bunu ilk defa burada söylemiyorum. Daha önce de Sakaryaspor’da söyledim. Kazandıklarınız sizin, kazanamadıklarınız benimdir dedim. Sorumluluk sahibi insanlar bunu söylerler. Ben de böyle söylüyorum. Bunun üzerine spekülasyon döndürmenin manası yok. Başarısızlık varsa tamamen bana aittir.

Bilic’le aranız nasıldı?

Son derece iyi vakit geçirdik. Mümkün olduğu kadar kendisine alan vermeye çalıştım ve verdiğimi zannediyorum. Neticede ben de teknik adamlık yaptım ve teknik adamlar kararlarını rahat alabilecekleri rahat çalışabilecekleri, üzerinde baskı yaratacak gözler olmadan çalışabilecekleri alan talep ederler ve bu alanı da genelde ülkemizde bulamazlar. Ben sayın Bilic’e bu alanı verdim. Her zaman söylerim, bir resim tamamlanmadan puan verilmez. Sezon bitti ve ben de kendi düşüncelerimi aktardım. Doğal olarak her konuda aynı fikirde olamayız. Fikir birliğine vardığımız binlerce mesele vardı fikir ayrılığı yaşadığımız yüzlerce mesele vardı. Genel anlamda uyumlu çalıştığımız söyleyebilirim.

Son dönemde çok şey yazıldı. Küslük var diye..?

Olur mu öyle şey. Küs olacak yaşlarda değiliz. O çağları geçtik. 2 tane medeni insanız. En azından o medeni bir insan. Ben de medeni olma gayretinden bir adamım. Transfer yavaş gidiyordu diyorlar. Yavaş gider. Masaya 8-10 pat diye koyarsanız hızlı gider. Burada yönetim kurulunun da üstüne gitmemek gerekiyor. Bu kulübün masya koyacak 8-10 milyonları yok. İnsanlar dişinden, tırnağından, mesaisinden arttırarak bir şeyler ortaya koymaya çalışıyorlar. Oraya da duyarlı olmak gerekiyor. Gereksiz bir şekilde yönetim yıpratılıyor. İnsanların ne şartlar altında çalıştığı bilinmiyor. Belki yönetim bunu sağlıklı aktarmıyor. Belki onlar da bir kere daha kendilerini gözden geçirebilirler. Acaba tabloyu kamuoyuna doğru anlatabildik mi diye sorgulayabilirler. Real Madrid’de ekonomik sebeplerden çok hızlı gider transferler. Ama Osasuna’da öyle gitmiyor. Ben Beşiktaş, Osasuna ile eşittir demiyorum ama ekonomik tablo bu ve yaşanılan durumu bu yönetim yaratmadı.

Yalçın Ayhan transferini Bilic’in istemediği konuşuldu. Transferin arka planında neler oldu?

Ben, Bilic’le 2-3 defa konuştum. Neticede her pozisyona 2 isim yazılır, o pozisyonda 2 stoper olduğu için minimum 4 ya da 5 oyuncu yazılmalıdır. Geçtiğimiz sezon 7 stoperle bitti. Bunların 2’si stoper değildi. Jones ve Necip o pozisyonda kullanıldı. O sebeple yerli, boşta bir oyuncu oraya olabilirdi. Yöneticilerimiz önerdiler ben değerlendirdim, olabileceğine kanaat getirdim. Ekonomik şartları da oldukça uygundu. Hocaya önerdim. Onun bana ‘ben onu istemiyorum’ demişliği yok. Oradan da bir fikir ayrılığı olmadı.

Yalçın’ın kampa gelip geri dönmesi medyada kötü göründü, Yalçın için de üzücü oldu. Kendisiyle konuştunuz mu?

Yalçın’la konuştum ve kendisine gelecekteki meslek hayatında başarılar diledim. Söylemem gereken buydu ve söyledim.

Yönetim, taraftar baskısından çekinerek mi Yalçın transferinden vazgeçti?

O konuda benim bir yorumum yok. O konunun muhattabı ben değilim. Taraftar baskısı, medya baskası veya başka baskı türleriyle aramda bir mesafe var. Ben kulaklarım kapalı çalıştığım için o baskıları hissetmedim.

Genel olarak istifanızın sebebi bu durum değildi?

Bir kere daha söylüyorum. Daha dinamik bir operasyon olması gerektiğini düşündüğüm ve bunun içinde kendime bir rol vermediğim için görevden ayrıldım. Daha çabuk karar verebilen, benden daha hızlı düşünebilen birilerinin olması gerektiğini düşündüm. Ben seyretmeden karar veremem. Bir kere daha izlerim bir kere daha bir kere daha... Belki kulübü birkaç gün geciktirebilirim. Sadece oyuncularla alakalı değil. Operasyonun bütünüyle alakalı çabuk karar vermek gerekebilir. Bazen bizim yaşı dolmuş bir oyuncumuzu 2. Lig B Kategorisinden bir takım ister ve ben saatlerce düşünürüm. Pat diye karar veremem. Ararım hemen ekibimize sorarım. Gitsin-kalsın diye hemen karar veremem. Daha çabuk dönen bir karar mekanizmasından bahsettim ve orada kendime bir rol görmedim. Başka türlü yorumlar yapılmasına gerek yok.

Demba Ba yorumunuz nedir?

Oyuncu son derece profesyonel, işine aşık bir futbolcu. Son derece başarılı olacağını düşünüyorum. Türkiye’de herkesin sevebileceği bir oyuncu. Oynadığı kulüple aidiyet kurabilen bir isim. Ben çok kısa süre içerisinde bir Beşiktaş karakteri olup kendisini sevdireceğini düşünüyorum.

Bundan sonra neler yapacaksınız?

Birkaç gün ailemin yanında Eskişehir’de olacağım. Ondan sonra çalışmak zorundayım ve çalışacağım.

Beşiktaş döneminde yıprandınız mı?

Tabi ki her işte ayrılık insanı burkabilir ama bir babaysanız çocuklarınız sizi yıpranmış görmemeli. Benim çocuklarım da beni yıpranmış görmediler.

Çıkan haberlerden etkilendiğiniz ve konuşmadığınız dönemler olmuştur. Devre arasında Güntekin Onay’a röportaj verdiniz ancak onun dışında çok konuşmadınız. Söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Benim kafamda ki program sezon başı programını açıkla, takım yarışsın, devre arası değerlendir, sezon sonu süreci tekrar değerlendir ve sonra yeni programı açıkla ve dur. Benim bakış açım buydu. Onun dışında çıkan haberler bir şeyi gösterebilir. Basının konuları nasıl ele aldığını gösterebilir.

Eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Beşiktaş çok hassas bir süreçten geçiyor. Burada özellikle taraftarların çok dikkatli olması gerekiyor. Kulüp ayağa kalkmak, yürümek ve koşmak için adımlar atıyor ancak bu hiç kolay olmuyor. Yönetici için de, başkan için de futbol şubesi için de kolay olmuyor ve buraya destek vermek gerekiyor. Bana göre Beşiktaş taraftarının ilgilenmesi gereken şeyler kulüp içindeki dedikodular veya magazin haberleri değil nasıl Beşiktaş’ı ileri iterizdir. Ayrıca kendimle ilgili de bir şeyler söylemek istiyorum. Kulübün kapısında söylemiştim aslolan kulüptür, kurumlardır kişiler değildir. Kulübün 110 yıllık tarihinden efsaneler gelmiş geçmiş ve bunların arasında Önder Özen’i konuşmak, bir sonraki güne taşımak bana göre efsanelerine haksızlık ve saygısızlıktır. Buna üzülüyorum ve utanıyorum. Bu kadar çok konuşulan biri olmak beni utandırıyor. Beşiktaş’ın tarihinde konuşulacak çok kişi var; kulübü dişiyle, tırnağıyla, alın teriyle büyütmüş olanların yanında benim konuşulmam beni üzüyor ve utandırıyor. İnsanlardan rica ediyorum. Aslolan kulüptür, kişiler değildir. Ben gayretle ve gururla çalıştım bitti. Hatasıyla, sevabıyla, günahıyla bundan sonra hem kamuoyu hem de Beşiktaş taraftarı işin saha kısmıyla ilgilenmeli ve takımı olabildiğince gayretle itmeye çalışmalıdır.

Beşiktaş’ın Feyenord eşleşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kötü bir eşleşme değil. Önemli oyuncuları var hatta bir kısmı Hollanda ile dünya kupasındaydı. En üstlere kadar geldiler ve oyuncuların dinlenmesi gerekiyor. Bence bizim için iyi oldu. Önemli oyuncuları olmasına rağmen ben Beşiktaş’ın turu geçeceğine inanıyorum. İlk maç deplasmanda, orada en azından beraberlik olabilirse ya da tek farklı mağlubiyet bile olsa ben ikinci maçta Beşiktaş’ın rahatlıkla turu geçeceğine inanıyorum.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler