Gasol ne isterse, o oluyor!

Dün akşam 15 günlük Avrupa Basketbol Şampiyonası resitali İspanya'nın şapiyonluğu ile son buldu. Litvanya'yı 80-63 mağlup eden İspanyollar, 12 yıl önce finalde yine Litvanya'ya kaybettikleri şampiyonluğa uzandılar.

Basketbol yazarımız Yunus Aydın, İspanya'nın Şampiyonluğunu değerlendirdi.

İspanya için o klişe olan bu 2 kelimeyi kullanmamak mümkün değil: ''turnuva takımı''. Gruplarda Sırbistan'a ve İtalya'ya kaybettiklerinde, artık belki de madalya olmayacağına dair şüpheler oluşmaya başlamıştı ama herkes Pau Gasol'ü unutuyordu, saygıyla.

Birçok oyuncusundan eksik bir İspanya vardı karşımızda turnuva boyunca, 12 kişilik rotasyonda yer alacağını kesin olarak gösterilen ; Marc Gasol, Serge İbaka, Ricky Rubio ve Carlo Navarro. Takımın en büyük yıldızı ise kadrodaydı, onun adı Pau Gasol idi. Sıkıntı yoktu.

Gasol Avrupa Basketbol Şampiyonası tarihinin en çok sayı atan 3.ismi, ayrıca en yaşlı MVP olan isim. Canlı yayında İsmail Şenol'un da söylediği gibi '' Bu adamı kazanamadığı kupa yok, İspanya'da bugün seçim olsa kral Pau Gasol '' olur.

Ev sahibi Fransa'yı seyirci rekoru kırılan maçta yenerken, takımın attığı sayının yarısını atmak ( 40 sayı ile ) , bırakın Fransa'yı domine etmeyi kendi takımını bile domine etmişti Chicago Bulls'un yıldızı.

Final maçında Litvanya karşısında ise, 25 sayı 12 ribaund, 4 asist, 3 blok ile oynadı. Gasol bu sefer yanına skor getirecek kısa oyuncu arkadaşı bulmakta da sıkıntı çekmedi. Llull, Rodriguez, Fernandez gibi isimler ona yeterli desteği verdiler ve maçın başından sonuna kadar İspanya hakimiyetinde bir maç oldu.

İspanya'ya kupasını TBF eski başkanı ve şuan FIBA Avrupa Başkanlığı görevini yapan Turgay Demirel verdi.

Bir gün bizim de o kürsüde olmamız dileğiyle.