Griple savaşın yılmaz neferleri

Kış aylarında bizi dermansız bırakıp yatağa mahkûm eden soğuk algınlığıyla vücudumuzun savaşı ortalama 1-2 hafta sürmektedir. Merak etmeyin bu savaşta eliniz kolunuz bağlı değil, bolca dinlenme ve doğa ananın biraz yardımıyla iyileşme sürecinizi hızlandırabilirsiniz. Kışın acilleri doldurup taşıran, bitip tükenmek bilmeyen bu hastalıkta dengeli beslenmemize yardımcı hastalık savaşçısı 13 besinle hastalık sürecini hafifletebiliriz.

Yayınlanma: 08.02.2019 - 22:36
Abone Ol google-news

 

1- ET VE TAVUK SUYU:

İlikli kemik, kırmızı et ve tavuktan elde ettiğiniz suları isterseniz içecek gibi tüketebilirken yemeklerinize de katabilirsiniz. Protein ve çinko, harap olan dokuları tamir ederek hastalıkta kas kaybını önler.

2- SARMISAK:

Sarmısak çiğ olarak tüketildiğinde bağışıklık güçlendirici etki göstermektedir. 10 gramın üzerinde tüketimi tansiyonu düşürebildiğinden düşük tansiyonlu bireyler tüketirken dikkatli olmalıdır. Sarımsağın antimikrobiyal etkilerini keşfeden ortaçağ hekimleri, bulaşıcı hastalıklardan korunmak için yüzlerine taktıkları maskeyi sarımsak özsuyu ile ıslatırlardı.

3- YOĞURT-KEFİR-TURŞU:

Bağırsak sağlığının önemi gün geçtikçe artmaktadır. Yapılan son çalışmalar probiyotik bakterilerin bağırsaklardaki artışının bulaşıcı hastalıkları önlediğini göstermektedir. Günde 2 küçük kase yoğurt ve 2 su bardağı kefir tüketerek bağırsak dostu bakterilerinizi artırabilirsiniz. Ev yapımı turşular, içerisindeki tuz oranlarının yüksekliği nedeniyle kalp ve damar hastalıkları için riskli bir yiyecektir. Turşunun içerisindeki sirke, tuz ve probiyotik bakteriler enfeksiyonlarla savaşmamıza yardımcı olduğundan daha az tuzlu, daha çok sirkeli turşular tüketebilirsiniz.

4- BROKOLİ:

Zengin vitamin, mineral ve lif içeriğiyle soğuk algınlığıyla savaşan destekçi bir bağışıklıkseverdir. Tabağınıza ekleyeceğiniz haşlanmış, zeytinyağı ve limonla harmanlanmış bir porsiyon brokoli sizi daha dinç hissettirecektir. Polifenol çeşitliliğinin sağlanması için diğer sebzeler de beslenmemizde mutlaka yer almalıdır.

5- YULAF:

Beta glukan, E vitamini ve polifenol zenginliğiyle immün sistemi desteklemektedir. Anne sütüne en yakın süt kabul edilen keçi sütüne katılan, 4-5 yemek kaşığı yulaf, birer tatlı kaşığı tarçın, zerdeçal ve bir porsiyon kırmızı meyveyle hasta kahvaltılarını daha çekici kılabilirsiniz.

6- SİYAH TURP

Turp; askorbik asit (C vitamini), folik asit ve potasyumca zengin olduğu gibi, aynı zamanda iyi bir B6, riboflavin, magnezyum ve kalsiyum kaynağıdır. Turpun faydalı etkileri için çiğ ve taze olarak tüketilmesi önerilmektedir. Turpun içerisine bal konulup bir gece bekletilip süzülerek elde edilen sıvının sabah akşam birer fincan içilmesi en etkin tüketim şeklidir. Bir rivayete göre Lokman Hekim, gezgin olarak hekimlik yaparken Turfan’a gelmiş. Turfan’ın her yerinde turp yetiştiğini görünce, “Bu yurdun insanları hastalanmaz, çünkü burada turp çok. Onun için burada kalıp hekimlik yapmaya gerek yok” demiştir.

7- HAM BAL VE PROPOLİS:

Propolis, arıların bitki sap, yaprak ve tomurcuklarından topladığı antibakteriyel ve antioksidan etkilere sahip bir arı ürünüdür. Düzenli tüketildiğinde bağışıklığı güçlendirerek hastalanma sıklığının azalmasına yardımcı olur. Antioksidan etkisi nar suyu ile karşılaştırıldığında, nar suyundan tam 80 kat daha güçlü antioksidan etkiye sahip olduğu bilimsel olarak ortaya konulmuştur. Ham bal pastörize edilmemiş işlemden geçirilmemiş baldır. Pastorize edilmemiş bal kristalize olabilir. Ham bal ve propolis tüketimi soğuk algınlığı semptomlarını hafifletmektedir. Özellikle şeker hastaları ve kilo problemi yaşayanlar ve alerjisi olanlar dikkatli olmalıdır.

8- ZENCEFİL:

Öksürük düşmanı olan zencefil mukuslara etki ederek balgam atımını kolaylaştırır. Günde 2-3 defa içilen zencefil çayı hastalık belirtilerini ortadan kaldırmaya yardımcı olur.

9- ZERDEÇAL:

Büyük bir antioksidan ve iltihap sökücüdür. Sıcak suyun içerisinde karabiber, bal ve limon karışımıyla en büyük etki sağlanır. Son yıllarda yapılan araştırmalar zerdeçalın vücut direncini artırarak halsizliği ortadan kaldırmaya yardımcı olduğunu göstermektedir. Günde bir çay kaşığı toz zerdaçalı güvenle tüketebilirsiniz. 

10- SU:

Vücut ısının dengelenmesi ve mikroplarla verilen savaşta su önemlidir. Hastalık döneminde çay, kahve tüketimi azaltılmalıdır. Günde 2 fincan güvenilir aktarlardan, familyasından emin olunan papatya, kuşburnu ve adaçayı tüketilebilir. Günlük sıvı tüketimi artırılarak en az 2.5-3 litre su içilmelidir. 

11- C VİTAMİNİ:

Önemli antioksidanlardan biri olan C vitamini vücuttan zararlı maddelerin atılmasında ve savunma sisteminin güçlendirilmesinde önemli bir etkiye sahiptir. Yeşilbiber, maydanoz, tere, roka, karnabahar, ıspanak, portakal, limon, mandalina, kuşburnu C vitaminin en bol olduğu besinlerdir. Hastalık döneminde günde 5-6 porsiyon meyve ve sebze tüketimine dikkat edilmelidir.

12- BALIK:

Son yıllarda D vitamini ve omega 3’ün bağışıklık hücrelerinin üretiminde etkili olduğu ve eksikliklerinin birçok hastalıkla ilişkili olduğu bulunmuştur. Soğuk kış günlerinde haftada 2-3 kez mevsimine uygun balık tüketimi bağışıklığımızı olumlu yönde etkiler. Balığı çeşitli nedenlerle tüketemeyenler ceviz, fındık, zeytinyağı tüketimlerini artırmalıdır.

13- HAVUÇ:

Antienfeksiyon vitamini olarak bilinen A vitamini yumurta, süt, balık, ıspanak, portakal, havuç, yeşilbiber, kayısı gibi sarı, turuncu ve yeşil sebze - meyvelerde bulunur. A vitamini yağda çözünen bir vitamin olduğundan bu besinleri pişmiş ve yağ eklenmiş olarak tüketmeniz önemlidir. Havuç tarator, içerisindeki havuç, sarmısak, zeytinyağı ve yoğurtla çok lezzetli hastalık önleyici bir mezedir.

(*) Beykoz Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Arş. Gör. Dyt.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon