Güneş ışığına hasret kaldılar

Silivri Cezaevi'nde kadınların kaldığı blokun camları boyandı. Artık gün ışığı bile hapis.

Yayınlanma: 21.10.2013 - 12:55
Abone Ol google-news

İstanbul polisinin 28 Ekim 2011 günü KCK’ye yönelik yaptığı operasyonda çaldığı kapılardan biri de aktivist, çevirmen Ayşe Berktay Mirzaoğlu’na aitti. Önce gözaltına alındı, ardından tutuklandı. Bir aktivist olarak ve BDP yöneticisi olarak gösterdiği faaliyetlerin örgüt üyeliği ve örgüt propagandası olarak kabul edilmesi nedeniyle yaklaşık 2 yıldır cezaevinde.

Mirzaoğlu, Tarih Vakfı’nda, Kadının İnsan Hakları Vakfı’nd, Barış İçin Yurttaş Girişimi’nde, Diyarbakır Cezaevi Gerçekleri Araştırma ve Adalet Komisyonu’nda, Barış İçin Kadın Girişimi’nde sıkça anılan bir isim. Çalışmaları bunlarla da sınırlı kalmamış, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu’nda görev yapmış, 11 Eylül sonrası oluşan Barış Girişimi’nin içinde ve Irak Dünya Mahkemesi’nin (WTI) kurucuları arasında yer almış.
Mirzaoğlu, tutuklandığında BDP İstanbul il yöneticisiydi, kadın meclisleri ile ilgileniyordu. Cezaevi aracında dövülen tutuklu için cezaevi önünde yaptığı açıklama “izinsiz gösteri” sayıldı. Berktay, durumunu anlatmak için yazdığı bir mektupta ise “Savcının ‘Meclis’ kelimesi gördüğü her yere KCK yaftasını yapıştırmasından BDP Kadın Meclisi de nasibini almıştır. Oysa BDP (belde, ilçe, il ve genel merkez) kadın meclisleri BDP tüzüğünde yer alan (madde 19, 27, 39, 68), yönetmeliği olan yasal organlardır. İddianamemde delil olarak yer alan üç toplantı BDP İstanbul İl Kadın Meclisi tarafından Ocak 2011’de yapılmış BDP ilçe kadın meclislerini kurma toplantılarıdır” diyordu.

‘Konuşan ben değilim’

Berktay’ın karşısına delil olarak sunulan bir belge ise hangi izine dayalı olduğu belirlenemeyen bir dinleme kaydına ait. Zira dinleme tutanağı BDP İstanbul il merkezinde yapılan bir toplantıya ait. Polis tarafından yapılan deşifrelerden birinin Ayşe Berktay Mirzaoğlu’na ait olduğu öne sürülüyor. Mirzaoğlu ise duruşmada verdiği ifadede konuşmaların kendisine ait olmadığını söyleyerek teknik inceleme yapılmasını talep etti. Mahkeme kararı doğrultusunda ses örneği alındı ve inceleme başladı. Ancak o günden sonra 4 kez duruşmaya çıkmasına rağmen yapılan incelemenin sonucu bir türlü mahkemeye ulaşmadı.

Zindan içinde zindan

Tutuklandığı operasyonun hedefinde BDP tarafından kurulan Siyaset Akademisi vardı; Prof. Dr. Büşra Ersanlı, yayıncı Ragıp Zarakolu gibi isimlerle beraber tutuklanmıştı. Uzun süre Bakırköy Kadın Cezaevi’ne kaldı. İddianamenin kabul edilip yargılamanın başlaması ile Ersanlı ve Zarakolu tahliye olurken mahkeme onun talebini kabul etmedi. Savcı, örgüt üyesi olduğu, örgüt propagandası yaptığı ve izinsiz gösteriye katıldığı gerekçesiyle 15 yıla kadar hapis ile cezalandırılmasını istiyordu. Yargılandığı 15. Ağır Ceza Mahkemesi yargılamayı kısa aralıklarla ve seri şekilde yapma kararı aldı. Arka arkaya yapılan duruşmalar için Bakırköy’den getirilip götürülmesi yerine Silivri 8 No’lu Cezaevi’ne nakledildi. Ancak az sayıda kadın tutuklu ve hükümlü olsa da Silivri Cezaevi yerleşkesinde kadın cezaevi bulunmuyor. Cezaevi yetkilileri erkeklerle aynı cezaevine koydukları kadınların bulunduğu bloklarda kendilerine göre çözüm üretti. Erkeklerin kaldığı bloklardan kaldıkları bölümün görünmemesi için camları boyandı. Böylece artık onlar da küçük pencerelerinden dışarıyı göremez hale geldiler. Elbette o pencereden içeri süzülen ışık da yerini karanlığa bıraktı.

Gün ışığı bayramı

Araya giren bayram tatili, Berktay için de geçici bir aydınlık getirdi. Duruşmalara verilen ara nedeniyle yeniden Bakırköy Kadın Ceza ve Tutukevi’ne götürüldü. Bayramdan sonra duruşmaların başlaması ile birlikte bir kez daha Silivri’ye, camları boyalı koğuşuna dönecek.

Son duruşmada Mirzaoğlu, herkesin istediği partiye girebileceğini, kendisinin de BDP’yi seçtiğini ifade etti. Mirzaoğlu, anadilinde savunma ve eğitimi desteklediğini, bu konuda mücadele vermeye devam edeceğini dile getirdi. Tahliye isteği bir kez daha geri çevrildi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler