İnönü savaşın eşiğinden nasıl döndü?

Kıbrıs’la ilgili yaptığı çalışmalarıyla tanınan akademisyen yazar Niyazi Kızılyürek’in, ‘Bir Hınç ve Şiddet Tarihi’ adlı yeni kitabı, İstanbul Bilgi Üniversitesi yayınlarından çıktı.

Yayınlanma: 18.11.2016 - 15:33
Abone Ol google-news

Niyazi Kızılyürek, ‘Bir Hınç ve Şiddet Tarihi’ adlı yeni kitabında, Kıbrıs’ta, etnik ve siyasal şiddetin tarihini irdeliyor.

Kitapta Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutan çok önemli bilgiler var. Örneğin ünlü ‘Johnson mektubu’nun arka planını ayrıntılarıyla okuyabiliyoruz. 1964 çatışmalarıyla beraber, ENOSİS fikrine göz kırpan ABD ile İnönü arasında yaşanan gerilimleri yazar, Amerikan arşiv ve belgelerinden aktarıyor.

Sene 1964. İnönü Amerika’nın tutumundan yaşanan düş kırıklığını 12 Mayıs 1964 tarihinde ‘Gayrı Resmi’ bir akşam yemeğine davet ettiği Amerikan Büyükelçisi’ne açıkça söylüyor. Yemekte İnönü’nün damadı Metin Toker ve eşi de hazır bulunuyor. İnönü, “Her şeyi denedik ve sonuç alamadık. Gelecek karanlık görünüyor” diyerek lafa başlıyor: “Washington’a derdimizi anlatmak için çok uğraştık ama, anladığından şüphe duyuyorum”.

Büyükelçi Hare’nin bir sorusu üzerine ise şunları söylüyor: “Artık ikna etmek için vakit çok geç. Şimdi sadece iki seçeneğimiz var. Ya Makarios’a boyun eğeceğiz, ya da kafasına zorla akıl çakacağız”.

Büyükelçi duydukları karşısında şaşırıyor. İnönü’den söylediklerine açıklık getirmesini istiyor. İnönü sakin bir ses tonuyla şöyle devam ediyor: “Askeri güç… Bütün ülkeyi işgal etmeye gerek yok. Bir bölgeyi ele geçirmek yeter. Makarios’u aklına sadece bu getirir, sadece bu dilden anlar”.

ABD’li diplomat mesajı almıştı ve tedirgindi. Türkiye’nin Enosis’e müsaade etmeyeceği, gerekirse savaşı göze alacağı aşikârdı. İşte bu koşullarda 5 Haziran günü ABD Dışişleri Bakanı Dean Rusk’ın kaleme aldığı ve Başkan Johnson’un imzasını taşıyan ünlü mektubu Ankara’ya ulaşıyor. Ve bu mektup bilindiği gibi Türkiye’nin 1964 yılında adaya müdahale etmesinin önünü kesiyor.

ŞİDDET SARMALI

Kitap, en eski uluslararası sorunlardan biri sayılan Kıbrıs sorununun ne zaman ortaya çıktığını, nasıl geliştiğini, iki toplumun hangi saiklerle şiddet sarmalına sürüklendiğini belgeler ve tanıklarla ortaya koyuyor.

Kıbrıs sorununun ‘ümit var’ bir çözüm arayışına girdiği bir dönemde Kızılyürek’in kitabı, çatışma tarihini irdelediği kadar geleceğe dönük perspektiflere de işaret ediyor. Kitap her şeyden önce Kıbrıs’ta ki çatışmanın etnik farklılıktan kaynaklanan bir çatışma olmadığının altını çiziyor. Yazar, Türklerle Rumların farklı etnik kimliklerden ötürü kavga etmediklerini ama çatışan gelecek tahayyülleri geliştirdikleri için çatıştıklarını anlatıyor. Yani kitapta da söz edildiği gibi ‘amaç uyuşmazlığı’ ve ‘statü kavgası’ yüzünden çatışmaya sürüklendiklerini vurguluyor.

Şiddet dolu yakın tarihi en küçük ayrıntılarına kadar irdelerken, Tanıl Bora’nın deyişiyle ‘Biyopsisini’ yaparken, geleceğe dönük ‘İhtiyatlı iyimser’ mesajlar da veriyor. Yazar geçmişte iki toplumu karşı karşıya getiren amaç uyuşmazlığının artık tarihe karıştığını söylüyor. Bir zamanlar Enosis ve Taksim gibi hayaller yüzünden kavga kuran toplumların artık ortak gelecek arayışı içinde olduklarının altını çiziyor. Federal Kıbrıs, iki toplumun ortak geleceğini simgeleyen bir hedef olarak gösteriliyor.

KIBRIS’IN 6-7 EYLÜLÜ

Kitabın bir diğer özelliği de, sadece etnik çatışmayı konu alması değil, aynı zamanda toplumların kendi içlerinde geliştirdikleri ‘siyasal şiddet’ olgusunu da incelemesidir. Örneğin Kıbrıs Rum Yeraltı Örgütü EOKA’nın, Kıbrıslı Rum muhalifleri, özellikle de solcuları nasıl hedef aldığını ayrıntılı biçimde anlatıyor. Benzer biçimde Özel Harp Dairesi’nin Kıbrıs’ta kurduğu ‘Türk Mukavemet Teşkilatı’nın (TMT), Kıbrıslı Türk muhalifleri hedef aldığını anlatıyor.

İlk defa yayınlanan belgeler ışığında, bugüne kadar saklı kalmış şiddet olgularını gün ışığına çıkarıyor. Örneğin 1955 yılında Türkiye’de örgütlenen ve azınlıkları hedef alan 6-7 Eylül olaylarının tıpatıp bir benzerinin 1958 yılında Kıbrıs’ta da örgütlendiğini ayrıntılı biçimde ortaya koyuyor.

1958 yılının 7 Haziran günü, Türk Haberler Bürosu’nda patlatılan el yapımı bir bombayla Kıbrıslı Türklerin Kıbrıslı Rumlara karşı saldırıya geçtiğini görüyoruz. Eylül 1955’te Atatürk’ün Selanik’te ki evine bombayı kimler koymuşsa, Türk Haberler Bürosuna bombayı aynı eller koymuştur…

Kitap, Kıbrıs Rum Yeraltı Örgütlerinin faaliyetlerini geniş bir şekilde ele alıyor. Özellikle Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasından, yani 1960’dan sonra Başpiskopos Makarios’un başkanlığında kurulan ‘Akritas Örgütü’nün, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yıkıp Enosis’e ulaşmak için giriştiği çabaları ayrıntılarıyla okuyucunun dikkatine sunuyor. ‘Kanlı Noel’ olarak da bilinen 1963-64 döneminde Akritas Örgütü’nün Kıbrıslı Türklere dönük saldırılarını Kıbrıslı Rum belge ve kaynaklarından irdeleyerek bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınlarının kitabı büyük bir özenle yayına hazırladığını söylemeliyim. Görsel malzemesi ve dizaynıyla okuyucuyu yormayan, kolay okunan bir kitap.

Kitabın tanıtımı Pazar günü TÜYAP Kitap Fuarında saat 15.00’de. İlgi duyanlar yazarla tanışabilirler.

Niyazi Kızılyürek – Milliyetçilik Kıskacında Kıbrıs. – İletişim Yayınları

Niyazi Kızılyürek – Doğmamış Bir Devletin Tarihi – İletişim Yayınları


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler