İşini bilen işe gitmiyor

Toplantıya robot avatarla katılmak, toplantı notlarını kimlerin okuduğunu telefondan görmek, dosyalara her yerden erişebilmek, bilgisayarda başlayan telekonferansı telefondan sürdürmek varken, ofiste olmaya gerçekten gerek var mı?

Yayınlanma: 17.08.2015 - 13:45
Abone Ol google-news

Elektrik direklerinde, konser afişlerinin arasında ya da e-posta kutunuzu dolduran mesajlardan birisinde illa ki görmüşsünüzdür: Evden çalışın, şu kadar kazanın. Evet, birçok işi ev rahatlığında sürdürebilmek mümkün.

Dosyaları internette tutarım, e-postalarıma zaten her yerden erişebiliyorum, toplantıları da kamerayla yaptık mı tamamdır diyorsanız, acele etmeyin. Bunu yapabilmenin çok daha teknolojik yolları var.

Telepresence (sanal bulunuş) ile teknoloji sizi alıp başka bir yere götürüyor. Kişinin görüntüsü ve sesinin yanı sıra hareketleri, konumu da karşı tarafa aktarılarak başka bir yerde bulunuyormuş hissi yaratan teknoloji, ağırlıklı olarak video konferanslarda kullanılıyor. Farklı konumlardaki birkaç kişiyi aynı toplantı odasına dahil etmek bu sayede mümkün. 

 

Bugün işe robot gitsin

Bu teknolojinin en çarpıcı örneklerinden birisi bu yıl nisan ayında gerçekleşti. Stephen Hawking’in görüntüsü, ilk canlı konuşmasını yapmak üzere, Sidney Operası’na yansıtıldı. Üç farklı açıdan çekim yapan kameralar sayesinde, izleyiciler Hawking’in bir ekrana yansıtılan görüntüsü yerine üç boyutlu hologramıyla karşılaştılar.

Telepresence’ın sanaldan gerçeğe dönmesine ise az kaldı. Şimdiden robot avatarlar kullanarak sanal varlığı fiziksel hale getirmeye çalışan şirketler var. Double Robotics, işyerinde bulunamadığınız zamanlarda fiziksel görevleri halledebilecek robotlar üretiyor. Yaklaşık 2 bin 500 dolar fiyata sahip robotlar, iki iPad ile çalışıyor. Birisi uzaktan yönetmek, diğeri ise sizi insanlara yansıtarak iletişim kurabilmeniz için kullanılıyor.

 

İşbirliği platformları 

Toplantıya uzaktan katılmak ya da görüntünüzü bir robota takılı iPad’e yansıtmak, aslında sadece işyerinde olamadığınız durumlar için alternatif oluşturuyor. Daha kapsamlı bir çözüm için web tabanlı işbirliği yazılımları kullanmak mantıklı. Bu yazılımlar projeleri bir noktada toplayarak insanların birlikte çalışabilmesini sağlıyor. İşler gruplanarak ilgili e-postalar ve dosyalar görülebilirken, çalışma planı ve takvimi düzenlemek, görev listesi yapmak iş takibini kolaylaştırıyor, verimliliği artırıyor.

 

Tek hareketle ekrana geliyor 

Circuit adlı yeni bir yazılım bu konuda benzerlerinden ayrışıyor. Yaşları 18-55 arasında değişen ve 1500 kişinin katıldığı bir araştırma yaptıran şirket yazılımın arayüzünü ve işlevlerini bu araştırma sonuçlarına ve 1000 kişilik beta deneyimine göre tasarlamış.

Uygulama herhangi bir mesajlaşma yazılımının içerisinde olduğu gibi gruplar oluşturarak da kullanılabiliyor. Örneğin pazarlama ekibi toplantılarını burada yapıyor, daha sonra eklenen dosyalar kolayca aranabiliyor. Atılan e-postalar tek bir noktada toplanıyor ve yazılımdan çıkmadan bunların da tamamı görülebiliyor. 

Projeler de benzer şekilde buradan yürütülebiliyor. Ortak bir çalışma alanı var ve tüm dosyalar internet üzerinde şifrelenerek şekilde saklanıyor. Böylece birisi bilgisayarı başka bir yerde unutsa, hatta çaldırsa bile, herhangi başka bir cihaza geçip oradan işlerini yapabiliyor.

Ekipte kimin nerede olduğu önemli değil, tek bir numaradan evine, ofisine, cep telefonuna ulaşıp, bir görüşmeye eklemek mümkün. Platformun önemli özelliklerinden birisi de cihazlar arası devamlılığı sağlayabilmesi. Telefonda başladığınız video konferansı tek bir hareketle bilgisayara aktarmak ve oradan devam etmek de mümkün. 

 

İnsan bilgisayara dönüşecek

Peki gelecekte ne olacak? Azınlık Raporu filmini izlediyseniz, orada Tom Cruise’un el hareketleriyle hologram ekranı yönettiğini hatırlayacaksınız. Thalmic Lab’in Myo adlı kol bandı, kolunuzu döndürmenizi, ufak kas hareketlerini ve kas uyarılmalarını takip edebiliyor. Sekiz ayrı algılayıcı ile deriden elektromiyografik (EMG) sinyalleri okuyan başlık, bu değerleri bilgisayarın kullanım şekline etki edecek bir yazılımla desteklenmeyi bekliyor.

Benzer şekilde Microsoft’un HoloLens ya da Google Glass gibi cihazlar da sadece sizin görebieceğiniz görüntüleri, gözünüze yansıtabiliyor. Bir çeşit robot görüşü yaratan bu cihazlar, bilgisayar ekranınızı ya da gerekli bilgileri önünüze yansıtırken, Myo gibi giyilebilir teknolojiler de bunları yönetebilmemizi sağlayacak. Daha uzak bir gelecekte ise içerisinde çipler taşıyan lenslerle bu görüntü hep bizimle olabilir. Ancak o zamana kadar çalışmak adını verdiğimiz şeyin şeklinin tamamen değişebileceğini de unutmayın. 

 

Şirketlerde işler hızlanıyor, verimlilik artıyor 

Bu konuda yatırım yaparak farklı cihazlardan sürekli çalışabilmeyi sağlayan şirketler de avantaj elde ediyor: Çalışan verimliliği yüzde 66, ekipler arası iletişim yüzde 59 artıyor. Toplantı öncesi hazırlık süreci yüzde 41 azalırken, toplantı verimliliği yüzde 47 artıyor. İş akışları ise yüzde 40 hızlanıyor.

 

Uzaktan çalışanlar daha sağlıklı, daha mutlu 

Circuit yazılımını ortaya çıkaran Unify’ın araştırmasına göre Y Kuşağı, yüzde 89 oranında sabit mesai saatleri yerine esnek mesai saatlerini tercih ediyor. Bu şekilde çalıştıklarında da daha mutlu oluyorlar. Uzaktan çalışanların yüzde 39’u evden daha verimli olduğunu belirtirken, yüzde 45’i daha fazla uyuyabiliyor, yüzde 35’i daha fazla egzersiz yapabiliyor, yüzde 42’si ise daha sağlıklı besleniyor. 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler