On bir yazardan Doctor Who öyküleri

Doctor Who yeniden biz dünyalıları ziyarete geldi. Bu defa bilimkurgu ve fantastik edebiyatın en önemli kalemleri Doktor için yeni maceralar yazdılar ve böylece “11 Doktor 11 Öykü” adında bir kitap ortaya çıktı. Dizinin ellinci yılı için hazırlanan kitap, İthaki Yayınları'nın da 1000. kitabı aynı zamanda. Zeynep Bakır'ın değerlendirmesi...

Yayınlanma: 05.05.2015 - 15:26
Abone Ol google-news

On bir yazardan Doctor Who öyküleri

Doktor yeni maceralarla kütüphanenizde

Doctor Who’nun sadık izleyicileri Whovian’ları -kendilerine bu şekilde hitap ediyorlar- kısa bir süre bekletip yüzümü dizi hakkında fazla bilgisi olmayanlara dönmek istiyorum. 

Guinness Rekorlar Kitabı’na “En uzun süren televizyon dizisi” olarak girmeyi başarmış, Kasım 2013’te ise ellinci bölümü tüm dünyada aynı anda yayınlanmış efsanevi bir İngiliz dizisi DoctorWho.

Öyle efsaneleşmiştir ki dizinin en önemli karakterlerinden TARDIS -Türkçe açılımı, uzaydaki zaman ve izafi boyut- isimli zaman makinesi popüler kültürün önemli parçalarından biri olmuştur. Bir kulübeye gibi görünür ama aslında içinde uyuma, inziva ve kontrol odalarının, büyük bir kütüphanenin olduğu kocaman bir dünyadır. Söze başlarken TARDIS için “karakter” dememin sebebi ise kendisinin bir zekâsı ve kişiliği olmasından geliyor. “İngiltere’de insanlar, içi dışından büyük görünen herhangi bir şeyi anlatmak istediklerinde ‘TARDIS gibi’ derler” diyerek gündelik yaşamda olduğu yerin de altını çizmiş olayım.

Konuyu dağıtmadan biraz geri saralım ve dizinin ne anlattığına dair bir çerçeve çizelim: Dizi, Doktor olarak bilinen, dünyaya ve dünyalılara karşı duyduğu bir sempati nedeniyle evrenin hep bu kısmında takılan, türünün son temsilcisi olan bir zaman lordunun maceralarını anlatır. Doktor ve arkadaşları TARDIS ile zamanda ve evrende yolculuk yapar, türlü maceralara girer ve dünyayı yok etmeye çalışan uzaylılara meydan okur. Dizide ise bugüne kadar tam on bir Doktor gördük. Nedeni ise şu: Bundan elli iki yıl evvel dizi ilk başladığında baş karakter, ilk doktor William Hartnell idi. Hartnell’ın sağlık durumu kötüleşince dizi de çok sevilmişken BBC diziyi bitirmek yerine rejenarasyon kurgusunu ortaya attı. Bir anda Doktor’u PatrickTroughton’un bedeninde gördük. Dizi, Doktor’un hücre yenilenmesiyle birlikte dış görüntüsünün ve karakter özelliklerini değiştirmesini bir üslup olarak benimsedi ve böylece günümüze on bir Doktor’la efsaneleşerek geldi. Bugün on ikinci Doktor’u Peter Capaldi canlandırıyor.

DOKTOR HEP YANINIZDA OLACAK

Ülkemizde CNBC-e’de yayınlanan Doctor Who 2013’te ellinci yılını kutlarken BBC Books, Doktor’un o zamana kadarki on bir yaşamını konu alan, Eoin Colfer, Neil Gaiman, Philip Reeve gibi tanınmış yazarlar tarafından kaleme alınan on bir öyküyü e-kitap olarak yayımlamıştı. Sonradan bu yazılanlar Doctor Who – 11 Doktor 11 Öykü adı altında bir araya getirildi.

Bu kitabın en çekici kısmı farklı üsluplara sahip önemli yazarların elli yıllık bir macerayı bambaşka bir serüvene dönüştürmesi. Öyküler arasında benim favorim, ikinci Doktor Patrick Troughton’un anlatıldığı Michael Scott’un yazdığı “Adsız Kent”. Favoriniz ister NeilGaiman’ın Onbirinci Doktor’una ait “Saati Hiç Geçiyor” öyküsü olsun, ister Tom Baker’ın canlandırdığı eğlenceli karakter olan Dördüncü Doktor’un öyküsü “Kötülüğün Kökleri” olsun her öyküde isimler, yol arkadaşları, üslup değişecek ama ne denir bilirsiniz, Doktor hep yanı başınızda olacak.

Doctor Who hayranı olun yahut bir bölüm bile izlememiş olun eğer dünyaya bilimkurgu ve fantastik edebiyatın yarattığı pencereden bakmaya doyamayanlardansanız bu kitapla zihninizde yeni şeyler için yer açmalısınız. Mesela; Dünya'dan da eski, birçok Güneş sisteminden de eski, galaksiyi uzak geçmişte yöneten bir ırk tarafından Zaman’dan önceki Zaman’ı anlatan, karanlık ve korkunç bilgilerin toplandığı Necronomicon’la yüzleşmek, kimse Zeiton-7’nin ne olduğunu bilmiyorken, sizin artık biliyor olabileceğiniz gibi...

Whovian’lara yeni bir bilgi vereceksek eğer distopik bilimkurgu serisi Chaos Walking ile pek çok ödül kazanan Patrick Ness’in yazdığı “Dilimin Ucunda” öyküsünden bahsetmek gerek. Bu öyküde Beşinci Doktor yanına Nyssa'yı alıp, 1945 Amerikası'ndaki küçük bir kasabaya, insanları şaşırtan bir olayı incelemeye gidiyor. Olayların kaynağının Doğru Söyleyen adı verilen ve kasabanın çocuklarını etkileyen bir güç olduğunu fark eden Doktor, sorunları çözmek için kolları sıvadığında karanlık gerçekler bir bir ortaya çıkıyor. Kitaptaki en tekinsiz öykülerden biri olan "Dilimin Ucunda", Doctor Who külliyatına yeni bir düşman armağan edebilen, son derece başarılı bir öykü.

Son olarak korku türünde yazdığı eserlerle tanınan Marcus Sedgwick’in öyküsü “Kader Mızrağı” da mutlaka okunması gerekenler arasında.

İthaki Yayınları, kütüphanenizde ışıl ışıl parlayacak bir kitap çıkarmış, herkese macerada maceraya koştuğu okumalar dilerim.

PEKİ, BU DOKTOR KİM?

Diziyi izleyen, kitabı okuyacak olan birçok kişi bu soruyu sormuştur, soracaktır, “Kim bu doktor?” Dizinin 2005’ten bu yana çekilen bölümlerinin yapımcısı Steven Moffat bir açıklama yapmıştı yakın zaman önce; “Öncelikle sıfatını ‘şifacı’ ve ‘bilge’ anlamlarını taşıdığı için bile anlamlı buluyorum. ‘Doktor’ sıfatını biz ona vermedik, o bize verdi evet bu teori biraz aptalca olabilir ama olaylar öyle gelişti. “Kim bu doktor?” sorusunu çok alıyorum. Ama spoiler vermeden açıklamaya çalışırsam eğer; Doktor’un gerçek ismi evrendeki çok gizli bir sırrın güvenliğini sağlamaktadır. Bu sırrın gizli kalabilmesi de “Doktor Kim?” sorusunun asla cevaplanmamasına bağlıdır.”

Gayet fantastik bir cevap değil mi, tam da Doctor Who’nun yapımcısına göre!

Kitapta sıkça rastlayacağınız Dalek’lerden de bahsederek Doktor’u sizinle baş başa bırakabilirim. Dalek ırkı, tamamı robotlardan oluşan ve galaksi üzerinde Dalek olmayan tüm varlıkları yok etmeyi amaçlayan bir ırktır. Aksine, Doctor’un yöntemi her zaman bilgelik ve hassasiyet üzerine kurulmuştur. Dalek’lerden bahsederken bazen Nazizm’e de gönderme yapıyor mu dediğiniz taraflar oluyor, olur, normal.

Dalek’leri gözünüzde canlandırmak isterseniz hayran olduğumuz bir başka eser Star Wars’a kafamızı çevirerek R2D2’ye bakabiliriz. Gerçi karakterler birbirlerine hiç benzemiyor olsalar da fiziksel benzerlikleri çok fazla. R2D2’yi çizen illüstratör Ralph McQuarrie hayatını kaybettiğinden DALEK ve R2D2 benzerliği konusunda merak edilenler maalesef sorulamadı. Üzerine teoriler zaman zaman atılacaktır, işin doğasında vardır. Doktor hakkında yaz yaz bitemez bakın, konu Star Wars’a kadar uzandı.

Doctor Who – 11 Doktor 11 Öykü/ Kolektif/ Çeviren: Emirhan Burak Aydın/ İthaki Yayınları/ 504 s.

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler