Anton Çehov'dan 'Seçilmiş Hikâyeler'

“Seçilmiş Hikâyeler”, Çehov’un bundan yüz elli yıl önce yazdığı ancak bugüne değin eskimeyen öykülerinden nitelikli bir seçki.

Yayınlanma: 14.10.2016 - 18:05
Abone Ol google-news

Çehov’u yeniden okumak…

Anton Çehov’un kısa öykülerinden bazılarını gençlik yıllarımda okumuş, birkaç oyununu da izlemiştim. Araya, Çehov’suz çok uzun zamanlar girdi. Daha sonra, birçok yerde birçok kez yinelendiğinden olsa gerek, Çehov deyince aklıma hep, “bir oyunda duvarda asılı bir tüfek varsa, o tüfek mutlaka patlar” mealindeki sözleri kaldı.

Çehov’un Seçilmiş Hikayeleri’ini Rusçadan çeviren değerli dostum Nuri Yıldırım 722 sayfalık kitabı bana gönderdiğinde, ilk düşüncem, kitaba şöyle bir göz atıp, sonra, geniş ve rahat bir zamanda okumak üzere sayıları her gün artan “okunacak kitaplar” arasına koymaktı. Ama nasıl olduysa oldu, evirip çevirirken kitaba daldığımı, kitabın kendisini bana okuttuğunu fark ettim. Kitabın ortalarına geldiğimde neredeyse yüz elli yıl önce yazılmış bu kısa öyküleri, bana heyecanla okutanın ne olduğu üzerine düşünmeye başladım.

Bulabildiğim yanıt; Çehov’un, konu, kurgu, kahraman yönünden son derece yalın öykülerindeki çarpıcı canlılık, yaşamı olduğu gibi süslemeden anlatma gücü oldu. Kitabın arka kapağında yer alan David Magarshack’a ait sözler bence de Çehov’u iyi özetliyor: “Çehov’u okurken, hayatın ta kendisini, tıpkı avuçlarınızda çırpınan bir kuş gibi tuttuğunuzu, ona dokunduğunuzu hissedersiniz.”

Anton Çehov’un eserleri, hiç kuşku yok ki birer klasik. Klasik sözcüğü, sanatta, edebiyatta, bilim ve siyasette ileri düzeyi temsil eden, türünün modeli olan, derine ulaşabilen, kendinden sonrakilere “çıta” koyan yapıtlar için, tek sözcükle anlatmak gerekirse, “eskimeyen” anlamında kullanılıyor. Çehov, kanımca klasikler arasına, “yalınlık içinde zenginlik” kapısından giren bir yazar.

Bir de çok içtenlikli. Belki de asıl gücü buradan, yaşamıyla yazdıkları arasında müthiş tutarlılıktan geliyor.

 

ESKİMEYEN KİTAP

Kırk dört yıllık yaşamına (1860-1904) onlarca öykü, oyun sığdırdı. Yazı ve mektupları ölümünden sonra otuz ciltte toplandı.

Toplumsal sorunlara duyarlı bir hekim ve yazar olarak birçok konuda öneri ve projeler geliştirdi. On dokuzuncu yüzyıl Rus toplumunun sorunlarını dile getirdi. En çok da sıradan insanın yaşamını yokluğa, yoksunluğa, acılara iten aptalca kural ve gelenekleri, günlük yaşamın içinden, somut insanı gören bir yerden eleştirdi.

Aleksandır Tikhonov’a gönderdiği mektupta yazarlık misyonunu şöyle formüle etti: “İnsanlara söylemek istediğim tüm şey dürüstçe şudur: ‘Kendinize bir dönüp bakınız ve hayatlarınızın ne kadar kötü ve sıkıcı olduklarını görünüz.’ Burada hayati olan şey insanların bunu anlamasıdır, bunu anladıklarında kendileri için çok daha iyi başka bir hayatı mutlaka arayacaklardır.”

Özetle Çehov, insanlığın evrensel sorunlarına sıradan insanın günlük yaşamı içinden seslenen, insana “kendi yaşamını değiştirme gücünün farkında ol” çağrısı yapan bir yazar olarak özel bir yere sahiptir. En uzun hikâyelerinden biri olan ‘Hayatım’ da, şöyle diyor: “Gerçekten yararlı olmak istiyorsan, alışılmış eylemlerin dar çemberinin dışına çık ve zaman kaybetmeden doğrudan kitleler üzerinde etkili olmaya çalış!” (s. 531)

İnsan Çehov’u okurken yaşamın hem korkunç hem de harikulade güzel bir şey olduğunu duyuyor.

Nuri Yıldırım, Seçilmiş Hikâyeler’i temiz, çeviri kokmayan, akıcı bir anlatımla dilimize kazandırmış. Bir yandan, motomot bir çevirinin iticiliğinden uzak durup rahat, zorlama olmayan bir Türkçeyle çevirirken bir yandan da dipnotlarla araya girerek sözcük ve kavramların orijinal anlam ve düz çevirilerini de okuyucunun bilgisine sunmuş.

Yüz elli yıl önce yazılmış eskimeyen bir kitap okumak isteyenlere önerilir…

 

Seçilmiş Hikâyeler / Anton Çehov /Çeviren: Nuri Yıldırım / Cem Yayınevi / 722 s.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler