Boğaziçi ekseninde seyredecek

Küratör Christov-Bakargiev, İstanbul'da yaşanan çarpık kentleşmeyle ilgili bir soruyu, ‘Buradaki binaların birçoğundan hiç keyif almıyorum. İnsanlar yerlerinden ediliyor. Estetik olarak midem bulanıyor’ dedi.

Yayınlanma: 11.09.2014 - 09:19
Abone Ol google-news

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

5 Eylül-1 Kasım 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 14. İstanbul Bienali, dün Kadıköy’deki Haldun Taner Sahnesi’nde düzenlenen bir buluşmayla tanıtıldı. Ücretsiz olarak gerçekleştirimlecek Bienalin, “Tuzlu Su: Düşünce Biçimleri Üzerine Teori” kavramsal çerçevesi kapsamında kentin farklı mekanlarına yayılacağı belirtildi. Koç Holding sponsorluğunda düzenlenecek Bienale çok sayıda kurum, kuruluş, uluslararası fon sağlayıcı ve fon kuruluşlarının da destek vereceği öğrenildi.

İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Genel Müdürü Görgün Taner ve İstanbul Bienali Direktörü Bige Örer’in de katıldıkları toplantıda, Bienal sergisini “şekillendirecek” olan küratör, eleştirmen ve sanat tarihçisi Carolyn Christov-Bakargiev, uluslararası sanat sergisinin 50’den fazla görsel sanatçının yeni işlerinin yanı sıra, aralarında denizbilimcilerin de bulunduğu farklı alanlardan profesyonellere yer vereceğini belirtti:

“Boğaziçi ekseninde şehrin geneline yayılan sergi, şiirsel ve siyasal olarak dünyayı şekillendiren ve dönüştüren, görünen ve görünmeyen farklı dalga sıklığı ve biçimlerini, su akıntıları ve yoğunluklarını ele alıyor. Sanatla ve sanat aracılığıyla yas tutuyor, hatırlıyor, kınıyor, iyileşmeye çalışıyoruz. Kendimizi formdan giderek zenginleşen yaşama yansıyan neşe ve canlılık ihtimaline adıyoruz.”

William Kentridge'in 'Gelgit Çizelgesi' adlı işi ve Füsun Onur'un geçen aylarda Arter'de izlenen 'Pembe Bot' adlı video yapıtının da izlendiği toplantıya yön veren, İtalyan yazar Nanni Balestrini'nin 2 yıl önce yayımladığı kısa romanı 'Carbonia' oldu.

Maden işçilerinin dünyasını, yazarın bir madenciyle yaptığı sohbete dayanarak, özgün bir yazım ve okuma tekniğiyle 'süreklilik' içinde aktaran yapıttan ilk ve son bölümler, başta Christov-Bakargiev olmak üzere, yazar Balestrini ve kitabın Türkiye'deki yayımcısı Otonom Yayıncılık'ten çevirmen Münevver Çelik tarafından seslendirildi.

Christov-Bakargiev, İstanbul'da yaşanan çılgın ve çarpık kentleşmeye tavrının ne olduğu ile ilgili bir soru üzerine şunları söyledi: "Bunun küresel bir sorun olduğunu teslim etmeliyim. Bunca yıkım, bunca inşaat için yapılıyor ve bu küresel sermaye trafiği ile ilgili bir şey. Buradaki binaların birçoğundan hiç keyif almıyorum. İnsanlar yerlerinden ediliyor. Amiyane tabirle estetik olarak midem bulanıyor.

Bulvarlar insanları birbirinden koparıyor, oysa ki eski fotoğraflar çok daha güzel bir İstanbul'u gösteriyor. İstanbul gerçekten yeniden yapılabilir, inşaat şirketleri de bunda çalışabilir.

Ama şunu hatırlatayım. İtalyan mimar D'Aronco, Sultan'ın davetiyle, Ziraat Fuarı Pavyonu inşaası için davet almıştı. O noktada yaşanan depreme karşın kendisi 16 yıl İstanbul'da kalmış ve kentte geriye kalan bu binaları yapmıştı. Bu binalar bir tür meydan okumaydı.

Bugün ise İstanbul hala o avangart kimliğine uyabilir, eski binaları yıkıp, yerine yenisini yapabilirsiniz. Bana kalsa gerçeküstücü biçimde küresel, ekolojik bir şehir inşa edebilmek üzere her şeyi yerle bir ederdim. Keşke yapılan o yeni binalar, güneş enerjili, dikey bahçeleri olan yapılar olabilse ama, heyhat!"

Bilgi: www.iksv.org/bienal


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler