Aile olmak nedir?

Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülünü alan Hirokazu Kore-Eda’nın Shoplifters’ı (Arakçılar/2018) bugün gösterime girdi. Aile, ebeveynlik, aidiyet, sevgi, kan bağı, dayanışma temalarını sorgulayan film en iyi yabancı film kategorisinde Japonya’dan Oscar adayı.

Yayınlanma: 18.01.2019 - 10:44
Abone Ol google-news

Japonya’nın en ünlü yönetmeni Hirokazu Kore-Eda, ustaları Yasujiro Ozu ile Mikio Naruse’nin yolundan yürüyor. İnsanın durumunu tanımlamak için Kore-Eda yaşamdaki küçük şeyleri, aile ilişkilerini, kan bağını, göçmenliği, evlat edinmeyi, rastlantıları, gereklilikleri anlatmayı yeğliyor. İzlenimci sinemacı küçük ayrıntıların,basit olayların, davranışların önemini vurgularken bunların bileşkesinde dünyada hem iyiliğin, iyilerin hem de kötülüğün, kötülerin varolduğunu belirtiyor. Yeryüzündeki her insan elinden geldiğince, becerebildiği ölçüde yaşamını sürdürüyor.

 

Tokyo’da, tek göz bir gecekondu da büyükanne (Kirin Kiki), baba Osamu (Lilly Franky), anne Nobuyo (Sakura Ando), Nobuyo’nun kızkardeşi Aki (Mayu Matsuoka), oğulları Shota (Jyo Kairi büyük bir uyum içerisinde yaşamaktadırlar. Shibata ailesi her ne kadar çekirdek bir aile gibi görünse de hiçbirinin kan bağı yoktur onları birbirine kenetleyen tek unsur suçtur. Shibata’lar az çalışıp çokça araklayan, hırsızlık yapan bir ailedir.

 

Baba Osamu inşaatta çalışır, Nobuyo yiyecek işindedir, Aki striptiz kulübünde bedenini sergiler, genç Shota babasıyla birlikte dükkanlara, marketlere girip gizlice ürün çalar. Büyükanne emekli maaşıyla eve katkıda bulunur. Hırsızlık yaptıktan sonra gece eve dönerken Osamu ve Shota binanın balkonunda saklanan Yuri’yi görürler. Küçük kız ürkektir, korkmuştur. Baba,oğul Yuri’yi alıp gecekondularına gelirler. Yuri çok sıskadır, bedeni yaralarla kaplıdır. Aile içi şiddete maruz kalan Yuri’ye herkes acır, üç yaşındaki kıza sahip çıkar. Yuri, Shibata’larla birlikte yaşamaya başlar, bu benzersiz ailenin sıradışı dinamiklerini öğrenir.

 

Hirokazu Kore-Eda, Arakçılar’da aile olmayı, ebeveynliği, sevgiyi, ergenliği, yetişkinliği, cinselliği, dayanışmayı minimalist, şiirsel anlatımıyla betimler. Duygu sömürüsü yapmadan, melodrama kaçmadan özgün diliyle Izleyiciyi etkiler, duygulandırır, düşündürür. “Normal aile diye birşey yoktur. Toplumun baskısıyla çoğunluk mükemmel aile olmaya çalışır. Mükemmel aile idealiyle gerçek aile arasında uçurum vardır. Aile, durağan, hareketsiz bir olgu değildir. Canlı bir organizma gibi sürekli devinir. Benim ilgimi çeken bu devinim oldu “ diyor Hirokazu Kore-Eda.

 

 

Son yıllarda yaptığı araştırmalar ışığında yönetmen Japonya’da emekli maaşı hırsızlığının iyice arttığını, çok sayıda insanın ebeveynlerinin vefatını saklayarak onların emekli maaşlarını almayı sürdürdüklerini, bir çok ebeveynin çocuklarına hırsızlık yapmayı, çaldıkları malları yeniden satmayı öğrettiğini, bu paralarla faturalarını ödediklerini saptamış. Salt çocuk doğurmakla anne, baba, ebeveyn olunamayacağının altını da çizen Kore-Eda, filmlerinde genellikle toplumun en küçük birimi aileyi anlatıyor.

 

Nobody Knows’ta (2004) ergenler yetişkinlere yol gösteriyorlar, rehberlik ediyorlar. Anne babası boşanan iki erkek kardeş aileleri yerine tek başlarına yaşamayı, dünyayı seçiyorlar. Yeni filmi The Truth’da Catherine Deneuve, Juliette Binoche, Ethan Hawke ile çalışacak olan yönetmen anne-kız ilişkisine odaklanıyor.

 

Hirokazu Kore-Eda’nın yalın vizyonuyla gerçek sevgi, küçük anlar, parlak gelecek beklemeksizin yaşam akıp gidiyor, günler, aylar, yıllar hızla geçiyor. Hirokazu Kore-Eda’nın yazıp yönettiği, Lilly Franky, Sakura Ando, Kirin Kiki, Mayu Matsuoka, Jyo Kairi, Miyu Sasaki’nin oynadığı, Cannes Altın Palmiye ödüllü, en iyi yabancı film Oscar adayı The Shoplifters (Arakçılar/ 2018) bugün gösterime girdi.

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler