Tanzimat Dönemi ve İstanbul’da Liszt konuşuldu

Notre de Dame Sion’un (NDS) İFEA işbirliğiyle hazırladığı “Tanzimat Karşısında Yazarlar ve Sanatçılar: Estetik ve İdeolojik Tartışmalar” konulu uluslararası ve disiplinlerarası kolokyum 15-16 Mart günleri Paris, CNRS’den Sarga Moussa ve Nicolas Dufetel’in danışmanlığı ve moderatörlüğünde NDS’de yapıldı.

Yayınlanma: 19.03.2019 - 17:15
Abone Ol google-news

Girişini Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul/Collège de France öğretim üyesi Edhem Eldem’in yaptığı kolokyumda 1830’lu yıllardan Birinci Dünya Savaşı’na dek Osmanlı İmparatorluğu’na seyahat etmiş yazar ve özellikle de ressam ve müzisyen sanatçıların değişim içindeki Osmanlı ve Avrupa’yanasıl tepki verdikleri sorusu « Liszt, Doğu’dan İzdüşümler » sergisi vesilesiyle tarih, edebiyat, resim, müzik, sanat ve mimarlık tarihi alanından gelenlerle ele alındı.

Eldem, Tanzimat’ın siyasi ve toplumsal bağlamını ortaya koyan giriş konuşmasına, “Kolokyumun vesilesi olan Franz Liszt, 1847 yılında İstanbul’a, -çağdaşları için Konstantinopolis- geldi; bu birçok kez olduğu gibi Osmanlı seçkinlerinin çok açık bir şekilde, Avrupa’dan doğrudan esinlenen moderniteye ilişkin norm ve şekilleri açıkça benimsediği bir atmosferde gerçekleşti. Liszt bana diğerlerinin yanı sıra, Tanzimat dönemine ilişkin boşlukları, zayıflıkları, tarih yazımındaki çarpıtmaları tartışma olanağı da sağladı -ki Tanzimat çağdaş Osmanlı tarihinin en iyi bilinen dönemi olarak kabul edilmektedir.” diyerek başladı.

Devletin ve Osmanlı seçkinlerinin Batılılaşma arzusu ile Avrupa’ya tam üyelik için katılmaya davet edilmesi, öte yandan bu birleşme ile büyük güçlerin siyasetten ekonomiye, maliyeden iç siyasete kadar neredeyse tüm alanlarda müdahale ve karışması yolunu açılması çelişkisine dikkat çekti. Eldem, bu çelişkinin başlıca sakıncasını, “Gülhane Hatt-ı Hümayunu’nun 1839’da ilânını takip eden on beş yıl boyunca, lâyık olduğu önem ve dikkati hâlâ daha görmemesi” olarak açıkladı.

Kolokyumun, bu pek incelenmemiş dönemi tanımak ve anlamak için bir fırsat olarak addeden Eldem, “Liszt’in ziyareti bu unutuluşu hatırlamak ve araştırmacıları daha sıklıkla ve daha sistematik bir biçimde bu olağanüstü dönemi incelemeleri için davet” olarak değerlendirdi. Kolokyum boyunca da tarih bilimci algısıyla, belgelerin gerçek olmasının yetmediğini dönem içinde doğru yere konmasının kolay bir iş olmadığını hatırlattı.

Kolokyumda, Dufetel’in “Alfred Roland’ın (1845-46) Kırk Dağlı Şarkıcısının Osmanlı Serüveni”; Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Nurmelek Demir’in “Türk Modernleşmesinin Bir Manifestosu: Mustafa Fazıl’ın Sultan Abdülaziz’e Mektubu (1866)”; CNRS’den Christophe Corbier’in “Coulanges’dan Pernot’ya Sakız Adası’ndaki Fransız Gezginler” gibi belgelere dayanan sunumlar yapıldı. Macar türkolog Géza Dávid da ana dili gibi Türkçe yaptığı sunumla Liszt’in İstanbul’a gelişini yorumladı. Geç Osmanlı mimarisine dair sunumla katılan New Jersey Teknoloji Enstitüsü’den Zeynep Çelik, “Herkesin evinde hazırladıkları burada paylaşıldı ve diyalog kuruldu.” diyerek altı aylık bir çalışmayla iyi hazırlanan sergi ve kolokyumda sunulan taze sayılabilecek belgelerin heyecan verici olduğunu belirtti.

Kolokyuma “Müzik Karşısında 19. Yüzyıl Türk Yazarları” üzerine sunumla katılan, Paris, INALCO Türkdili ve Edebiyatı Direktörü Timur Muhidine de, “İlk olarak müzik ile ilgili araştırmaları dinlemek pek ilgimi çekmedi. Çünkü ben edebiyat üzerine çalışıyorum müzik başka bir alan. Yavaş yavaş keşfettim ki, aslında son dönem edebiyatı için müzik çok önemli, öne çıkan bir konu.” sözleriyle etkinliği değerlendirdi.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler