İçinden müzik geçen işler yapıyorum

Tolga Akyıldız “%100 Açık Sahne” fikri ile iyi müzik yaptığı halde seyircisiyle buluşamayan, müzik mekanlarından yeterli destediği bulamayan çok sayıda yeni gruba sahne sağlıyor.

Yayınlanma: 09.11.2014 - 18:29
Abone Ol google-news


Tolga Akyıldız  “%100 Açık Sahne” fikri ile iyi müzik yaptığı halde seyircisiyle buluşamayan, müzik mekanlarından yeterli destediği bulamayan çok sayıda yeni gruba sahne sağlıyor. Yalnızca sahne de değil, etkinliğe bu grupları ve ünlü müzisyenleri de davet ediyor. Sonuç iyi müzik, genç yetenekleri keşfetmek ve özel performanslarla dolu festival gibi bir gece. Bu gece için en yakın tarih ise 15 Kasım'da garajistanbul

- “Tolga Akyıldız'la %100 Açık Sahne”nin amacı ve hedefi ortada ama sizden dinleyelim bir de?

İyi müzik yaptığı halde seyircisiyle buluşamayan çok sayıda yeni grup var.  Konser yapmak yeni gruplar için çok zor. Canlı müzik mekanları da isimsiz gruplara şans tanıma riskine nadiren giriyor. “Ben ne yapabilirim?” diye düşündüm ve “%100 Açık Sahne” fikrini geliştirdim. Desteklenmesi gerektiğini düşündüğüm yeni grup ve müzisyenleri davet ediyorum öncelikle. Daha sonra da onları daha geniş kitlelerle buluşturacak ünlü müzisyenleri… Sahnemizde; bir gecede 15’i aşkın performans oluyor. Festival tadı yakalıyoruz. %100 Açık Sahne’ye gelen yeni gruplar böylece hak ettiği izleyiciye kavuşmuş oluyor. Geçen yıl üç etkinlik gerçekleştirdik. Bu yıl garajistanbul’da sezonu açıyoruz. Devamı da gelecek. %100 Açık Sahne’nin bir diğer özelliği de ünlü, ünsüz tüm iyi müzisyenlerin başka yerde göremeyeceğiniz özel performanslarına tanıklık fırsatı sunması. Akustik performanslar, özel düetler, doğaçlama eşlikler, proje grupları derken klişe değil gerçek anlamda “hem göze, hem kulağa hitap eden” performanslar çıkıyor ortaya. Gelenlerden en çok duyduğum iki cümle şöyle: “Uzun zamandır bu kadar eğlenmemiştik” ve “İyi ki gelmişiz, kaçıracakmışız yoksa”…

-Bu anlamda ciddi bir misyon üstleniyorsunuz ve de iyi müzik yapma iddiasındaki gençler için de Don Kişot'luk yaptığınız...

Bu tarz fikirlerin Don Kişot’luk haline gelmesi üzücü aslında. Yirmibeş yıllık deneyimden sonra bu gibi projeleri misyonum olarak görüyorum. Açıkçası önemli olan da genç grupları sahneye çıkarmak değil onları daha çok izlenir kılmak için ünlü ağabey ve ablalarını da aynı sahneye çıkmaya ikna etmek. Bunu başardığıma ve fayda sağladığıma seviniyorum. Bana inanan mekanlara, müzisyenlere ve tüm destekçilere teşekkür borçluyum.

-Açık Sahne'de daha önce Hayko Cepkin, Koray Candemir, Melis Danişmend, Aylin Aslım, Can Bonomo, Keremcem, Redd, Erdem Yener, Kargo, Ogün Sanlısoy, maNga, Harun Tekin, Gripin, Kolpa, Aydilge, Özge Fışkın, Bora Duran, Tuna Kiremitçi, İrem Derici, Esin İris, Ayça Varlıer, Sattas, Rashit, Ege Çubukçu, Multitap ve Bedük gibi isimleri de ağırladınız.

Daha da fazlası var aslında… Dediğim gibi hepsi gönülle geldiler ve projeye destek oldular. Yine çağır yine geliriz diyorlar. Herkes çok eğleniyor %100 Açık Sahne’lerde… Uzun süre görüşmemiş dostlar buluşuyor, muhabbetler ediliyor; Müzisyenler için de izleyiciler için de böyle bu…

-Bu arada müzik yazarlığı Türkiye'de tam oturmamış bir kulvar. Nedir işin aslı?

Ben kendimi hiçbir zaman müzik yazarlığı çerçevesi içinde görmedim. Müzik eksenli yazılar yazıyorum ve sektörün içinde biriyim. Belki benim için müzik sektörü yazarı demek daha doğru. Ama müzisyenlerle ilgili magazin yazanlarla derdi müzik olan yazarları da ayırmak lazım.

- Müzik sektörü ne alemde? Aslında müzik ile sektör belki de pek yan yana gelmemeli ama bizde durum bu. Popüler kültürü uzantısında ve güdümünde bir müzik anlayışı hakim. Bu iyi müziğin önünde ciddi bir engel mi?

Eğer popüler müzik varsa ticareti de vardır. Gocunacak bir şey yok. Keşke “sektör” olabilseydi diyeceğim. O zaman her rüzgarda bu kadar ağır darbeler almaz, torna tezgahından çıkmış işlere bel bağlamazdı Türkiye pop müziği. Sektör yazarıyım derken de ülkedeki müzikal ticari ilişkilerin sektörleşmesi yolunda fikir ve kalem oynatan biriyim demek istiyorum. İyi müzik ayrı bir konu. Önemli olan bir ülkede hangi şarkının “iyi” bulunup popüler olduğu. Sizin kültür çıtanızı maalesef bu belirliyor.

-Bir de müzik yazarları derneği kurma çabalarınız vardı?

Tam üstüne bastı! Biraz önce sözünü ettiğim ayrımın daha iyi yapılması için çalışmalar yapıyoruz. Geçen yıl “Müzik Yazarlarının Seçkisiyle 2013’ün En İyileri” albümünü yaptık. Senin de içinde olduğun birçok yazarın bir araya gelmesine vesile olduğum, albümün prodüktörü olduğum için gurur duyuyorum. Albüm projeleri devam edecek. Şimdi bir platformuz belki ama dernekleşmek de hedeflerimizden biri.

- İlk kitabınız.“Özür Dilerim Çok Sevdim” hayata karşı aşkı siper alan ve anlatımı güzel, derdini anlatan bir kitaptı. Var mı yeni serüvenler?

Çok yakında ikinci öykü kitabım çıkacak. Ayrıca önümüzdeki yıl müzisyenler için demosundan kaydına, hukuki süreçlerinden, konserine, menajerliğine, pr’ına, sosyal medyasına, kariyer yönetimine kadar rehberlik edeceğini umduğum bir başucu kitabı yazmayı hedefliyorum.

-Yeri gelmişken, son olarak Müzikmentor'den bahsedelim. 

Şirketim Müzikmentor’un üç ana faaliyet alanı var. İlki müzisyenlere 360 derece hizmet veren bir akıl hocalığı ve süreç yönetimi fonksiyonu. Yazacağım kitapta anlatacaklarımı bire bir deneyimliyoruz çalıştığım müzisyenlerle. İkincisi, müziği pazarlama eksenlerinde gören markalara özel projeler üreten bir birim. Üçüncüsü de müzik şirketleri ile çözüm ortağı olarak çalışan proje ve sanatçı bazlı bir sistematik. İçinden müzik geçen işler yapıyorum. Müzikle ilgili iş yapmak isteyenlerin hayatını kolaylaştırıyorum.

,


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler