Özdemir Erdoğan: 'Esas Cem Yılmaz'la Fatih Terim'in dokunulmazlığı kaldırılmalı'

23. İstanbul Caz Festivali’nin ‘Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne değer görülen, Türk hafif müziği ve cazının en emektar isimlerinden usta müzisyen Özdemir Erdoğan “Türkiye her bakımdan teksesli’ diyor.

Yayınlanma: 24.06.2016 - 11:03
Abone Ol google-news

23. İstanbul Caz Festivali’nin Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne Türk hafif müziği ve cazının en emektar isimlerinden usta müzisyen Özdemir Erdoğan değer görüldü. 

 
Özdemir Erdoğan, ‘Sevdim Seni Bir Kere’, ‘İkinci Bahar’, ‘Baharda Kuşlar Gibi’, ‘Küçük Bir Aşk Masalı’, ‘Paranın Ne Önemi Var’, ‘Keman Öğretmeni’ gibi onlarca şarkıyı yorumuyla birçok nesile sevdirdi. 2014 yılında arşivlerde mutlaka bulunması gereken Türkiye Caz Tarihinde Işıksız Kalanlar adlı albümünü yayınladı. 46 yıldır beste yapan ve şarkı söyleyen Erdoğan’a 1998’de T.C. Devlet Sanatçısı unvanı verildi.
 
Festival kapsamında “Özdemir Erdoğan ile bir Caz Akşamı” 12 Temmuz Salı günü saat 21.00’de İstanbul Erkek Lisesi Bahçesi’nde nostalji dolu bir akşam yaşatacak.
 
17 Haziran doğum günü olan Erdoğan’la ertesi gün yeni yaşında buluştuk. 
 
*Yeni yaşınızı kutluyorum. 77 yıllık şu hayatınıza bakınca neler görüyorsunuz?
 
Durduğum yerden çok mutluyum. Geçmişe bağlı yaşamaktan hoşlanmam. Yaptığım işlerin 50 sene sonra hala internette çok dinlenmesi hoşuma gidiyor. “Bana Ellerini Ver” adlı parçamın binlerce kez tıklanması, dinlenmesi... Son iki-üç sene içinde dizilerde toplam 120 kez şarkım çalınmış. Rekor “Bana Ellerini Ver” adlı parçamda. 
 
Üstelik tanıtımım da yok. Ben adada yaşayan biri gibi şişelerin içine koyuyorum bestelerimi ve atıyorum denize, kim bulursa artık... Hayatım boyunca böyle yaptım, bundan da keyif alıyorum. 
 
Genç nesil internetle beni yeniden keşfetti...
 
*Kariyerinizdeki ‘İkinci Bahar’ mı yoksa bir dijital bahar mı bu? 
 
İkinci baharımı kanseri yendikten sonra tekrar sanatla buluşunca yaşadım. Deniz kenarında iki evim var. Hayatımda bir gün bile yarım saat güneş altında yatmadım çünkü sıkıntı duyarım. Müzik benim hobim ve hobimden para 
kazanıyorum. Kazandığım paraları gitarlara, vb. çalgılara yatıran biriyim. 
 
Sosyal hayattan hiç hoşlanmam. 
 
* Müzik eleştirmenleri sizin çok iyi bir caz gitaristi olduğunuzu ancak bunun üzerine gitmediğinizi söylüyorlar, siz ne dersiniz?
 
Bu ülkede beş kişilik bir aileyi caz çalarak geçindiremezsiniz. O yüzden daha çok hafif müzik, düzenlemeler, vs. yaparak hayatımı kazandım. Caz çalacak mekan da yok ki.. Dinleyen de çok az. Cazda ancak çalınarak ilerlenebilir, bizim caz çalacak mekanımız bile yok. Caz bakımından da fakir ülkeyiz. Her bakımdan kültür-sanat açısından da fakiriz. Binlerce yıl teksesli bir hayatı yaşayıp tek sesin peşinden gitmişiz. Şimdi birden bire çoksesliliğin içine girmek de kolay değil..
 
*Bugün teksesli miyiz?
 
Evet, bugün de teksesliliğin emareleri yankılanmaya devam ediyor. Yönetim açısından da yaşam açısından da her bakımdan teksesliyiz. Çok yanlış yapıyoruz çok zaman kaybediyoruz. 
Müzikte disonans diye bir şey var; aykırı seslerin biraraya gelmesiyle oluşur. İçinde çok aykırılıklar vardır. Ne sosyal hayatımızda ne de müzik hayatımızda bu disonanslar kullanılmıyor, aykırı sesler çıkmıyor, aykırılık düşmanlık gibi algılanıyor. Bu sorunumuz. Çağdaş dünyada kendimize iyi bir yer bulabilmek için aykırı seslere yer vermek lazım.
 
*Öyleyse Türkiye’de ‘Saray’ müziği mi çalınıyor yoksa halk müziği mi?
 
Saray geleneğinden geliyoruz. Bizim geleneğimizde daima çok güçlü bir adam, önderler, hakanlar, padişahlar vardır. Tek kişinin ağzına bakıyordur her şey. 
Mesela Bülent Ersoy, Nişantaşı’nda kuyumcu kapatıyorsa, seyircisini azarlıyorsa bunu halk yaptı. Adam yüzde 52 oy aldı, halk bunu yapınca Özdemir Erdoğan ne yapsın? Halk seviyorum diyor, halkın karakteri böyle bir karakter. Halklar laik oldukları şekilde idare edilir. Bugün ulu hakanlardan, padişahlardan bir türlü demokratik ortama geçemedik. 
 
* Türkiye bugün detone mi?
 
Evet. Çokseslilik ve özgürlük ortamımız maalesef bugün sınıfta kalmış vaziyette. Eleştirilere karşı açık olmamız lazım. Bu sorulara cevap vermemiz lazım. Demogojiyle değil!
 
 ‘Muhalif şarkılarım tutmadı’
 
*Festival ödülünü geç verilmiş bir ödül olarak görüyor musunuz?
 
Geç verilmiş bir ödül. İKSV’nin böyle bir bilince varıp geç de olsa Özdemir Erdoğan’a böyle bir ödül vermesi onlar adına çok önemli bir şey. Elbette böyle yıllarını müziğe vermiş bir müzisyenin hatırlanması bile ülkem adına ve İKSV adına önemli bir aşamadır, o bakımdan kendilerini tebrik ediyorum.
 
*Sizin şarkılarınızın tutmasının nedeni söz ve müzikteki naiflik mi?
 
İkizler burcuyum. İkizler burcunun iki tarafı vardır. Hem romantik hem de eleştirel bir tarafım var. Aslında son derece eleştirel, muhalif şarkılarım da var ama o şarkılar pek popüler olmadı Türkiye’de. Romantik şarkılar tuttu.
 
*Demek ki romantizme ihtiyacımız var...
 
Sezen’in (Aksu) dediği gibi yaşanmamış yıllarımız var. Türkiye’nin daha yaşamadığı romantizmler var... Bir yılbaşı gecesi ev boştu, arkadaşımı getirdim. Annem babam sıkılıp eve erken dönünce beni kovdular. Karlı kış günü Maltepe istasyonunda sabaha kadar bekledik. Ben sevdiğim kızın elini tutsam 6 ay idare ederdim (gülüyor) bizim romantizmimiz böyle bir romantizm. 
 
*Sevgililerinizin her gün elini tutsaydınız belki bu şarkılar olmayacaktı ya da her gün elini tutsaydınız o zaman bu şarkılar tutmayacaktı...
 
(gülüyor) Şarkılarımdaki bu romantizm bunun için, el ele tutuşmayı teşvik ediyor. 
 
*Artık el ele tutuşmanın ötesine teşvik eden şarkılara da ihtiyacımız yok mu?
 
Var var, Rihanna’nın work, work gibi... (gülüyor)
 
*Sahi bizde neden Rihanna gibi dünya yıldızı isimler çıkmıyor?
 
Yeni isimler çıkmıyor, çünkü medya hep birtakım isimlere odaklanıyor. Cem Yılmaz’ın filmlerine gidiyorum merakla bakıyorum ama bir çocuk filmi gibi... Sorsan herkes “Cem Yılmaz hep çok komik” derler, hep mi komik? Cem Yılmaz’ın medya ile arasında ‘tamamen duygusal’ bir ilişki mi var anlamadım ki! Medya, Cem Yılmaz ve Fatih Terim gibi bazı kişileri dokunulmaz, ilah haline getiriyor.
 
*Öyleyse Cem Yılmaz ile Fatih Terim’in dokunulmazlığı kaldırılmalı mı?
 
Evet, esas Cem Yılmaz’la Fatih Terim’in dokunulmazlığı kaldırılmalı! Ben Yılmaz ile Terim’e karşı değilim, bu kadar abartılmalarına, yüceltilmelerine karşıyım. Bu dokunulmazlığı medya ve halk kaldırmalı.
 

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler