Marimba ve Vibrafon sanatçısı Lerzan Tuncer: Sanatçı duruşu farkındalık yaratmalı

Vurma Çalgılar alanında başarılı performanslarıyla yurtdışında müzik dünyasının takdir edilen ismi Marimba ve Vibrafon sanatçımız Lerzan Tuncer ile sanat yaşamı ve hayat üzerine konuştuk.

Yayınlanma: 08.03.2017 - 16:43
Abone Ol google-news

Sevgili Tuncer dilerseniz önce okuyucularımıza Marimba ve Vibrafon çalgılarını tanıtarak başlayalım.Marimba kaynaklarda hep Afrika kökenli bir çalgı olarak bilinir. Ancak Meksika çalgısı olduğu çok da söylenmez. Sizden dinleyelim mi çalgınızı ?

Vurmalı Çalgıların pek çoğu Afrika kökenli olduğu için Marimba da böyle biliniyor.Marimba 150 yıllık bir geçmişe sahip. Kökeni Kromatik Marimba olarak Güney Meksika ve Kuzey Guatemala daki Marimba’dan türemiş. Diatonik Marimbanın atası Afrikalı köleler tarafından Orta Amerika’da yeniden inşa edilmiş. Afrikalı köleler tarafından bu çalgının seslendiriliyor olması nedeniyle sanırım Afrika kökenli çalgı olarak biliniyor.

Siz hem Marimba hem de Vibrafon sanatçısısınız. Peki Vibrafon için neler söylemek istersiniz ?

Vibrafon da aynı aileden. Vurma Çalgılar ailesinin bir üyesi.Her iki çalgının da birbirine çok benzeyen özellikleri var. Ancak Vibrafon’u daha çok caz müziğinde görüyoruz. Materyal olarak tuşları arasında farklılıklar var. Marimba da daha çok ağaç ,özellikle gül ağacı kullanılır. Akustik bir çalgıdır Marimba. Sadece alttaki rezonanslar sayesinde titreşimler elde edilir. Vibrafon ise daha çok metal bir yapıdan elde edilir.Tuşları metalden yapılmıştır. Daha metalik ve daha ince bir sesi vardır. Piyanodaki gibi pedalı vardır. Sesi daha çok uzatmasına imkan sağlar.1921 yılında ilk kez Amerika Birleşik Devletler ‘in de bir fabrikada yapılmış.

Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarında başladığınız eğitiminize İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarında devam ettiniz. Lisans ve Yüksek lisansınızı burada tamamladınız. Çeşitli oda orkestralarıyla çaldınız, workshoplara katıldınız. Günümüze dönersek şu an İsviçre Zürih’tesiniz ve çalışmalarınızı burada sürdürüyorsunuz.

Evet. Zürih Üniversitesi’nde Raphael Christian ile çalışıyorum.

Dilerseniz biraz İsviçre Müzik Yaşamınızdan söz edelim.
Ben yüksek lisansım bittikten sonra Marimbada iyi bir eğitim alabilmek ve solistlik anlamında gelişebilmek için yurtdışına gitmeye karar verdim.İlk gittiğim yer İsviçre oldu. Aklımda olan ilk yer Hollanda’ydı aslında. Hollanda kendi teknikleri olan ,vurma çalgılar konusunda gelişmiş bir ülke. Daha çok oraya odaklanmışken bir arkadaşımla sohpet sırasında planlarımı anlatırken İsviçre’de yaşayan müzisyen bir arkadaşım Neden İsviçre’ye gelmiyorsun diye sordu. İsviçre hep bana iklim olarak soğuk gelirdi. Ancak keşif olarak ilk gittiğimde Raphael Christian ile tanıştım.

Raphael Christian ile ikilisiniz. Basında ikili olarak çıktığınız haberler, konserler yer alıyor. İkili olarak çalışmalarınızdan bahseder misiniz ?

Raphael Christian birlikte çalmaktan gurur duyduğum bir solist. Kendisi de İsviçre’ nin en önde gelen ve kabul edilen Marimba sanatçısı .İkili olarak çalışmalarımızı sorarsanız eğer bu alışverişin yani birlikte üretebilmenin olabilmesi için, güzel projelere imza atabilmeniz için elbette önce heyecan duymanız gerekli. Aynı frekansları paylaşıyor olmanız gerekli. Belirli kariyere sahip her sanatçı temel özellikleri barındırır.

Temel özellikler dediniz. Sanatçıda olması gereken özellikler daha mı farklı? Ya da sizce neler bunlar diyelim.
Evet. Ben böyle düşünüyorum. Duyarlılık bunlardan biridir. Sanatçı önce çevresine ,kendisine dostlarına,arkadaşlarına kısacası aurasındi herşeye duyarlı olabilmeli. İşini tutkuyla yapabilmeli. Aşkla. Çalışkanlık sanatçının en önemli kitabı olmalı. Duruşunuz farkındalık yaratmalı, çevrenizi diğer kişilerden daha başka bir gözle görmeniz gerekli. Adeta bir misyonu yerine getiriyormuşçasına sanatınızı sergileyebilmelisiniz.

Kendiniz ve sanatınızla ilgili kısacık bir ifade de bulunsanız ne söylersiniz ?

Dünyanın herhangi bir yerinde iyi etki yaratacak bir proje varsa, beklentisiz bir şekilde bu oluşumun içinde yer alırım. Sanat ve tutku böyle işler.

Dünyada Marimba ustası ya da ustaları aklınıza ilk gelen isimler kimler ?

Japonya’ da Marimba’ nin en önemli ustalarından biri Keiko Abe’ dir. Ustaların ustası ve hocaların hocası diyebiliriz. Bugün dünyada Marimba ile kullanılan 3 temel teknik var. Bunlar çok yaygın bir biçimde kullanılır. Bu tekniklerden Keiko Abe’ nin “Tradition” olarak adlandırılan tekniğidir. Diğerleri de Gary Burton ve Stevans tekniğidir.

2013 yılında İzmir Yaşar Üniversitesi’nde Marimba ve Vibrafon bölümünün açılmasına da katkı sağladınız değil mi ?
Evet. Bu benim hayallerimden biriydi. Kendi alanımla ilgili farkettiğim bir eksiklik vardı. Çünkü Konservatuarda vurma çalgılar bölümüne alındığınız zaman orkestralara yönelik yetiştiriliyorsunuz.Opera ve orkestralarda çalmak üzere. Bütün vurma çalgıları bilmeniz ve öğrenmeniz gerekiyor. Timpani, trampet, perküsyon ve son yıllarda ortaya çıkan marimba. Ancak virtüözite seviyesinde çalabilmeniz için uzmanlaşmanız gerekiyor.İstediğiniz kadar yetenekli olun bir günde matematiksel olarak 4 çalgıya zaman ayıramazsınız. Yurt dışında orkestraya solist alacakları zaman sadece “ timpanist” alacağız diye duyuruluyor. Hatta timpanide şu tekniği kullanan kişi tercih edilecektir diye ekliyorlar. Detaylarla ayrıştırıyorlar. Bizde ne yazık ki böyle bir şey yok “Vurma Çalgılar” kadrosu deniliyor. Ve her çalgıdan biraz çalmanız bekleniyor.Uzmanlık beklenmiyor. Oysaki Marimba diğer çalgılar arasında solistlik karektere sahip bir çalgı. Bir piyano ve keman gibi tek başına seslendirilecek bir çalgı. Bu nedenle de virtüözite eğitimi gerektirecek bir çalgı.
Son söz olarak sohpetimizde ne söylemek istersiniz ?
Her zaman bir vatandaş ve Atatürk genci olarak kendim ve ülkem adına ne yapabilirim diye soruyorum. Hangi alan, hangi iş, meslek olursa olsun herkes yaptığı işin en iyisini yapabilse ülkemizde pek çok şey de yerli yerine oturacaktır diye düşünüyorum. Buna inanarak yaşamaya çalışıyorum.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler