Philip Glass’a armağan

Borusan Filarmoni Orkestrası, İstanbul Müzik Festivali kapsamında “Yaşam Boyu Başarı Ödülü’yle onurlandırılan Philip Glass’ın “11. Senfoni” bestesinin Türkiye prömiyerini yaptı.

Yayınlanma: 19.06.2017 - 20:58
Abone Ol google-news

Sascha Goetzel yönetiminde Borusan Filarmoni Orkestrası, bu yıl 80. yaşına giren festivalin “Yaşam Boyu Başarı Ödülü’yle onurlandırılan Philip Glass’ın “11. Senfoni” bestesinin Türkiye prömiyerini yaptı ve “Keman ve Viyolonsel İçin İkili Konçerto” başlıklı yapıtında Norveçli kardeşler keman virtüözü Mari ve çellist Håkon Samuelsen’e eşlik etti.

Konsere doğru...

Aya İrini’deki konserin öncesinde, İstanbul Müzik Festivali’nin “Konsere Doğru Konuşmalar” etkinlikleri çerçevesinde, Aykut Köksal’ın yaptığı “Modernizm Sonrası ve Müzik: Yinelemenin Dayanılmaz Cazibesi” başlıklı disiplinler arası çerçevede gerçekleştirdiği konuşma vardı.

Köksal, 20. yüzyıl başlarında, mimarlık, plastik sanatlar ve müzik disiplinlerinde modernist paradigmanın nasıl ortaya çıktığını ve bu paradigmanın hangi temel ilkelere dayandığını anlatan konuşmasında özellikle II. Viyana Okulu bestecilerinin modernist üretimleri üzerinde durdu. 1960’lara gelindiğinde modernizmin nasıl tıkanmaya uğradığını örnekler vererek anlatan Köksal, bu tıkanmaya yanıtın, 1960’lar sonunda, post-modernizmin temsilcisi olan besteciler tarafından verildiğini belirtti.

Müzikte post-modernizmin üç farklı eğilimde ortaya çıktığını, bunların tarihsel seçmecilik, yöreselcilik ve minimalizm olduğunu söyleyen Köksal, “Aralarında Philip Glass’ın da yer aldığı minimalist bestecilerin ‘yineleme’ teknikleri yapıtın algısını kolaylaştırdı, böylece müziği daha geniş kitlelerle buluşturma gibi bir işlev taşıdı” diyerek dinleyicileri bilgilendirdi.

Köksal, İstanbul Müzik Festivali, Bruckner-Linz ve Queensland Senfoni orkestralarının ortak siparişi olan Glass’ın son çalışmalarından, 2016 tarihli, üç bölümden oluşan 11. Senfoni izlenimlerini ise, “Kimi yerlerde yavaşlasa da baştan sona belirli bir ritmi koruyarak, coşkulu bir bitişe doğru ilerleyen 11. Senfoni ile Glass, 1970’lerden bugüne istikrarlı bir biçimde sürdürdüğü minimalist tekniğin artık klasikleşmiş bir örneğini verdi.

Glass, 11. Senfoni için, “Oldukça serbest bir yapısı var. Dümdüz çalındığında bile ortaya yeterince müzik çıkar. Son yıllardaki çalışmalarımda olduğu gibi, bu senfoniyi dinlerken de en iyisi, kendinizi müziğin akışına bırakıp dikkatinizi olabildiğince vermeye çalışmanızdır’ diyor” sözleriyle ifade etti.

Dinleyiciler arpej zengini 11. Senfoni’nin Türkiye prömiyerini Goetzel ve BİFO’nun üstün tekniği, müzikal renkleri, yorum gücü ile Philip Glass’a armağan olarak alkışladılar. Glass’ın ikinci eseri ile Handel’in Halvorsen düzenlemesi olan “Passacaglia” bis parçası ayakta alkışlandı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler