Oğuz Atay’sız 40 yıl

Bir elin parmaklarını geçmeyen eserleriyle edebiyatımızda derin izler bıraktı Oğuz Atay. Ölümünün 40. yılında ‘Tutunamayanlar’ın yazarı Oğuz Atay’ı edebiyat dünyasına sorduk.

Yayınlanma: 12.12.2017 - 20:48
Abone Ol google-news

Edebiyatımızın erken kayıplarından Oğuz Atay. Beyin tümörü yüzünden henüz 43 yaşında hayata veda eden yazar geride az sayıda ama etkisi ölçülemeyecek denli büyük eser bıraktı. Onu tutkuyla seven sayısız okurun yanı sıra kendinden sonra gelen hemen tüm yazar kuşaklarını derinden etkiledi. İlk romanı “Tutunamayanlar”ı 1972 yılında yayımlayan ve bundan 5 yıl gibi kısa bir süre sonra hayata veda eden Atay’ın bugün ölümünün 40. yıldönümü. Biz de bu vesileyle, Türkçenin bu unutulmaz kalemini yazarlara soralım ve onların cümleleriyle analım dedik.

Selim İleri

Her şeyden önce sonsuz özlediğim bir dost onun yanı sıra eserlerini de yeniden ve yeniden okuduğum, çağdaş edebiyatımızın çok önemli bir yazarı. Özellikle “Oyunlarla Yaşayanlar” adlı eşsiz tiyatro oyununun mutlaka yeniden okunması gerektiği kanısındayım.

Cevat Çapan

Oğuz Atay’ı kaybedeli 40 yıl olmuş... Bu 40 yıl içinde Oğuz Atay sağlığından daha çok yaşayan bir yazar haline geldi. Ne yazık ki yaşarken değeri bilinmedi, yazdıkları, “Tutunamayanlar” romanı olsun, “Tehlikeli Oyunlar” ya da “Oyunlarla Yaşayanlar” oyunu olsun, hak ettiği ilgiyi görmedi. Bu yüzden kendisi mutsuz öldü diyebilirim, yazdıklarının anlaşılmaması yüzünden. Öldükten sonra bir efsane yazar haline geldi ve tabii okurları pişmanlık da duysalar, değerini zamanında bilmedikleri için, bunu giderebilmek adına her bakımdan onu değerlendirmeye çalıştılar. Bunun şöyle bir tehlikesi var... Belki kitaplarından çok Oğuz Atay’ın kendisini ele aldılar, onun hakkında konuşmak istediler; bu birtakım yanlışlara yol açıyor, onun kişiliğinden çok yazdıklarından yola çıkmak daha doğru olur. Eleştirel bir yaklaşım, yani onu efsaneleştirmek yerine yazdıklarını anlamaya çalışmak çok daha doğru olur bence.

Şebnem İşigüzel

Okur onun olduğu yere son yirmi yılda gelebildi. Bir yazar olarak hayat macerası, eserleri kadar önemlidir benim için. Masamın başında dünyanın batmasını istediğim zamanlarda umut verir.

Orhan Pamuk

(E-posta yoluyla ulaştığımız Orhan Pamuk, “Öteki Renkler” adlı kitabındaki Oğuz Atay ile ilgili bölümden bir alıntı yapmamızı önerdi, biz de aşağıdaki bölümü alıntılıyoruz) Yazarları bildiğimiz ama yazmadığımız şeyleri yazdıkları için severiz. Hem başkalarına benzemediğimiz için edebiyatla ilgileniriz hem de edebiyat bize başkalarına benzediğimizi öğretir. İki türlü Oğuz Atay okuru vardır. 1. “Ah canım Selim!” duyarlığına ilgi duyan kültür ve melodram düşkünü okur. 2. “Bat dünya bat!” sinizmini seven alaycı okur. Ben ikinci takımdanım ve birincilerin Oğuz Atay’dan pek bir şey anladıklarını sanmıyorum.

Ayşe Sarısayın

Oğuz Atay Türk edebiyatında derin izler bırakmış, roman sanatına yenilikler getirmiş bir yazarımız. “Tutunamayanlar”ı lise yıllarımdan başlayarak yaşamımın belli dönemeçlerinde birkaç kez okudum, eşsiz “Demiryolu Hikâyecileri” öyküsünden her okuyuşumda farklı tatlar aldım, alıyorum. Erken ölümü büyük bir kayıptı, yaşasaydı ardında bıraktığı nitelikli kitaplara çok daha fazlası eklenecekti kuşkusuz, ama ben en çok, 1979’dan günümüze bu topraklarda yaşanılanları onun kaleminden okuyamıyor olmamıza hayıflanıyorum. Kısa ömrüne hâlâ tartışılan eserler sığdırmış bir yazar, o ince ironisiyle bize bizi ne güzel anlatırdı kimbilir...

Atay’ın iki labirenti

küçük İskender

Oğuz Atay’ın romanlarında hep iki labirentte kaybolmayı sevdim ben; ilki cam labirent ki içine girdiğinizde geldiğiniz, gitmeye çalıştığınız her yeri görürsünüz ve kaybolmanıza, bir türlü oradan çıkamamanıza yol açan bu saydamlılığı, şeffaflığı anlamak için didinirsiniz. Cam labirent tüm birikimiyle coğrafyanın günlüğüne karşılıktır sanki. İkinci labirent ise aynalı labirenttir ki ona can dayanmaz: Bütün tıkanıklığın, kilitlerin önünde kendi suretiniz, yani insanın varlığı ve sebebi durur. Cam ile ayna arasında trajikomik bir ülke ve yaşayanları. Benimle yaşıt olanlar Oğuz Atay yeniden gündeme gelip de onunla tanıştıklarında ergendiler ve seksen kuşağının şekillenmesinde ciddi önemi ve ağırlığı bulunan bu kaleme her zaman büyük bir saygı, engin bir sevgi beslediler. Başta ben.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler