Havana sokaklarında sinema bir şenlik

Küba’nın başkenti Havana’da düzenlenen Uluslararası Yeni Latin Amerika Sineması Festivali ‘Büyümek İçin Gör’ sloganıyla izleyiciyle buluştu.

Yayınlanma: 13.12.2017 - 19:45
Abone Ol google-news

Meğerse efsane değilmiş; ihtişamlı lakin yıkık ve bakımsız binaların gösterdiği üzere, ekonomik açmazların her türlüsüne ve Trump yönetiminin yeniden sıkıştırdığı ambargo koşullarının ağırlığına rağmen Kübalılar kültür ve sanatla bağlantıyı koparmıyor, sokaklarca uzanan kuyruklarda bekleyerek “Büyümek İçin Gör” sloganıyla devasa sinemaları dolduruyor.

Havana Film Festivali olarak da anılan Uluslararası Yeni Latin Amerika Sineması Festivali, bu yıl 39. kez dünyanın sinemasını kente taşıyor. Festival yönetmeni Ivan Giroud’un söylediği gibi maksat “Bizi ve dünyanın geri kalanını biraraya getiren ortak paydayı hatırlamak ve gelişmeyi sürekli bir hissiyat olarak korumak”. Tam 5500 kişilik Karl Marx Sineması’nda Brezilya yapımı “O Filme de Filme Vida”yla (Hayatımın Filmi) açılan festivalde 8-17 Aralık arasında uzunu kısası 400 film gösteriliyor. Açılış gecesi tamamı kadınlardan oluşan Camerata Romeu gurubu ve piyanist Alejandro Falcon’un müzikleri ise eğlenceden taviz verilmediğinin göstergesiydi.

Çoğunluğunun büfesi, frigo-gazozu olmasa da şahane projeksiyon makineleriyle kentin farklı yerlerindeki 11 sinema salonunda yer bulan filmler arasında Fatih Akın’ın bu yıl Cannes’da Diana Kruger’e en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandıran “Paramparça / In the Fade” filmi de var. 20’lik deste biletlerin iki simit parasına satıldığı, Küba ve Karayipler kadar Latin dünyasının da en önemli sinema etkinliklerinden birisi olarak ana yarışma da bu cenahı öne çıkarmayı hedefliyor. Latin Amerika’nın sömürgeci geçmişiyle yüzleşen filmler arasında kadın yönetmenlerin sayısı ise sevindirici. Arjantinli müthiş sinemacı Lucrecia Martel uzun bir aradan sonra kotardığı “Zama” ile ülkesinin sancılı sömürge tarihinde bir subayın iç sesiyle gezinerek yıkım ve yalnızlığı gösteriyor. Brezilyalı Daniela Thomas da “Vazante” ile Portekiz sömürüsünü hatırlarken ataerkil anlayışın kadınlar üzerindeki tahribatını da unutmuyor. Bu yıl yarışmada iki Küba filmi var. Gerardo Chijona’nın Küba toplumunu traji komik eleştirisiyle seyirciyi hayli güldüren filmi “Los buenos demonios”u izledik. Ernesto Daranas’ın merakla beklenen “Sergio y Serguei” ise festivalin son günlerinde belli ki uzun kuyruklara vesile olacak.

‘Ekim’i beklerken...

Festivalin onur ödülleri ise Batı ile Latin cenahından iki önemli sinemacıya veriliyor. 1950’ler ve 60’lı yıllara damgasını vuran Yeni Sinema hareketinin üyelerinden Carlos Diegues ve Oscar ödüllü Amerikalı sinemacı James Ivory. “Günden Kalanlar”ın da arasında olduğu dokuz filmi gösterilecek olan Ivory şimdiden burada, “Sinemanın geleceğini garantide gördüğüm yerlerden birisi” diyerek içinin rahatladığını söylüyor. Festivalin sayısız bölümleri arasında Fernando Solanas’ın “Sur” filmi de restore edilmiş bir klasik olarak gösteriliyor. Ancak gün sayılan büyük etkinlik Ekim Devrimi’nin 100. Yılı vesilesiyle gösterilecek olan “Ekim”. Sergei M. Einstein’ın 1927 tarihli klasiği için ek seans gösterimleri konuldu bile.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler