‘Cehaleti yenmek zorundayız’

Süleyman Saim Tekcan’ın ‘Döngüsel Seyir’ adlı sergisi MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde.

Yayınlanma: 13.03.2018 - 21:20
Abone Ol google-news

Ressam, grafik sanatçısı ve öğretim üyesi Süleyman Saim Tekcan’ın uzun zamandır üzerinde çalıştığı projesi “Döngüsel Seyir” MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde 30 Mart’a kadar ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. Küratörlüğünü Dilek Karaaziz Şener’in üstlendiği serginin yerleşimini, grafik tasarımcısı Yeşim Demir ve Mimar Nevzat Sayın birlikte hazırladı. Öte yandan sergide Balamir Nazlıca’nın hazırladığı iki filmin gösterimi yapılıyor. Sergi süresince devam edecek etkinliklerin ve sergi turlarının yanı sıra 20 Mart Salı günü, Sunay Akın ile bir sanatçı söyleşisi de yapılacak.

İlk olarak konuştuğumuz küratör Şener, “Sergiyi kavramsal metin üzerinden kurgulamayı tercih ettik. Bu kavramsal metin de, Süleyman Saim Tekcan’ın 1970’li yıllardan bugüne geçen yolculuk hikâyesinin bir öngörüsünü oluşturmaktı. Bu öngörüyü oluştururken de 1970’li yıllardaki eserleriyle 2018, 2017 yılında yapmış olduğu resimleri arasında bağlantıların olduğunu keşfettim ben. Bu nedenle 70’li yıllardan başlayarak bütün eserlerini onun hakkında yazılan her şeyi teker teker elden geçirdim, okudum” sözleriyle hazırlık sürecinden bahsediyor.

Resim ve heykellerin yapıldığı tarihe göre değil, aralarındaki bağlantılara göre sıralandığını söyleyen Şener, “Tabii ki retrospektif de yapılır, ama retrospektif bana biraz daha kolay geliyor. Bu bir ‘döngüsel seyir’ aslında. Serginin akışı da bu döngü üzerine kuruldu. Hem sanatçının yaşamındaki geçişler hem de bu geçişlerin sergi mekânına somut olarak yansıtılması önem taşıdığından dolayı zamanı zamansızlık üzerine kurguladık” şeklinde sergiyi nitelendiriyor.

‘Yaşantımın özeti’

60. sanat yılını kutlamaya yaklaşan Süleyman Saim Tekcan ise sergiyi şu sözlerle anlatıyor: “Bu sergi benim tüm yaşantımın aşağı yukarı özeti olan bir sergi. Ama bir retrospektif sergi değil. Serginin ismi “Döngüsel Seyir.” Bu döngüsel seyir içerisinde hem sanatsal bir döngü var hem de eğitsel bir döngü var. Güzel Sanatlar Akademisi’nde 35 yıl hocalık yaptım, bir dönem dekanlık yaptım, birçok kurumun kurucu dekanlığını yaptım. Bunlardan biri Yeditepe Üniversitesi bir tanesi de Işık Üniversitesi... Bütün bu eğitim yıllarımın içerisinde bir seyir var. Bu seyrin de aslında buradaki sergiyle ilişkileri var. Soyut ve somut denen iki tane kavramın içerisinde birbirine yaklaştırarak oluşturduğum eserler diyebiliriz bu eserlere biz.”

‘Zenginlik bu değil’

Tekcan’a eserlerinde moda temalar seçmek ve sır dolu anlatımlardan daha çok belirgin üslup ve içeriye bağlı olmanın getirdiği zorluklar var mı diye sorduğumuzda ise usta sanatçı, “Benim ticaretle hiç ilişkim yok. Ama onu yürütebilecek kadar ekonomik destek verebileceğim çalışma düzenim var. Bence çok parası olan insanlar çok zengin değil. Kültür ve bilgi zenginlik yaratan bir şey. Çok parası olmayan, bizim gibi ülkenin bize verdiklerini geri döndüren insanlar var. Ben bir müze kurdum, o müzeyi bu ülkeye borcum olduğu için kurdum. Borç ödüyorum ben aslında. Sanatımla borç ödüyorum. Çünkü sanat olmadan bir ülkenin uluslararası platformda saygınlığı olması mümkün değildir diye düşünüyorum. Sanat müzeleri olmayan bir ülke maalesef ülkemiz. Birçok kültürlerin olduğu, fakat bu kültürlerin müzelerinin olmadığı bir ülke. Bu cehaletin getirdiği durumu yenmek zorundayız” cevabını veriyor.

 

Puzzle parçalarını bir araya getirdim’

Küratör Dilek Karaaziz Şener, eserleri sadece aralarındaki etkileşimlerle sıralamanın zorluğu hakkındaki soruyu, “Tabii Süleyman Saim Tekcan 60. sanat yılına yaklaşan bir sanatçı. Şimdi 60 yıllık bir öykü aslında çok iyi bir sanat tarihçisi gözüyle baktığınız zaman sağlam ipuçları veriyor. Bu ipuçlarını yakaladığınız zaman sergiyi kurmak aslında benim için çok keyifli oldu. Bir puzzle düşünün, o puzzle’ın parçalarını bir araya getiriyorsunuz” şeklinde yanıtlıyor.

‘IMOGA en önemli müze’

Süleyman Saim Tekcan, serginin yapım aşamasında da üretmeye devam ettiğini belirtiyor. Sahibi olduğu İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi’nden (IMOGA) bahseden Tekcan, “IMOGA dünya çapında, Türkiye’deki grafik sanatlar dalındaki en önemli müze. IMOGA Channel diye de bir kanalımız var. O kanalda da sanata hizmet edebileceğimiz kültürel bir yayın yapmaktayız” diye konuşuyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler