Geçmiş hep peşimizde

Juan Antonio Bayona’nın Yetimhane ve Kıyamet Günü filmlerinin senaryolarını yazan Sergio G. Sanchez ilk uzun metrajı Marrowbone’da (Karanlık Sır/ 2017) aile ilişkilerini özgün vizyonuyla, yetkin bir görsellikle anlatıyor.

Yayınlanma: 06.04.2018 - 10:52
Abone Ol google-news

Rose Marrowbone (Nicola Harrison) ile dört çocuğu, Jack (George MacKay), Jane (Mia Goth), Billy (Charlie Heaton) ve beş yaşındaki Sam (Matthew Stagg) İngiltere’den ABD’ine yeni bir başlangıç yapmak için giderler. Kocasının şiddetinden kaçan Rose tüm umutlarını buradaki doğup büyüdüğü eve bağlamıştır, artık çocuklarıyla birlikte güvenli bir yaşam sürmek istiyordur. 30 yılın ardından yeni bir başlangıç yapan Rose –Artık Fairbairn değiliz, Marrowbone olduk. Hepimiz biriz. Hiçbir şey, hiç kimse, asla bizi ayıramaz- der çocuklarına.

 

 

Amerika’da kimse onları tanımıyordur, mutlu olmak için şansları vardır. Geçmişi ve karanlık günleri unutmuş gibidirler, Marrowbone’lar kendilerini özgür duyumsuyorlardır. Bu uzun yolculuk Rose’un sağlığını iyice bozmuştur. Son nefesini verirken büyük oğlu Jack’e çocuklarını emanet eder. Jack 21 yaşına girene dek dış dünyadan saklanmak zorundadırlar. Jack tapu devir işlemlerini hırslı avukat Tom Porter’la (Kyle Soller) hallettikten sonra bakımsız, yıkık, aynaları örtülü evdeki korkunç sır ortaya çıkar. Jack’e aşık olan kütüphane memuru Allie (Anya Taylor-Joy) Marrowbone’ların tek umudu olacaktır.

 

 

Juan Antonio Bayona’nın The Orphanage (Yetimhane/ 2007) ile The Impossible (Kıyamet Günü/ 2012) filmlerinin senaryolarını yazan Sergio G. Sanchez, Bayona’nın yapımcısı olduğu ilk uzun metrajı Marrowbone’da (Karanlık Sır/ 2017) aile ilişkileri, suçluluk, düş kırıklığı, gerçek, özveri, keder, üzüntü, aşk, sevgi, güven temalarını yetkin bir görsellikle, özgün bir anlatımla betimliyor.

 

 Filmini İspanya’daki doğup büyüdüğü yerde çekmeyi yeğleyen Sanchez bu seçimini metaforik anlamda eve dönüş olarak tanımlıyor. Aile dramı, korku, doğaüstü gerilim türlerini harmanlayan Sanchez’in düşsel, fantastik masalı gitgide korkutucu, ürpertici bir masala dönüşüyor. “Fantastik öyküler, masallar yaşamın gizemine verilen yanıtlardır. İmgelem varoluşsal boşluklarımızı doldurur” diyen Sanchez, Karanlık Sır’ı gerçekliğe başkaldırı, isyan olarak tanımlıyor.

 

1969 yılını özellikle seçtiğini belirten senarist- yönetmen- İnsanın aya gitmesi yepyeni bir zamanın başlangıcı oldu- diyor. Sanchez’in sinemasal anlatımı tıpkı birbirlerinin içinden çıkarak çoğalan Rus bebekleri matruşkalara benziyor. Bir sır içinde başka bir sırrı barındırıyor, saklıyor. Gotik edebiyattan etkilenerek Marrowbone’u gerçekleştirdiğini vurgulayan Sanchez, Henry James’in The Turn of the Screw (Yürek Burgusu/ 1898), Shirley Jackson’ın We Have Always Lived in the Castle’ı (Biz Hep Şatoda Yaşadık/ 1962) adlı romanlarından, Jack Clayton’ın Our Mother’s House (1967), Robert Mulligan’ın The Other (1972) filmlerinden, David Lean’in sinemasından etkilendiğini irdeliyor.

Endişe, kaygı anlatılmayandan, gösterilmeyenden doğar tanımını destekleyen filmdeki genç oyuncu kadrosunun performansları çok başarılı.

Sergio C. Sanchez’in yönettiği, James MacKay, Mia Goth, Anya Taylor-Joy, Charlie Heaton, Matthew Stagg, Nicola Harrison, Kyle Soller’ın oynadığı parapsikolojik gerilim-korku Marrowbone (Karanlık Sır/ 2017) bugün gösterime girdi.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler