Gerçeküstü bir dünyanın aç insanları

Tübingenli Stefanie Siebert bir “kumaş artisti”. Tanışalı 10 yıl oluyor. Siebert yüzlerce metre kumaş çeşidinden, yıllarca çalışarak insan boyunda bebek insanlar yaratıyor. Şu ana dek yüze yakın figüre yaşam vermiş!

Yayınlanma: 22.12.2018 - 23:30
Abone Ol google-news

“Onlar benim dünyam” diyor. Çünkü neredeyse gece-gündüz birlikte yaşıyorlar. Büyük bir aile, Stefanie Siebert ve bebekleri. Yıllardır kendine büyük bir mekân arıyordu. Sonunda, bundan beş yıl önce, Tübingen yakınlarında şirin kasaba Haigerloch’da tarihi Schwanen Oteli’ni satın aldı. Şimdi otelin salonları, katları, odaları onun insanlarıyla dolu! Dünyada eşi olmayan bir müze. 

Karşımda çoğu yaşını başını almış, suratlar kırışmış, yanaklar sarkmış, gerdanlar çifte, burunlar düşmüş, bakışlar tepeden, cakalı ve donuk, küstah ve şımarık. Bolluk içindeki bir toplumun bu üst sınıf insanları sizi kurgu bir dünyaya alıp, götürüyorlar. Onlar gözünüzün içine bakıyor. Her an konuşacaklar.

1920’lerin Berlin’i
Yeşil ipek tuvaletli şarkıcı kadın, dudakları kıpkırmızı kocaman ağzını açmış şarkılar söylüyor. Suratları kat kat boyalı kadınlar incecik sigaralarını altın ve gümüş uzun ağızlıklarla içerken erkekler purolarını tüttürüyor. Tuvaletleri pahalı terzilerin elinden çıkmış kadınların giyimleri rüküş. Takıları gösterişli, ağır mı ağır.

Başka bir salonda masa başına oturmuş köylü giysili kadınlarla, kısa deri pantalonlu erkekler sosis yiyip bira içiyor. Köşedeki küçük orkestra en popüler dans melodilerini döktürüyor. Ak saçlı bir adam dans ettiği genç kızın omzuna başını dayamış. Üzeri pastalar, kekler dolu bir başka masanın çevresinde toplanmış üç-beş kadın pahalı porselen fincanlardan kahve içip kahkahalar atıyor.
Masanın altına uzanmış süslü püslü köpekleri uyukluyor. 1920’lerin Berlin’indeyiz. Otto Dix’in insanları karşımızda.

Siebert’in insanlarının yüzleri ve elleri ten renginde incecik triko kumaştan. Yüzlerinin içi sentetik pamuk dolu. Gözler her renk boncuktan. Işıldayan parlak kumaştan ringa balığı salamurası. Koyu kahverengi ipekten yuvarlak simitler, üzerlerindeki beyaz tuz taneleri suni inciden. Kuşkonmazlar ipek kumaşla beyaz rujdan.

Sabır...
Siebert insanlarını yaratırken ipeğin yanı sıra saten, deri, ince kadife, sırma şeritler de kullanıyor. Bütün bunları başarmak için sadece sanatçı olmanın yetmeyeceğini söylüyorum. İdealist olmak da gerekli. “Evet” diyor biraz düşünceli. “El emeği, göz nuru ve sonsuz bir sabır insanlarımla ortak yaşamımda bana hep eşlik etti.” Yakında 40 yıl oluyor...

Yarattığı “insanlar”la yıllarca kent kent gezmiş, büyük mağazaların vitrinlerinde, galerilerde, kütüphanelerde, tarihi saraylarda sergilemiş, görenleri hayrete düşürmüş. “Bu insanlarda en küçük ayrıntıya kadar her şey hemen hemen el dikişi. Özellikle yüzlerdeki ayrıntılar el dikişsiz olmuyor. Kullandığım her şey yumuşak olmalı. Satenden ipeğe, kadifeden triko kumaşına” diye anlatıyor ve dudaklarında bir gülümseme devam ediyor: “Canlandırdığım erkekler çoğunlukla yaşını başını almış, yaşamlarının son döneminde, kellifelli kimseler. Kadınlar ise orta yaşın üzerinde, geçmişin güzel günlerinin anı ve özlemiyle yaşamlarını sürdürenler.”

Ziyafet masasında oturanlar keyifli ve de aç. Gülüp konuşanlar, siyah havyara kaşık daldıranlar, kuşkonmazı elle yiyenler, karşısındaki hovarda suratlı zengin ihtiyara göz kırpan hanımlar. Başka bir masada tepsi tepsi havyar, somon, karides, ıstakoz, füme etler, haşlanmış domuz başı, salamlar, sosisler... Posbıyıklı bir garson, elinde şampanya şisesi bekliyor. Bakışlarından yorgun olduğu belli.
Gerçeküstü bir dünyanın insanları yaşıyor eski Schwanen Oteli’nin salon ve odalarında. Stuttgart’a bir saat uzakta, Eyach boğazında bir yamaca yaslanmış şirin kasaba Haigerloch’un gizemli bir geçmişi var! Saltanatlarının son aylarında Naziler bu yörede atom bombası üzerine başarısız çalışmalar yapmış. Tarihi sarayın altında kayalara oyulmuş, orta çağdan kalma bölmeleri Hitler’in atom fizikçileri laboratuvar olarak kullanmış.

[email protected]


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler