Rıdvan Akar: Şampiyon olmasan bile seveceğiz seni yine

Onun içindir ki gönlümüz rahat. “Beşiktaş Brugge’u eler” türü kehanetlerde bulunmadan söylemek gerekirse gönlümüz rahat. Zira “bu takım bu sene bizi mutlu etti”.

Yayınlanma: 11.03.2015 - 23:48
Abone Ol google-news

Artık maça saatler kaldı. Takım deplasmana gitti, bize heyecanı kaldı. Beşiktaş’ın rakibi Brugge öyle sıradan bir takım değil. Son yıllarda alt yapısına önem vererek futboluna çağ atlatan Belçika’nın en dişli takımı olarak biliniyor. Lig, Avrupa ve kupada yaptığı son 36 maçı kaybetmemiş. Ligde 27 maçta attığı 62 gol ile 2.2 gol ortalaması ile oynuyorlar. Yani çetin bir cevizi kırmak gerekiyor.

Ama ne gam!

Beşiktaş Avrupa macerasında iki yıllık özlemin tadını doya doya çıkardı. Karşısına çıkan üç İngiliz takımıyla dişe diş mücadele etti. Aslına bakılırsa Arsenal maçında Wenger’in de kabul ettiği penaltı çalınmış olsaydı, üç İngiliz takımını da geçmiş/ elemiş olacaktı.

İyi ki Beşiktaş var

Onun içindir ki gönlümüz rahat. “Beşiktaş Brugge’u eler” türü kehanetlerde bulunmadan söylemek gerekirse gönlümüz rahat. Zira “bu takım bu sene bizi mutlu etti”. Henüz ortada Avrupa kupası sonuçları yok. Henüz ortada şampiyonluk yolunda katedilecek çooook mesafe var. Ama olsun, Beşiktaş taraftarını onurlandıran, sevindiren, “iyi ki Beşiktaşlıyım” dedirten bir yıl geçiriyor.

Düşünün, sahadaki futbolcuları rakibi atılacak olsa büyük bir avantaj yakalayacak. Faule maruz kalan oyuncu (Veli Kavlak) hakeme gidiyor ve kırmızı kart görmemesi gerektiğini söylüyor. Düşünün rakip aleyhine penaltı çalınmış. Takım öne geçecek. Hocası (Yasin Sülün-U19) penaltıyı haksız buluyor ve oyuncusuna gol atmamasını söylüyor. Beşiktaşlı oyuncu da topu kaleciye yuvarlıyor. Düşünün top avuta çıktı kararına Beşiktaşlı oyuncu (Necip) “kornerdi hocam” diye aleyhine düdük çalınmasını istiyor. Ve düşünün Mustafa Pektemek çıkıyor ve “penaltı değildi hocam” diye kuşkulu bir pozisyon oluşmasına izin vermiyor. Böylesi fair play ve Beşiktaşlı duruşu ile malul bir sezon geçiriyoruz.

Rahatız çünkü

Niye gönlümüz rahat?

Çünkü şampiyonluktaki rakibin lehine 9 penaltı çalınan (ortalama üç maçta bir) bir sezonda Beşiktaş’ın oyuncularına da tam 9 kırmızı kart çalınıyor. Kriter şudur; eğer aynı kartları rakiplere de gösteriyorsanız, hakem olarak eyyam yapmamış olursunuz. Hayır, gösterilmiyor. Yukarıdaki ahvalde, Beşiktaş’ın oyuncuları hiçbir kavga, küfür ve hakarete bulaşmamışken tam 9 kez takım eksik maç tamamlıyor.

Niye mi gönlümüz rahat?

Zira bu takım her maçını deplasmanda oynuyor. “Ebedi dostluk” nutukları atan rakiplerinin İstanbul’da “ezeli rekabet” göstermeleri nedeniyle Beşiktaş kendisine uygun bir saha bulamadı. Bu nedenle kâh Konya, kâh Ankara, kâh taraftarın “Zulümpiyat” diye nitelediği Beşiktaş semtinden tam 30 durak uzaktaki Olimpiyat Stadı’nda maç yapmak zorunda kalıyor.

Dahası, Siyasetin futbolu istismar ettiği ve ranta dönüştürdüğü dönemde e-bilet uygulamasına itiraz eden taraftarın tribünleri yalnızlaştırdığı bir dönemi stadı olmadan geçiriyor. Ama e-bilet yoksa taraftar yeniden takımını sırtlıyor. Avrupa maçlarında olduğu gibi Beşiktaş taraftar rekorları kırarak, tezahüratın nasıl yapılacağını dosta, rakibe göstererek takımını sahipleniyor. Bu ahval ve şeraitte biz Beşiktaş’ın aldığı sonuçları önemser miyiz?

Onun içindir ki bu sezon taraftarın bir şarkısı var.

Diyor ki;

Bazıları kupalara,

Bazıları şampiyonluğa,

Bizim bu büyük aşkımız,

Sadece Beşiktaşımıza.

Şampiyon olmasan bile,

Seveceğiz seni yine de,

Sen bizim yarınlarımız,

Tüm hayatımızsın Beşiktaş...


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler